Yürek, insanda büyük ve küçük dolaşıma kan gönderen, adale pompası.
İnsan ve hayvan vücudunun bir parçası olan kalb, sol memenin ve iki parmak aşağısında bulunur. Yumurta veya çam kozalağı şeklinde olup, et ve damarlardan yapılmalıdır. Vücut fabrikasının çalışma merkezi kalbdir, yani yürektir. Kalbin tekallüsü (kasılması), yumruk sıkmak gibi basit bir sıkışma olmayıp, kanın hareketi istikâmetinde giderek kalbin ucunda nihayetlenen bir titreşim dalgası şeklindedir. Böyle bir kasılma dalgası yarım saniye devam edip, saniyenin altıda biri kadar süren bir aralıklas tekrar eder. Bu tekerrürler, kalb faaliyetininnizam ve ahengidir. Kalbimiz günde yüzbin defa çarpıp, yüzbin defa, bir saniyenin altıda biri kadar zaman istirahat eder. Yani, günde beş saate yakın dinlenir. Demek ki, ortalama bir insan ömrü altmış sene kabul edilirse, böyle bir insanın kalbi, oniki sene kadar istirahatde kalır. Kalbimiz, her çarpışında 100 cm kan çekerek, günde damarlara 10.000 litre kan gönderir. Buna göre kalb her darbesinde, bir kilo ağırlığı yarım metreye kaldıracak kadar iş yapmaktadır ki, bir insan, kendi kalbinin kuvvet ile işlemekte olan bir asasörle, bir saatte, yerden bir apartmanın beşinci katına çıkabilecektir. Yani, insan kalbi 1/375 beygir kuvvetinde bir motordur.

Kalb kulakçıkları: Sağ ve sol olmak üzere, kalb kasından yapılmış iki boşluktur. Ara bölme ile birbirlerinden; kapakçıklar vasıtasıyla karıncıklardan ayrılırlar. Akciğerden gelen kan ''akciğer toplardamarları'' vasıtasıyla sol kulakçığa; vücuttan gelen kirli kan ise ''kava toplardamarı'' vasıtasıyla sağ kulakçığa dökülür.

Kalb karıncıkları: Bunlar da sağlı- sollu iki adet boşluktur. Birbirlerinden ayıran bölme, doğuştan kapanmazsa, buna ''kalbi delik'' denir. Sık görülür. Ameliyatı gerekir. Aynı durum, kulakçıklar arası bölmede de meydana gelebilir. sağ karıncıktan akciğer atardamarı, soldakinden aort (ana vücut atardamarı) çıkar. Kanın kalbin kulakçıklarından karıncıklarına geçtiği, kapakçıkların tutunduğu özel kaslar, karıncık içinde bulunur. Sol karıncık daha kuvvetli kaslara sahiptir ve duvarı daha kalındır. