Elektriğin bâzı psikiyatrik hastalıkların tedâvisinde kullanılması. Daha çok “Elektro tonvulsif tedâvi” olarak bilinir. Elektrik akımı bâzı psikiyatrik hastalıkların tedâvisinde, sara nöbetlerine benzer kasılmalar meydana getirerek faydalı olmaktadır. 1937’de İtalya’da Bini, kasılma meydana getirmek için elektrik akımının kullanılabileceğini ileri sürmüş, hayvanlara yapılan çeşitli tecrübelerinden sonra Cerletti ve Bini’nin elektroşok tedâvisi bugünkü şeklini bulmuştur.

Elektroşok, hastanın şakaklarına tatbik edilen elektrotlardan belirli bir elektrik akımının belirli süre içinde (yarım sn gibi) geçirilmesinden ibârettir. Aç karına, idrar boşaltıldıktan sonra yapılır. Elektrik akımı verildiği anda, tipik elektroşok krizinde şuur derhal kaybolur ve akım geçtiği sürece elektrik akımının direkt uyarmasına bağlı genel bir kasılma görülür. Bundan sonra tipik sara nöbeti ortaya çıkar. Nöbeti müteakip kısa süreli bir şuur kaybı devresi vardır (3-5 dk). Elektroşok tedâvisi sırasında bâzı arzu edilmeyen neticeler olabilir. Bunların başında kol ve bacaklarda kırıklar, çıkıklar, omurgada kırıklar, çene çıkıkları ve nefes alamama gelir. Fakat bunlar oldukça nâdirdir. Hastanın dilini ısırmasını önlemek için önceden ağzına bir lâstik parçası veya bez tampon vermek iyi bir uygulamadır.

Bir elektroşok kürü, umumiyetle haftada üç defâ yapılan yedi şokluk bir seri olmakla beraber, bu miktarın tâyini ancak hastalığın seyrine bağlıdır. Elektroşok tedâvisinin bugün ençok faydalı olduğu hastalıklar şizofreni ve bilhassa intihar riski yüksek olan melankoli nöbetleridir (ağır depresyon, bunalım). Şizofrenideki tesiri umumiyetle geçici olmaktadır. İntihar tehlikesi olan ağır depresyonlarda (buhran) âni bir iyileşme yapabilir. Elektroşok tedâvisinin iyi tarafı ucuz olması ve hastaların hastanede yatma sürelerini kısaltmasıdır. Zannedilenin aksine tehlikesi azdır ve tedâvi esnâsında hasta hiçbir şey hissetmemektedir. Yalnız yaşlı hastalara, kalp rahatsızlığı olanlara tatbik edilmemelidir.