Kanın beyaz veya renksiz hücreleri. Akyuvarlar mimroplara karşı vücudumuzun başlıca koruyucusudur. Bunların birkaç çeşidi olup bir kısmı direkt mikrobu yutma görevini üstlenirken, bir başka çeşit de mikroplara karşı dolaylı savunmayı sağlayan korunma meddelerini (antimorları) yapmaktadır.

Çeşitleri: Çekirdekleri tanecikleri (granülositler): Bunların asıl görevi; Nörofil, Bazofil ve Ezofil lökositler olarak adlandırılırlar. Lenfositler ve plama hücreleri: Bu tip hücrelerin görevleri dolaylı savunma sağlayan maddelere “Antikor” ismi verilir. Çekirdekleri hücreye göre küçüktür. Monositler: Bunlar da, vazifeleri mikropları yutmak olan akyuvarlardır. Çekirdekleri böbrek veya fasulye tanesi biçimindedir.

Bir yer zedelenince, akyuvarlar oraya üşüşürler. İçeri giren bakterinin üzerine saldırırlar. Bu akyuvarlardan bazıları ölse bile hemen yerlerini yenileri alır. Yaranın çevresinde biriken akyuvarlar, bakteriler ve ölü hücrelerle birlikte irin (cerehat) adını alarak yaradan dışarı akarlar. Normalde bir mm kanda bulunan akyuvar sayısı 4-10 bin arasındadır. Bulaşıcı hastalıklarda bu sayı çok fazla artar ve bir mm kanda 30.000-50.000 i bulur. Özellikle streptokok, stafikolok, gonokok denilen mikrop gruplarının yaptığı hastalıklarda akyuvar sayısı çok artar. Kan kanserlerinde de akyuvar sayısı çok fazladır, hatta bütün kemik iliğini akyuvarlar doldurur. Ancak bu akyuvarlar görev yapamaz durukda, başıboş üreyen ve kanser hücresini niteligini almış hücrelerdir. Sebebi bilinmeyen bazı hastalıklarda da akyuvar sayısının aşırı arttığı görülür.

Akyuvarlar, bütün kan hücreleri gibi kemik iliginde yapılır. Kemik iliğindeki nötrofillerin sayısı dolaşımdakilerden çok fazladır. Dolaşıma girip de hayatları boyunca dolaşımda kalanların ömürleri 30 saat madardır. Kandaki akyuvar sayısı saatten saate değişir. Sabahları azdır, öğlene doğru en yüksek seviyesine ulaşır.

Akyuvar azalmasına “Lökopeni” denir. Bazı hastalıklarda, akyuvarların azaldığı görülür. Bazı kansızlıklarda (anemilerde), kan kanserlerinin bazı tiplerinde, insan bağışıklık sistemini tutan bir kısım habis hastalıklarda ve mikrobik hastalıkların bazılarında akyuvar sayısı normalin altına iner. Granülositlerin kemik iliğinden direkt kana verilmesine karşı; lenfositler dolaşım sistemine lenf (akkan) yollarından girip kana karışırlar. İnsanda, yalnız göğüs akkan kanalı yoluyla 3.5 milyar lenfositin dolaşıma geçtiği hesaplanmıştır. Lenfositler de büyük ve küçük olmak üzere iki çeşitte ele alınabilirler. Küçük lenfositler allerji reaksiyonlarından sorumludur.