Karaciğer parankiması (karaciğerin vazifelerini yürüten esas kısmı)nın harâbiyeti, yeni bağ dokusunun teşekkülü ve karaciğer hücrelerinde büyüme ve sayıca artışla karakterlenen yaygın, müzmin, ilerleyici ve kötü gidişli karaciğer iltihâbı. Siroza yol açan sebepleri şöylece sıralayabiliriz:

Viral hepatitler (posthepatitik siroz), kronik alkolizm (alkolik siroz), kolestaz (safra tıkanıklığı) ve kolonjit (safra yolu iltihabı) (biliyer siroz), hemokromatozis (pigmenter siroz), hepatolentiküler degenerasyon (wilson sirozu), galaktozemi, pankreasın kistik fibrozisi, kötü beslenme (nütrisyonel siroz), enfeksiyonlar ve bâzı paraziter hastalıklar (malarik siroz, sifilitik siroz, paraziter siroz). Siroz vak’alarının % 40-50 kadarında ise altta yatan sebep bulunmaz ki bunlara da kritojsenik siroz ismi verilir. Müzmin karaciğer sirozuna protal siroz ismi de verilmektedir.

Siroz bütün ırklarda ve milletlerde rastlanan yaygın bir hastalıktır. Gerek siroz, gerek bu hastalıktan ölüm oranı alkol alışkanlığına paralel olarak artmaktadır. Siroz, genellikle alkoliklerin bir hastalığıdır. Siroz erkeklerde daha sık görülür, bunda erkeklerin daha çok alkol alma alışkanlığının rolü de vardır. Siroza en çok 40-60 yaşlar arasında rastlanır. Sirozdan ölenlere yapılan otopside karaciğer genellikle normalden küçük bulunmuştur. Üzeri nodüler (yumrulu), kıvamı serttir.

Tam olarak teşekkül etmiş olmasına rağmen bâzan siroz, uzun seneler belirtisiz kalıp, bir kontrol sırasında, bir ameliyatta veya otopside tesâdüfen teşhis edilebilir. Bunlara gizli siroz denilebilir.

Sirozda çok çeşitli ve değişik belirtilere ve klinik bulgulara rastlanırsa da bunların çoğunluğu, ya karaciğer yetmezliği veya portal hipertansiyon netîcesidir. (Bkz. Tansiyon)
Sirozun kompanse (dengelenmiş) devresinde başlangıç şikâyeti; çabuk yorulma, halsizlik, iştahsızlık bulantı-kusma, ishâl-kabız, yemeklerden sonra ağırlık basması, şişkinlik olabilir. Alkolik bir şahısta sindirim sistemine âit şikâyetlerin ve bilhassa sabah kusmalarının başlaması veya bu belirtilerle birlikte evvelce çok fazla içen şahsın birdenbire içkiye ara vermesi hâlinde sirozdan şüphe edilmelidir. Hastalık, yemek borusu varisinin yırtılmasına bağlı kan kusma ile de başlayabilir. Önceden hiçbir şikâyeti yokken, 40 yaş üstündeki bir şahısta hemoroid teşekkülü de sirozun ilk belirtilerinden biri olabilir. Burun ve diş eti kanamaları, âdet bozuklukları, barsak kanamaları, zayıflama ve karın ağrıları görülebilir.

Karaciğerin % 80 veya daha fazla kısmı harap olmadan karaciğer yetmezliği meydana gelmez. Siroz, müzmin bir hastalık olduğundan, karaciğer yetmezliğine âit belirtilerin ortaya çıkışı çok yavaştır.

İlerlememiş devrede; kalp genellikle küçük, tansiyon vak’aların çoğunda düşüktür. Sirozlu erkeklerde testis (haya) küçülmesi, iktidarsızlık, memelerin büyümesi söz konusudur. Dalak ve karaciğer büyüklüğü, bacaklarda ödem, hafif bir sarılık, hemoroid görülür.

Sirozun dekompanse (ilerlemiş) döneminde hasta ileri derecede zayıflamıştır. Karında sıvı toplanmasına bağlı karın şişkinliği söz konusudur. Yanaklar ve burun genişlemiş toplardamarlardan dolayı pembe veya kırmızıdır. Saçlar ince, gövde ve uzuvlardaki kıllar çok azalmış, göğüs kılları tamâmen kaybolmuştur. Yüzde ve gövdede, önce örümceksi ben adı verilen kırmızımtrak damar genişlemeleri vardır. Avuç içleri kırmızımsıdır. Deri kasıntısı da mevcuttur. Mîde-barsak bozuklukları görülür. Hastanın nefesi pis kokar. Dekompanse dönemde portal hipertansiyonun bulguları iyice kendini gösterir.

Sirozun komplikasyonları (kötü neticeleri) arasında; tüberküloz, fıtıklar, portal toplardamar tıkanması, kanserleşme, barsak tıkanıklığı, kanamalar ve karaciğer koması sayılabilir.
Gizli ve kompanse safhada en değerli teşhis metodları; karaciğer biyopsisi, laparaskopi (karın boşluğunun açılarak incelenmesi) ve splenopartografi (portalzenin) filminin çekilmesidir.
Hastalığın gidişâtı; kompanse safhada nisbeten iyi, karında sıvı toplanmasından sonra ise kötüdür. Erken devrede teşhis edilen vak’alarda tedâviyle dekompansasyon safhasını geciktirmek ve hattâ önlemek mümkün olmaktadır. En iyi neticeler alkolik sirozda alınır. Sirozda en sık rastlanan ölüm sebebi, enfeksiyonlardır. Vak’aların % 10-20’si mîde-barsak kanamalarından bir kısmı da ilerleyici karaciğer yetmezliği ve bunun neticesi olan karaciğer kanamasındandır.

Tedâvi: Karaciğer sirozunun erken devrelerinde tedâvinin esâsı istirahat, besleyici bir diyet, karaciğerin zararlı tesirlerden korunması ve iyi bir bakımdan ibârettir. Enfeksiyonlar, ödem ve karında sıvı toplanması, karaciğer koması veya yemek borusu varislerinin yırtılmasına bağlı kanama gibi durumlarda hastânelerde ayrıca özel tedâvi, tedbir ve çârelerine mürâcaat edilir.
Başta alkol olmak üzere karaciğeri harâb ettiği bilinen bütün ilâç ve maddelerden kaçınmalıdır. İslâm dînî bütün alkollü içkileri yasaklamak sûretiyle bu mühim hastalık için de sağlıklı olmanın yolunu göstermiş olmaktadır.

Diğer siroz türlerinin de tedâvi şekilleri aşağı yukarı aynıdır. Son yıllarda karaciğer tramsplantasyonuyla, hastalığa kesin çözüm bulma yolu denenmekte ve başarılı sonuçlar alınmaktadır.