Haleb'de yetişen velîlerden. 1115 (H.509) senesinde Haleb'de vefât etti. Kabri Haleb'deki zâviyesindedir. Tasavvufta Şeyh Kâdı Vecihüddîn hazretlerinin sohbetlerinde kemâle erdi. Hocasını tanıması şöyle olmuştur: Haleb'de kendi işi ile meşgûl iken bir gece rüyâsında etrafı aydınlatan bir meşâle gördü. Bu nur şehre gelip onun dükkanına girdi. Sabah namazı vaktinde uyanıp bu rüyâda bir işâret olduğunu düşünüp bakalım ne zuhur edecek diyerek bekledi.

Bu rüyâsından sonra yine önceki gibi işiyle meşgûl olmaya devâm etti. O gün Şeyh Kâdı Vecihüddîn hazretleri hac dönüşü Bağdât'a giderken Haleb'e uğradı. Huzûruna gidip gördüğü rüyâyı anlattı. Rüyâsını tâbir edince, onu evine dâvet edip yemek ikrâm etti. Bu görüşmeleri sırasında ona talebe oldu. Onunla birlikte gitti. Bundan sonra Şeyh Kâdı Vecîhüddîn hazretlerinin sohbetlerinde bulundu. Tasavvufta yetişip kemâle erdikten sonra hocası onu Haleb halkını irşâd etmesi, dinimizin emir ve yasaklarını, güzel ahlâkı anlatması için vazîfelendirdi. O sırada Mısır sultanı, Selâhaddîn Yûsuf bin Eyyûb idi. Bu sultanın Haleb'e tâyin ettiği vâli Emir Muhammed, Osman Harrât hazretlerine çok hürmet gösterip dostları ve sevenlerinden oldu. Onun için Haleb'de bir mescid ve bir dergâh yaptırdı. Bu dergâhta uzun müddet talebe yetiştirdi. İnsanları irşâd ile meşgûl oldu.

1) Lemezât; Süleymâniye Kütüphânesi, Hacı Mahmûd Kısmı, No:4536; s.90