Genellikle yiyeceklerin alınmasından sonra ortaya çıkan ve karın boşluğundaki çeşitli şikâyetleri içine alan geniş mânâlı bir terim. Hazımsızlık olduğu zaman karında dolgunluk, basınç, ağrı, mîde yanması, geğirme, gerginlik veya şişkinlik bulunabilir. Çoğu zaman hazımsızlık şikâyetlerinin belli bir sebebi bulunamaz. Bunlar fonksiyonel hazımsızlık olarak nitelenirler ki, şahsın psikolojik sebeplerden kaynaklanan durumunu ifâde eder.

Yemeklerden hemen sonra ortaya çıkan şikâyetler; safra kesesi yetmezlikleri, yemek borusu hastalıkları, gastritler, mîde kanseri ve ülseri durumlarında görülebilir. Yemeklerden birkaç saat sonra gelişen rahatsızlıklar ise oniki parmak barsağı ülserlerinde ve pankreas yetmezliklerinde görülür. Geceleri veya arka üstü yatarken husûle gelen ağrı; mîde fıtıkları, oniki parmak barsağı ülserleri ve pankreas kanserlerinde olur.

Sıvı gıdâlarda bir problem olmadığı hâlde katı gıdâların kolay yutulamadığı durumlarda yemek borusu darlığı ve buranın kanseri düşünülmelidir. Yağlı gıdâların yenmesinin akabinde ortaya çıkan rahatsızlıklar daha ziyâde safra veya pankreas yetmezliğine bağlıdır.

Bâzı kişiler buğday unundan yapılan gıdâ maddelerini, bâzıları bakla, bâzıları yumurta, süt, çilek gibi yiyecekleri yediklerinde rahatsızlıklar gelişir. Bu durumlar genellikle özel bir hastalığa veya o gıdâya karşı olan hazım bozukluğuna tekâbül eder.

Karında fazla gaz bulunması ve şişkinlik de hazımsızlık olarak değerlendirilir. Sindirim kanalındaki gazların büyük kısmı yutulan havadır. Huzursuzluk, az yeme, hızlı yeme alışkanlığı durumlarında yutulan hava miktarı artar. Gazların ikinci büyük kaynağı ise karbonhidrat ve proteinler üzerine bakterilerin etkisi ile barsak içinde husûle gelen gazdır. Kuru baklagiller gibi emilemeyen şekerleri ihtivâ eden yiyeceklerin yenmesi de fazla miktarda gaz meydana getirebilir. Barsaklarda bulunan fazla gaz gerilme, ağrı, ishal veya şişkinliğe sebeb olabilir. Bunun için kuru bakliyattan perhiz etmeli, yavaş yavaş ve iyice çiğneyerek yemek yemeli ve çok sinirlenmemeli, sinirli ve heyecanlı durumdayken sofraya oturmamalıdır.

Mîde-barsak sistemi dışındaki bir takım hastalıklar da hazımsızlığa yol açabilir. Meselâ kalp yetmezliği, üremi, akciğer veremi ve kanserlerde hazımsızlık belirgin bir şikâyet hâlinde ortaya çıkabilir.

Hazımsızlığı olan hastanın mîde-barsak sisteminin filimleri çekilerek organlarda belli bir rahatsızlığın olup olmadığı araştırılmalıdır. Eğer herhangi bir hastalık tesbit edilemezse rûhî olaylara bağlı olduğu kabûl edilip, psikiyatrik tedâvi yapılmalıdır.

Bundan başka belli özelliği olmayan gıdâ tahammülsüzlükleri vardır. Burada, hazımsızlık yapmaması gereken bâzı yiyecekler bâzı kişilerde belirtilere sebeb olur. Meselâ, herkesin bildiği gibi çay; kabızlık, şişkinlik, uykusuzluk yapar. Bâzı kişilerde bunun tersi söz konusudur. Yâhut armut normalde pekliği yok eder, ancak bâzı kişilerde peklik yapar. Buna, bâzı bünyelerin kendine has özelliklere sâhib olması sebeb olarak gösterilmiştir.