Evliyânın büyüklerinden ve Şâfiî mezhebi fıkıh âlimi. İsmi, Ahmed bin Muhammed bin Süleymân, künyesi Ebü’l-Abbâs’dır. Lakabı Şihâbüddîn’dir. Zâhid diye meşhûr oldu. Doğum târihi bilinmemektedir. 1416 (H.819) senesi Rebî’ul-evvel ayının yirmi dördünde, Kâhire’de vefât etti. Maksem'de kendi yaptırdığı câminin yanına defnedildi. Kabri ziyâret yeridir.

Zâhid, tasavvuf bilgilerini Kutbüddîn Dımeşkî el-İsfeheydî'den öğrendi. Fıkıh ilmini Şihâbüddîn bin İmâd’dan tahsîl etti. Şihâbüddîn Dımeşkî de ilim aldığı âlimlerdendi. Ebû AbdullahGamrî, Midyen, Abdürrahmân bin Bektemir ve çok kimselere ilim öğretip, ilim ve edeb yoluna kavuşmalarına vesîle oldu.

Zâhid, birçok yerde hayır ve hasenât olarak ilim yuvaları, câmiler yaptırdı. El-Maksem’deki câmisi en meşhûr olanıdır. Burada vâz edip ders verdi.

Zâhid, kendi eliyle yazdığı bir mektubunun başında şöyle demektedir: “Elhamdülillahi alâ külli hâl. Ahmed Zâhid’den Şeyh Muhammed Gabrî’nin oğluna. Allahü teâlâ sana iyilikler versin. Magfiret ederek, son nefeste hüsn-i hâtime nasîb etsin. Allahü teâlânın selâmı, rahmeti ve bereketi üzerinize olsun. Allahü teâlâdan, size dünyâ ve âhirette yardım etmesini dileriz.”

Başka bir mektubunda da şöyle yazdı: “Allahü teâlâya hamd ve Resûlüne salâttan sonra; Ahmed’den, oradaki gönül ehli kardeşlerime. Allahü teâlâ onlara iyilikler versin. Kendisine itâatte yardım eylesin. Allahü teâlâ, fadlı ve rahmeti ile, gönül ehli olan tasavvuf erbâbını üstün kıldı. O, dilediği şeye muktedirdir. Herkesin size muhabbet göstermesi, Allahü teâlânın lutf u ihsânıdır. Hamd, Allahü teâlâ içindir. O’na çok şükrediniz. Devâm üzere de ibâdet ediniz. Allahü teâlâ bizi ve sizleri âhirette sevdikleriyle birlikte bulundursun. İleride İnşâallahü teâlâ yanınıza gelip bir müddet kalacağım...”

Zâhid, birçok eserler tasnif etti. Bunlardan bâzıları şunlardır: 1) Risâlet-ün-Nûr: Îmân, îtikâd, fıkıh ve tasavvuf bilgilerini ihtivâ etmekte olup, dört cilddir. 2) Hidâyet-ül-Müteallim ve Umdet-ül-Muallim: Fıkıh ve tasavvuf bilgilerini (güzel ahlâkı) ihtivâ etmekte olup, bir cilddir. 3) Bidâyet-ül-Müsterşid, 4) Tuhfet-ül-Mübtedî, 5) Lem’at-ül-Müntehî, 6) Hidâyet-ün-Nâsıh, 7) Hızb-ül-Felâh en-Nâsıh, 8) El-Meniyyet-ül-Vâride İbâdullah-iş-Şâride, 9) El-Kevâkib-üd-Dürriyye, 10) Kifâyet-ül-Müteabbid fil-Ezkâr ved-Deâvât, 11) El-Manzûmet-üs-Sittîn, 12) El-İrşâd li A’mâl-is-Sahîha, 13) El-İ'tikâd, 14) Tuhfet-üs-Silâk fî Edeb-is-Sivâk, 15) Hakk-ür-Rakîk vel-Meşyü fit-Tarîk, 16) Nasîhat-ül-Ulemâ li İhvânihim-ül-Mü’- minîn, 17) Hidâyet-ül-Ahbâb fis-Sıhhati vel-Meâb, 18) Taleb-üz-Zâd li Yevm-il-Mîâd, 19) El-Ubdetü İnd-eş-Şiddeti, 20) En-Nasîhatü fit-Tergîb fis Saff- il-Evveli, 21) Âdâbü Şürb-il-Mâ', 22) El-Kelâm alel-Müskirât ve Muhaddirhâ ve Müskiruhâ, 23) Mukaddimet-ün-fil-Fıkh, 24) El-Beyân-üş-Şâfî fil-Hacc-il-Kâfî.

EY KARDEŞİM!

Zâhid, vefâtına yakın bir kâğıda şunları yazdı: “Ben, fakîr Ahmed Zâhid derim ki: Kelime-i şehâdetin mânâsına kalbiyle inanıp ve diliyle de söyleyen bir kimseyim. İslâm dîni dışındaki her din ve inanıştan ve Muhammed aleyhisselâmın bildirdiği Ehl-i sünnet ve cemâat fırkası dışındaki her fırkadan uzağım. Allahü teâlâya ve Allahü teâlâdan gelen şeylerin hepsine, O’nun murâdına uygun îmân ettim. Resûlü Muhammed aleyhisselâma ve getirdiklerine O’nun bildirdiği şekilde îmân ettim. Aklıma, hatırıma gelen şeylerin hiç birisine Allahü teâlâ benzemez. Bu şehâdetimi Allahü teâlâya emânet bırakıyorum. Allahü teâlâ, kendisine emânet bıraktığım bu güzel inanışım ile, muhtâc olduğum son nefesde yardım eder ve îmân ile gitmemi nasîb eder inşâallah...

Ey kardeşlerim, size Allahü teâlâdan korkmayı, O’nun emirlerini öğrenmeyi ve öğrendiklerinizle amel etmenizi tavsiye ediyorum. Beni defnettiğinizde, başucumda Fâtiha ve Bekara sûresini okuyunuz. Yâsîn ve Tebâreke sûrelerini de okuyup, hâsıl olan sevâbı bana hediye ediniz ve üç defâ şöyle deyiniz: “Yâ Rabbî! Muhammed aleyhisselâmın ve O’nun Ehl-i beytinin ve Eshâb-ı kirâmının hürmetine bu meyyite azâb yapma!” Arkamdan hayır ve hasenâtta bulununuz. Talebelerim ve çocuklarım benim vârisimdir.”

1) Mu’cem-ül-Müellifîn; c.2, s.108

2) Ed-Dav-ül-Lâmi’; c.2, s.111

3) El-A’lâm; c.1, s.226

4) Keşf-üz-Zünûn; c.1, s.896, c.2, s.1669, 2041, 2043

5) Brockelmann Sup-2, s.112, 149

6) İslâm Âlimleri Ansiklopedisi; c.13, s.169