Hikmet ehli zatlar buyuruyor ki:
Kur’an-ı kerimde, şeytanın aldatmasının çok zayıf olduğu bildiriliyor; hatta
salih kullara hiç etki edemeyeceği de açıklanıyor. İsra suresinde mealen
buyuruluyor ki:
(Benim kullarıma senin hâkimiyetin yoktur, onlara musallat olamazsın.)
İyiler de, kötüler de Allahü teâlânın kulu olduğu halde, salihler için (Benim
kulum) buyuruyor. Demek ki, Rabbimizin (Benim kulum) dediği salih
kimselere, şeytan musallat olamıyor. Paraya, kötü arzularına kul olanlara,
musallat oluyor. Casiye suresinde, (Hevasını ilah edinenler)
tabiri geçiyor. Yani, kötü arzularının kulu olanlar buyuruluyor. Kişi neye
tapıyorsa onun kuludur.
Cehennemde şeytanın yakasına yapışarak şöyle diyecekler:
— Senin yüzünden geldik buraya ey melun!
İblis, (Bir dakika, siz dünyada beni gördünüz mü? Sesimi duydunuz mu?) diye
soracak. Görmedik ve duymadık diyecekler. (Peki, siz dünyada hiç dinden bahseden
insan, hoca vs, görmediniz mi? Siz hiç din kitabı okumadınız mı? Siz hiç dinden
bahseden, nasihat eden duymadınız mı?) diye soracak. (Gördük, okuduk ve duyduk)
diyecekler. İblis diyecek ki:
— Yani siz şimdi gördüğünüze ve duyduğunuza değil de, görmediğinize ve
duymadığınıza tâbi olup buraya geldiniz ha! Siz gidin, kendinizi ayıplayın, sizi
bu hâle düşüren arkadaşınızı bulun. Benimki sadece vesveseden ibaretti. Siz
gerçeklere değil de, vesveseye itibar ettiniz.
Altını sarraf bilir
Sözü dinde senet âlim, mantar gibi yerden bitmez. Kesin olarak, hocalarının
Resulullaha dayanması lazım. Zira dinimiz nakil dinidir, kimse kendiliğinden bir
şey diyemez.
Hep hocasından anlatan bir talebeye sorarlar:
— Hep büyükler diyorsunuz, büyükler şöyle iyidir, şöyle üstündür diyorsunuz.
Allah aşkına onlar size ne öğretti?
— Şunu öğretti: Sizin önünüzde 73 tane, birbirinin şekil, ağırlık, renk
olarak aynısı olan altın kap olsa ve deseler ki bunlardan 72’si sahte; fakat bir
tanesi gerçek ve siz bu gerçek olanı ilk denemenizde, hatasız olarak
bulacaksınız. İşte büyükler bize, o ilk denemede, onca kap arasından doğru olanı
bulmayı öğretti!
— Herkes kendi altınını doğru biliyor, ne malum sizinkinin doğru olduğu?
— Bu noktada, şu düstur işin içine girer. İslam, akıl değil, nakil dinidir. O
doğru cevabı hocamıza hocası, ona da hocası, ona da onun hocası olmak üzere
Resulullah efendimize kadar uzanan Silsile-i Zeheb (Altın silsile)
ulaştırmaktadır. Bu noktada kimse, kendiliğinden bir şey diyemez.
GÜNÜN MENKIBESİ