Sual: İhtiyaç halinde, diğer üç mezhepten birisini taklit etmek caiz
midir?
CEVAP
Elbette caizdir, hatta bazen gerekebilir. Fıkıh kitaplarında bildiriliyor ki:
Bir kimse, kendi mezhebine göre yapamadığı veya güçlükle yaptığı bir işi, başka
bir mezhepte yapılması kolay ise, o mezhebin şartlarına uyarak, bu işi, o
mezhebe göre yapması caizdir. (Redd-ül-Muhtar, Mizan, Hadika, Berika)
Abdest ve gusülde, başka mezhebi taklit etmek için, o mezhebin şartlarına da,
mümkün olduğu kadar uymak lazımdır. O konudaki şartlarına sebepsiz uymazsa,
taklit caiz olmaz. Kendi mezhebine uymayan işi yaptıktan sonra bile, taklit
yapmak caiz olur. İmam-ı Ebu Yusuf’a, Cuma’yı kıldıktan sonra, guslettiği kuyuda
fare ölüsü görüldüğünü bildirdiler, yani abdest aldığı suyun necis olduğunu
söylediler. O da, (Şafii kardeşlerimize göre, guslümüz sahihtir) buyurdu.
(Hadika) [Müctehid, müctehidi taklit edemez. Bir müctehid olan İmam-ı Ebu
Yusuf’un ictihadı, burada İmam-ı Şafii’ye uygun gelmiştir.]
Zaruret olsa da, olmasa da, harac [zorluk, sıkıntı] olduğu zaman, diğer üç
mezhepten biri taklit edilir. (Redd-ül-Muhtar)
Bir Hanefi’nin kendi mezhebine göre yapamadığı bir işi, yapabilmesi için
Şafii’yi taklitte bir beis yoktur. (Bahrürraık, Nehrülfaık)
Şafii âlimleri, kendi mezheplerinde yapılması güç şeylerin Hanefi’ye göre
yapılmasına fetva vermişlerdir. (M. Rabbani)
Zaruret olmasa da, bir ibadeti yapmakta güçlük olunca, bunu yapmak için,
başka mezhebi taklit caizdir. (Mizan, F. Hayriye, F. Hadisiye, Mafüvat)
Tâbi olduğu mezhebe uyarak, bir işi yaparken, harac hasıl olursa, bu iş,
diğer üç mezhepten, harac bulunmayan birini taklit ederek yapılır. (İbni Emir
Hac)
İkinci mezhebe göre de, özrü olanın, üçüncü mezhebi taklidi caizdir. (İ.
Hümam)
Herkes, kendine kolay gelen, dilediği bir mezhebe uyabilir. İhtiyaç halinde,
bir işini, bir mezhebe, başka işini, başka mezhebe göre yapabilir. Ancak bir
işin hepsini, bir mezhebin o konudaki bütün şartlarına uyarak yapması gerekir.
(Redd-ül-Muhtar)
Başka bir mezhebi taklit etmek, mezhepten çıkmak veya mezhep değiştirmek
demek değildir. İhtiyaç halinde, o konuda o mezhebin hükmüyle amel etmektir.
(S. Ebediyye)
Başka mezhebi taklit ederken, bütün şartlarına uyulmazsa, taklit caiz olmaz.
Ancak bütün şartlarına uymak imkansız olursa o zaman, uyulabildiği kadar uyulur.
Birkaç misal verelim:
1- Mukimken, harac olunca, mesela doktor ameliyatta, talebe imtihanda,
güvenlik görevlisi nöbette ise, hastalıkta, kadın emzikli veya istihazalı ise,
abdesti bozan özürlerde, abdest ve teyemmüm için zorluk çekenlerde, a’mâ ve yer
altında çalışan gibi, namaz vaktini anlamakta aciz olanın ve canından, malından
veya namusundan korkanın yahut maişetine zarar gelecek olanın, iki namazı cem
etmeleri caiz olur. Namazı kılmak için işlerinden ayrılmaları mümkün
olmayanların, yalnız böyle günlerde, Hanbeli mezhebini taklit ederek, iki namazı
kılmaları caiz olur. Ancak Hanbeli’de de gusülde ağzın içini yıkamak farzdır.
Bunun için ağzında dolgu olan birisi, zaruretsiz Hanbeli’yi taklit edemez.
