Sual: Bazı kimselere bir hadis-i şerif söyleyince o İsrailiyat’tır inanma diyorlar. İsrailiyat nedir? Peygamber efendimiz İsrailiyat’tan bahsetmiş midir?
CEVAP
İsrâil oğullarından yani Ehl-i kitap denilen Yahudi ve Hıristiyanlardan gelen haberlerdir.
Yakub aleyhisselamın bir ismi de İsrail’dir. Bu sebeple onun nesline Beni İsrail denilmiştir. Onlardan gelen haberlere İsrailiyat denmesi bu sebepledir.

İslami inanca, iman esaslarına ve dini hükümlere ters düşmeyen mubah olan haberleri anlatmak yasak değildir. Mezhepsizlere göre İsrailiyat aslı olmayan hadisler demektir. Halbuki Peygamber efendimiz buyuruyor ki:
(Beni İsrail’den naklen bazı şeyler söyleyin, bunda vebal yoktur. Çünkü onlarda duyduklarınızdan daha acayip şeyler geçmiştir.) [İ. Şafii, İbni Menığ]

(Bildirdiğim âyeti
[ve hadisi] tebliğ edin. Beni İsrail’den de söyleyin. Yalnız bana, bilerek yalan isnat eden kimse Cehennemdeki yerine hazırlansın.) [Buhari, Tirmizi, İbni Hibban]

Demek ki İsrailiyat’tan bahsetmekte mahzur yoktur, hatta dinin emridir. Yasak olan Peygamber efendimizin bildirmediği şeyleri, Resulullah bildirdi diye söylemektir.

Bu bakımdan muhaddis âlimlerin bildirdikleri hadis-i şeriflere bu İsrailiyat demek çok çirkin bir iftira olur. Doğru olarak İsrailiyat’tan bahsetmek dinin emridir. Mesela hadis-i şeriflerde buyuruluyor ki:

(Ne yazık beni İsrail’e ki, kendilerine iç yağı haram edildiği halde, onu alıp sattılar, bedelini yediler. İşte bunun gibi size de içkinin alıp satılması haramdır.)
[Taberani]

(Beni İsrail‘den iki kişi arkadaş idiler. Birisi günahkâr, diğeri ise çok ibadet eden bir âbid idi. Abid, diğerini günah işlediğini gördükçe
“Vaz geç” diye ikaz ediyordu. Onu yine bir gün bir günah işlerken görüp ona “Bu günahlardan vaz geç” dedi. Günahkâr olan “Beni yalnız bırak, Rabbim seni bana gözcü mü gönderdi?” dedi. Abid, “Vallahi Allah seni mağfiret etmez ve Cennetine koymaz” dedi. İkisi de ölüp Rabbül âleminin huzurunda buluştular. Allahü teâlâ, [günahlarının ezikliği içinde kıvranan] günahkâra “Git rahmetimle Cennete gir” buyurdu. [İbadetiyle ucba kapılan ve günahkâra Cehennemlik diye yemin eden] Abid için de, “Bunu da Cehenneme götürün” buyurdu.) [Ebu Davud, İ.Ahmed]

(Beni İsrail’den Kifl isimli biri vardı. Günahtan pek sakınmazdı. Ona
[paraya ihtiyacı olan] bir kadın geldi. Durumunu bildirdi. Kifl, onunla ilişkide bulunmak şartıyla kadına altmış altın verdi. Kadınla kapalı bir yere geldiler. Kadın zangır zangır titriyordu. Sonra ağlamaya başladı. Adam, “Neden ağlıyorsun, seni zorladım mı?” dedi. Kadın, “Hayır, ama ben şimdiye kadar böyle bir şey yapmadım. Bu çirkin işe beni ihtiyacım sürükledi” dedi. Kifl, “Madem ki sen yapmadığın işi ihtiyacından dolayı yapmak zorundasın, öyleyse git, para da senin olsun” dedi. Kifl ayrıca yemin ederek “Vallahi bundan sonra ben de bu çirkin işi bir daha yapmam” dedi ve o gece de öldü. Sabahleyin kapısına şöyle yazılmış olduğu görüldü:
“Allah, Kifli mağfiret etti.”)
[Tirmizi, İ.Ahmed, İbni Ebi Şeybe, Taberani, Hakim]