A (1114) | B (527) | C (326) | D (413) | E (571) | F (239) | G (275) | H (942) | İ (454) | J (19) | K (840) | L (165) | M (1275) | N (492) | O (286) | P (298) | R (355) | Ş (870) | T (498) | Ü (161) | V (201) | Y (198) | Z (205)
Başlıksıralama simgesi Yazı
Resulullahın vârislerine güvensizlik

Mezhepsizlik demek, Resulullah efendimizin vârisleri olan âlimlere düşmanlık demektir. Suizan ve iftira demektir. Hadis-i şerifte, (Âlim Allah’ın güvendiği kimsedir, Resulullahın vârisidir) buyuruluyor.

Kendisine güvenilmeyip dil uzatılan Hadika’nın sahibi kimdir?...

Retansiyon

Birikme, toplanıp kalma. (örn. İdrar retansiyonu; idrar tutulması, idrar yapamama)

Retiküler

Ağ gibi, ağ biçiminde.

Retina

Gözün en iç tabakası, ağ tabaka.

Retinit

Retina iltihabı.

Retrobulber

Göz küresinin arka kısmı.

Retrobülber Nörit

Görme sinirinin, gözün arka kısmındaki bülümünün ani görme kaybı ile karakterize iltihabı durumu.

Retrogressiv

Gerileyen.

Retroperitoneal

Periton zarın arkasında.

Retroversi

Bir organın normal konumda değil arkaya doğru eğik durumda olması.

Revâfıd

Râfizîler. Hazret-i Ali'yi sevmekte taşkınlık ederek diğer Eshâb-ı kirâmı (Peygamber efendimizin arkadaşlarını) kötüleyenler. Doğru yoldan sapanlar. (Bkz. Râfızîler)

Revaskülarizasyon

Yeniden damarlanma.

Revâtib Sünnetler

Peygamber efendimizin beş vakit namazın farzından önce veya sonra devamlı kıldığı müekked sünnetler.
Revâtib sünnetler, sünnet-i hüdâ olup, bunlar İslâm dîninin şiârıdır (alâmetidir). Bu ümmete mahsusturlar. (Abdülganî...

Reyhan

Rızık, merhamet, güzel.

Reyhane binti Semun

Peygamberimizin hanımlarından.

Peygamber efendimiz Hendek savaşından sonra, 626 senesinde, Medine’nin dışında bulunan ve bir kaleye sığınan Benî Kureyza yahudîlerinin üzerine yürüdü. Çünkü bunlar orada devamlı huzursuzluk kaynağı oluyorlardı.

Benî Kureyza yahudîlerinin bulunduğu kale; muhasara ve...

Reynaud

Sebebi bilinmeyen, daha çok ortaya yaşlı kadınlarda rastlanan bir rahatsızlık olup, özellikle soğuğa maruz kalınca parmaklarda morarma ve hissizleşme ile karakterize bir damar rahatsızlığıdır.

Rezâlet

Rezillik, kötü ahlâk, fazîletin zıddı.

Rezeksiyon

Bir organ veya vücut kısmının bir bölümünün veya tamamının çıkartılması.

Rezidü

Artık, bakiye.

Rezidüel

Kalan, artan. (örn. Rezidüel idrar; idrar yapıldıktan sonra çıkartılamıyarak geride kalan idrar)

Rezîl

Alçak, îtibârsız.
Allah için tevâzû edeni, Allahü teâlâ yükseltir. Kim de kibirlenirse, Allahü teâlâ rezîl eder. (Hadîs-i şerîf-Berîka)

Rezistan

Mukavim, dirençli.

Rezorbsiyon

Emilme.

Rezzâk (Er-Rezzâk)

Allahü teâlânın Esmâ-i hüsnâsından (güzel isimlerinden). Her yarattığı ve rızık vereceği mahlûkunun rızkını yaratıcı ve ulaştırıcı ve o rızık ile faydalanma sebeblerini hazırlayan ve rızık gönderen Allahü teâlâ.

Kur'ân-ı ker...

RH Faktörü

 

Ria

Dölyolunda girilerek dölyatağı içine doğum kontrolü amacıyla yerleştirilen araç.

Ribâ

Fâiz; ödünç vermekte, rehnde (ipotekte) ve alış-verişte, alıcıdan veya vericiden (satıcıdan) birinin ötekine karşılık olarak vermesi şart edilen fazla mal. (Bkz. Fâiz)

Allahü teâlâ âyet-i kerîmelerde meâlen buyuruyor ki:
...

Ribâ'l-Fadl

Ölçü veya tartıyla alınıp satılan şeyleri, kendi cinsleriyle peşin olarak, karşılığı olmayan bir fazlalıkla değişmek.
Bir dirhem gümüşü, bir buçuk dirhem gümüş ile, peşin olarak değişmek, ribâ'l-fadl olur. (İbn-i Âbidîn)

Ribât

Sınır karakolu; İslâm dînini üstün kılmak, müslümanlardan kâfirlerin şerrini, zararını def etmek için düşman sınırında nöbet beklemek.

Allahü teâlâ Kur'ân-ı kerîmde meâlen buyurdu ki:

Ribe'n-Nesîe

Gecikme ribâsı. Bir cinsten olan iki şeyin birini, diğeri karşılığında veresiye olarak satmak veya başka başka cinslerden olup; ağırlık, hacim veya uzunluk ölçüsüyle yâhut belirli ölçülerde olup, sayıyla alınıp satılan iki şeyi veresiye değişmek. Mik tarlar...

Ribi Bin Âmir

Eshab-ı kiramın elçilerinden.

Hazret-i Ömer'in hilafeti zamanı idi. İslâm adaleti altında müslümanlar, bir taraftan altın devirlerini yaşarken, diğer taraftan da İslâm orduları, dört bir cephede yeni fetihler yapıyor, zaferler kazanıyor ve İslâm topraklarını genişletiyorlardı.

Zincirlerle...

Ric'î Talâk

Geri dönülebilen talâk (boşanma). Zevceye yaklaştıktan sonra sarîh (açık) veya işâretle, üç adedine veya bir ivâza (bedele, karşılığa) bağlı olmaksızın ve beynûnete yâni ayrılığa delâlet eden (gösteren) bir sıfatla sıfatlanmamış ve...

Ricâl-i Gayb

Her devirde bulunan fakat herkesçe tanınıp bilinmeyen ve görülmeyen, dünyânın nizâmı ile vazîfeli mübârek, büyük zâtlar.
Nûr Muhammed Pünti, ricâl-i gaybdendir. (İmâm-ı Rabbânî)

Rics

Pis, murdar.
Allahü teâlâ Kur'ân-ı kerîmde meâlen buyurdu ki:
Ey îmân edenler! İçki, kumar, (tapmaya mahsus) dikili taşlar, fal okları, ancak şeytanın amelinden birer rics'tir. Onun için bunlardan kaçının ki...

Rıdâ (Radâ)

Süt emme çağında yâni iki buçuk yaşından küçük bir çocuğun bir kadının memesinden süt emmesi veya bir kadının sütü bir vâsıta ile çocuğun mîdesine gitmesi.

Evlenmede nesebden (soydan) haram olanlar, rıdâ'dan da...

Riddet

İrtidâd etme. İslâm dîninden çıkma. (Bkz. İrtidâd ve Mürted)
Riddet, niyyetle yâni kalbinden dinden çıkmaya karar vermekle yâhut küfr olan söz veya fiil ile İslâm'dan ilgiyi, alâkayı kesmek ile olur. (İmâm-ı Şa'râ...