Zaruret veya harac olunca da, taklit etmek telfîk olmaz, caiz olur. Çünkü başka
çare yoktur. Namazı kazaya bırakmak haram olduğu için, Hanbeli taklit edilerek
iki namaz cem edilir. (Hulasat-üt-tahkik, S. Eb. 203)
2- Seferde Hanefi hariç, diğer üç mezhepte namazları cem etmek caizdir.
Seferde bir harac varsa, Hanefi olan bu üç mezhepten birini taklit eder. Bu üç
mezhepten hangisine göre guslü ve abdesti varsa o mezhebi taklit eder. Üçüne
göre de yoksa mesela kadına el dokunmuşsa ve elbisesi necis ise, Şafii’yi taklit
edemez, diş dolgusu varsa Hanbeli’yi taklit edemez, gusülde delk yapmamışsa
Maliki’yi taklit edemez. Şimdi ne yapacak bu kişi? Yolda iken gusletmesi,
elbisesini yıkaması çok zor. Namazı kazaya bırakması haram olacağı için, bu
mezheplerden farzlarına daha çok riayet edeceği birini taklit ederek kılması
caiz olur.
3- Bir erkeğin, hanımı ile süt kardeş oldukları, fakat bir iki kere emmiş
olduğu anlaşılsa, Hanefi’ye göre nikahları bozulur. Bunu kurtarmak için diğer
mezheplerde bir çare aranır. Mesela Şafii veya Hanbeli taklit edilir. Çünkü
Şafii’de ve Hanbeli’de ayrı ayrı beş kere doya doya emmedikçe süt kardeşi olmaz.
4- Bir erkek, hanımını üç talakla boşasa, nikahlarını devam ettirebilmek
için diğer mezheplerde bir çare aranır. Mesela nikahları Şafii mezhebine uygun
olarak kıyılmamışsa, Şafii mezhebi taklit edilir. Yani Şafii’ye uygun nikahları
yapılarak evliliklerine devam ederler.
Şafii olan bir kimse de, bazı zorluklardan dolayı Hanefi veya diğer mezhepleri
taklit eder. Çünkü S. Ebediyye’de diyor ki: Yolda, nakil vasıtalarında
[dolmuşta, otobüste], alış verişte [pazarda, markette] kadınlara temas korkusu
olan Şafii, Hanefi veya Maliki’yi taklit etmelidir. (s. 146)
Şimdi bu kaideye göre birkaç misal verelim:
1- Hacca giden bir Şafii’nin kadınlara dokunma ihtimali olduğu için
abdestli bulunması zordur. Bu durumda Hanefi veya Maliki mezhebini taklit eder.
2- Şafii bir doktor, kadınlara dokununca abdesti bozulacağı için Hanefi’yi
taklit eder.
3- Şafii bir genç, bir kız kaçırsa, kızın babası razı olmazsa, Şafii’de,
velisinin rızası olmadıkça evlenmesi caiz olmaz. Hanefi’yi taklit ederek velisiz
de evlenebilir.
4- Şafii’de zekat 8 sınıfa verilir, sonraki gelen Şafii âlimleri üç sınıfa
verilse de caiz olacağını bildirmişlerdir. Ancak üç sınıfı bulmak da zordur.
Hanefi mezhebi taklit edilerek bir sınıfa verilir.
5- Şafii’de fıtra, kağıt para ile hatta altın ile de verilmez. Tâ Van’dan
Buğday getiren Şafiiler gördüm. Bu kadar sıkıntıya lüzum yoktur. Hak mezheplerin
farklı ictihadından faydalanmak rahmettir. Hanefi mezhebi taklit edilerek altın
veya gümüş verilir.
Sual: Hangi durumlarda, başka bir mezhep taklit edilir?
CEVAP
Bir farzı yapmanın veya bir haramdan sakınmanın imkânsız veya meşakkatli,
güç olması durumunda, önce kendi mezhebimizde çare aranır. Kendi mezhebimizde
çare yoksa diğer üç mezhebe bakılır. Hangi mezhepte çare varsa, o iş için, o
konuda o mezhep taklit edilir. Hanefi âlimlerinden Muhammed Bağdadi hazretleri
buyuruyor ki:
Başka bir mezhebi taklit edebilmek için üç şart vardır:
1– Kendi mezhebine göre başladığı bir işi, başka mezhebe uyarak
tamamlayamaz. Mesela, Hanefi’ye göre aldığı abdest ile Şafii’ye göre namaz
kılamaz.
2– Taklit ettiği iki mezhep de, bu işe, bâtıl dememeli. Bir Şafii,
(Şafii’de abdest uzuvlarını ovmak farz değil, Maliki’de de kadına dokunmak
abdesti bozmaz) diye, yabancı kadına dokunarak ve uzuvlarını ovmadan aldığı
abdest ile namaz kılarsa, bu iki mezhebe göre de namazı sahih olmaz; çünkü
yabancı kadına dokunmak, Şafii’de abdesti bozar. Ovmak [delk] ise Maliki’de
farzdır.
3– Mezheplerin kolaylıklarını toplamamalıdır. Mesela, Hanefi’de velisiz
veya Maliki’de şahitsiz yapılan nikâh sahih olur. Ama hem velisiz, hem de
şahitsiz olan bir nikâh sahih olmaz. (Taklit risalesi)
İsmail Nablüsi hazretleri buyuruyor ki:
İhtiyaç olunca, başka mezhebi taklit ederek işini yapabilir. Fakat bu iş için, o
mezhepte olan şartların hepsini uyabildiği kadar yerine getirmesi lazımdır.
(İkd-ül-ferid)
Başka mezhebi taklit etmek bazen şart, bazen caiz ve bazen de caiz değildir:
Taklidin mecbur olduğu durumlar:
1– Şafii mezhebine göre, zekâtın, Kur’an-ı kerimde bildirilen sekiz sınıf
insanın her sınıfına verilmesi lazımdır. Bunlardan, müellefe-i kulub sınıfı [ile
zekât toplayan memur sınıfı ve kölelikten kurtarılacak borçlu sınıfı] bugün
yoktur. Bunları bulup zekât vermek imkânsız olduğu için, Şafiilerin bu
sınıflardan sadece birine verebilmeleri için, Hanefi mezhebini taklit etmeleri
gerekir. (M. Rabbani 3/22)
2– Şehirlerarası otobüsle yolculukta, inip yerde kılınamazsa yahut
bırakılması mümkün olmayan iş sebebiyle, öğle, ikindi, akşam veya yatsı namazı
vaktinde kılınamayacaksa, seferi olan; Maliki veya Şafii’yi, mukim olan
Hanbelî’yi taklit ederek, öğleyle ikindiyi, akşamla da yatsıyı cem eder. Cem
etmeye imkân varken, kazaya bırakmak caiz olmaz. (S. Ebediyye)
3– Diş dolgusu olanın, gusül, abdest ve namazda Maliki veya Şafii mezhebini
taklit etmesi şarttır. Taklit etmezse, guslü ve buna bağlı olan abdesti ve
namazı, sahih olmaz. (S. Ebediyye)
4– Hacda kadınlara dokunarak, abdestinin bozulma ihtimali çok ise,
Şafiilerin, Hanefi veya Maliki’yi taklit etmesi gerekir. (S. Ebediyye)
5– Elbisesindeki necaseti temizleme imkânı olmayan Hanefi veya Şafii, namazı
kazaya kalacaksa, Maliki mezhebini taklit ederek namazını kılar. Maliki
mezhebinde, necaset namaza mani değildir. Temizlemek sünnettir. (S. Ebediyye)
Mezhep taklidinin caiz olmadığı durumlar:
1– Dünyalığa, şehvetine kavuşmak için, başka mezhebi taklit caiz değildir.
(Ukud-üd-dürriyye)
2– Hanefi mezhebinde olan kadınların, Şafii mezhebini taklit ederek
mahremsiz hacca gitmeleri caiz değildir. Mezhep taklidi, ancak emrolunan bir iş
yapılırken, meşakkat, sıkıntı olduğu zaman, bu sıkıntıdan kurtulmak içindir.
Mahrem bir erkeği bulunmayan kadının, hacca gitmesi emrolunmadı ki, Şafii’yi
taklit etmek lazım olsun. (S. Ebediyye)
3– Şafii’de sütkardeş olmak için, ayrı ayrı beş kere, doya doya emmek
gerekir. 1–2 kere emen bir Hanefi, (Şafii’de sütkardeş olmaz) diye,
sütkardeşiyle evlenemez. Ancak, evlendikten sonra sütkardeş oldukları meydana
çıkmışsa, o zaman bir yuvanın yıkılmaması için, Şafii taklit edilebilir.
4– Maliki’yi taklit eden, seferde iken, bir ihtiyaç, bir sıkıntı olmadan,
iki namazı cem edemez.
Taklidin efdal olduğu durumlar:
1–Hanefi mezhebinde, erkeğin dizi avrettir. Şafii’de diz avret değil, göbek
avrettir. Maliki ve Hanbelî mezheplerinde, yalnız seveteyn avrettir. [Ön ve arka
avret yeri.] Hanefi ve Şafii olan erkeğin, nafakasını kazanmak veya fitne
çıkmasını önlemek için, sıkışık durumda, diğer iki mezhepten birini taklit edip
uyluklarını örtmemesi caiz olur. (S. Ebediyye)
2– Şafii’de, ölü için iskat yapılmaz. Hanefi taklit edilerek iskat
yapılabilir. (Neful-enam)
3– Uyumak veya unutmak, namazın kazaya kalması için özürdür. Ancak bu
durumlarda henüz asr-ı sani [ikinci ikindi vakti] ve işa-i sani [ikinci yatsı
vakti] girmemişse, öğle ve akşam namazlarını, asr-ı evvel [birinci ikindi] ve
işa-i evvel [birinci yatsı] vakitlerinde, kılar. Bu vakitler de, çıkmış ise,
Hanbelî’ye uyarak öğle ile ikindi, akşam ile yatsı namazlarını cem eder, kazaya
bırakmaz.
4– Şafii’de, [mübalağa etmeden] abdest alırken boğaza su kaçması orucu
bozmaz. Hanefi’de ise bozar. Elinde olmadan boğazına su kaçan Hanefi, Şafii
mezhebini taklit ederse, orucunu bozulmaktan kurtarmış olur. Hanbelî mezhebinde
de, abdest alırken boğaza su kaçması orucu bozmaz. Bu konuda Hanbelî’yi de
taklit etmek de caizdir.
5– Ramazan ayında her gün ayrı ayrı niyet etmek gerekir. Oruca niyet
etmeyi unutan kimsenin orucu sahih olmaz. Ama (Bu orucu İmam Züfer’in
kavline uyarak tuttum) veya (Bu orucu, Maliki mezhebine göre tuttum)
denirse, yine sahih olur.
6– Şafii’de, oruca imsak vaktinden önce niyet etmek şarttır. Uyumak,
unutmak gibi herhangi bir sebeple bunu yapamayan bir Şafii, (Bu orucumu
Hanefi mezhebine uyarak tutuyorum) derse oruç sahih olur. Bozulmaktan
kurtulmuş olur.
7– Hanefi mezhebinde, ödünç verirken ödeme tarihi belirlemek caiz
değildir. Ödeme tarihi koyabilmek için, Maliki mezhebini taklit etmek caiz olur.
(Eşbah)
Mezhep taklidinin caiz olduğu durumlar:
1– Bir erkeğin, hanımı ile sütkardeş oldukları, fakat birinin veya her
ikisinin, bir kere emmiş olduğu anlaşılsa, Hanefi mezhebine göre nikâhları
bozulur. Ayrılırlar veya Şafii mezhebini taklit ederler. Nikâhlarında velileri
bulunmamış ise yahut şahitler salih değilse, yeniden Şafii mezhebine göre nikâh
yaparak evli kalırlar. Eğer doyuncaya kadar beş kere emmiş ise, Şafii mezhebini
taklit mümkün olmaz. Ayrılmaları gerekir. (S. Ebediyye)
2- Şafii bir genç, bir kız kaçırsa, kızın babası razı olmazsa, Şafii’de,
velisinin rızası olmadıkça evlenmesi caiz olmaz. Hanefi’yi taklit ederek velisiz
de evlenebilir.
3– Kirpi eti yemek, gelincik [fil hastalığına] iyi gelir. Hanefi ve
Hanbelî’de kirpi haramdır. Hasta, Maliki veya Şafii mezhebinden birini taklit
ederek yiyebilir. (S. Ebediyye)
4– Şafii olan bir doktor, kadın hastaları muayene ederken abdestinin
bozulmaması için, muayene esnasında Hanefi veya Maliki mezhebini taklit etmesi
caizdir. (S. Ebediyye)
5– Üç talakla boşanan kadın, başka bir erkekle evlenip, o erkek de, bunu
boşamadıkça, eski kocası ile evlenemez. Böyle bir durumda, ilk nikâhları
Şafii’ye uygun yapılmamışsa, Şafii mezhebi taklit edilerek, Şafii mezhebine
uygun nikâh yapmaları caiz olur. (Redd-ül-muhtar)
6– Şafii mezhebinde fitre için, buğdayın veya diğer maddelerin kıymeti kadar
altın, gümüş vermek caiz değildir. Hanefi mezhebi taklit edilerek, buğday
yerine, değeri kadar altın veya gümüş vermek caizdir. (Şemseddin-i Remli)
7– İstanbul’daki bir kimsenin babası Erzurum’da ikamet ederken vefat etse,
babası vasiyet etmediyse, babası için hacca vekil göndermek isterse, Erzurum’dan
göndermesi farzdır. Başka yerden gönderemez. Şafii mezhebinde mikat dışındaki
her yerden göndermesi caizdir. Hanefi olanlar, paraları az ise, Şafii mezhebini
taklit ederek, vasiyet etmemiş ana, baba ve yakınları için, Mekke’de vekil
tutabilirler. (S. Ebediyye)
8– Hastada, ihtiyarda, abdesti bozan bir şey hâsıl olursa, Maliki
mezhebinde, özür sahibi olur, abdesti bozulmaz. Hanefi ve Şafii’de özür sahibi
olamayan hasta ve ihtiyarın, Maliki mezhebinin ikinci kavlini taklit etmesi
caizdir. (Mezahib-i Erbaa)
9– Namaz içinde idrar, yel kaçıran veya başka bir akıntısı olan Hanefi’nin,
Maliki mezhebini taklit etmesi caiz olur. (S. Ebediyye)
10– Hanefi mezhebinde lavman, orucu bozar. Ancak şiddetli kabızlık çeken,
Maliki mezhebini taklit ederek, gündüz oruçlu iken lavman yaptırırsa, oruca
devam edebilir. Çünkü Maliki mezhebinde lavman orucu bozmaz. (Mizan)
11- Şafii bir kimse, karşı cinsten nikâh düşen birine dokununca abdesti
bozulur. Bunun için yolda, nakil vasıtalarında [dolmuşta, otobüste, trende],
alış verişte [pazarda, markette] karşı cinse dokunma ihtimali olan Şafii olan
kimse, Hanefi veya Maliki mezhebini taklit etmelidir. (S. Ebediyye)
12- Müslüman kadınların, gayrimüslim kadınlara görünmesi, yabancı erkeklere
görünmeleri gibi üç mezhepte de haramdır. Bunların yanında başı açık durmak
gerektiği zaman Hanbelî mezhebi taklit edilirse, yani (Hanbelî’ye uydum) denirse
günahtan kurtulmuş olunur.
Mezhep taklit edilirken
Sual: Fıkhi suallere cevap veren bir yazıda, yaradan akan kan irin, sarı su
gibi abdesti bozan şeyler için Şafii mezhebine uyulabileceği, ancak sadece
abdestte, Şafiye uymak gerektiği, namazda ise yine Hanefi olarak devam etmek
gerektiği bildirildi. Namazda da uymak gerekmez mi?
CEVAP
Evet gerekir. Bu yazı yanlıştır. Namaz, abdest ve gusül ile birlikte bir
ibadettir. Üçü birdir. Bunlardan birisi olmazsa, ötekiler sahih olsa da ibadet
sahih olmaz. Abdesti veya guslü olmayanın namazı da olmaz. Guslü Şafii’ye,
abdest veya namazı Hanefi’ye göre olsa, bu namaz her iki mezhebe göre de sahih
olmaz. Hanefi’ye göre guslü olmadığı için sahih olmaz. Şafii’ye göre de, abdest
veya namazda uyması gereken şartlara uymadığı için sahih olmaz.
Yapılan iş, bir hak mezhebe göre sahih olmalıdır. Yarısı birinden, yarısı
ötekinden olmaz. Günlük işlerde bile böyle değil mi? Farklı iki marka otomobil
düşünün. Parçaların isimleri genellikle aynıdır ama, çalışma sistemi, ebadı,
vidaları farklı olduğu için parçaları birbirinde kullanılamaz. Ancak standart
olmadıkça birinin parçası diğerine takılmaz. İnat edip zorlanıp takılırsa netice
alınmaz. Mezheplerin hükümleri standart değildir. Birinde farz olan şey,
diğerinde sünnet, hatta mekruh oluyor. Mesela imam arkasında Fatiha okumak
Şafii’de farz, Hanefi’de mekruhtur. Taklit eden, namazda Fatiha okumazsa,
Şafii’ye göre namazı sahih olmaz. Hanefi’ye göre de guslü olmadığı için sahih
olmaz. Bir ibadetin bir kısmı bir mezhebe, diğeri de öteki mezhebe göre
yapılırsa, zaruret olmadıkça caiz olmaz.
Bahsettiğiniz yazıda, (Abdesti şafiye göre al, namazı Hanefi’ye gör kıl)
deniyor. Hanefi’ye göre kılınca, abdestsiz kılmış olur. Şafii’ye göre namaz
kılarsa, abdestinin de, guslünün de Şafii’ye uygun olması gerekir. Bu kaidelere
uymazsa telfîk işlemiş olur. Telfîk ise haramdır.
Yazar Ali Eren, mezhepsizin birisini tenkit ettiği yazısında, bid’at mezheplere
ve dört mezhep haricindeki âlimlere göre fetva verilemeyeceğini, telfîk-ı
mezahibin bâtıl olduğunu bildirip, mezhepsizlerin yaptığı işin, keçinin ön
bacaklarını, mandanın gövdesini, devenin arka bacaklarını alıp yeni bir hayvan
meydana getirmeye benzediğini bildirmişti. Evet geyiğin boynuzunu, devenin
boynunu, filin hortumunu, kangurunun kesesini, yılanın gövdesini, domuzun
kuyruğunu alıp meydana getirilecek hayvan, hilkat garibesi olur.
Ali Eren hoca, eti yenenlerden örnek vermiş. Halbuki,
mezhepsizler, Abduh gibi, İbni Teymiye gibi, eti yenmeyenlerden de fetva
veriyorlar. Üç talak, bir talak diyorlar. Oje abdeste mani olmaz, ince naylon
çoraba mesh caiz diyorlar.
İhtiyaç olunca ancak dört hak mezhepten birisi taklit edilir. Bunlar sadece
sözde değil, fiiliyatta da haktır. Bir hak mezhep taklit edilirken, o mezhebin o
konudaki şartlarına, yani farz ve müfsitlerine riayet edilmesi şarttır.
Sual: Bir işi yaparken, meşakkat ile karşılaşan kimse, ne yapar?
CEVAP
Bir iş yaparken, özrü hâsıl olup, bu işin kendi mezhebindeki şartlarından
birine uyması güçleşen kimse, bu işi, dört mezhepten herhangi birindeki
şartlarına uyarak yapar. Bu ikinci mezhebin, bu iş için olan şartlarının hepsine
uyması lazım olur. Bu şartlardan birine uyması zor olur; fakat kendi mezhebinde
kolay olursa, bu işi yapması sahih olur. İki mezhep, zaruri telfik edilmiş olur.
Kendi mezhebinde de, zor olur ise, kendi mezhebindeki birinci şartı yapmaması
caiz olur; fakat Eshab-ı kiramdan birinin ictihadına göre caiz olabileceğini
düşünmek, iyi olur. Resulullahın vefatında hayatta bulunan binlerce Sahabinin
her biri müctehid idi. Dört mezhepten birini taklit etmekte zorluk hâsıl olduğu
zaman, Eshab-ı kiramdan birinin ictihadına uygun olan ibadetimiz sahih olur.
Özür olunca, zann-ı galibimiz makbul olur. (S. Ebediyye)
Sual: Haram olan bir şeyi, zaruret halinde, yapmak caiz olduğuna göre, elde
olmayan bir sebeple, bir haramı işleyecek veya bir farzı terk edecek olanın,
başka bir mezhebi taklit etmesi gerekir mi?
CEVAP
Haram işlememek veya farzı terk etmemek için, önce kendi mezhebimizde çare
aranır. Kendi mezhebimizde, çıkış yolu yoksa diğer üç mezhebe bakılır. Hangi
mezhepte çıkış yolu varsa, o konuda, o mezhep taklit edilir. Dört mezhepte de
çıkış yolu yoksa ve zaruret de varsa, ancak o zaman, farzı tehir veya terk etmek
caiz olur. O iş haram ise, zaruret miktarınca işlemek caiz olur.
Sual: İmam-ı Şafii hazretleri, İmam-ı a’zam hazretlerinin kabrini ziyaret
ettiğinde, sabah namazı kılarken, ona hürmeten kunut okumamış. Bir müctehid,
başka bir müctehidi taklit edemediğine göre buradaki incelik nedir?
CEVAP
İmam-ı Şafii hazretleri burada taklit etmiyor. O anda öyle ictihad ediyor,
yani yine kendi ictihadıyla kunut okumamış oluyor.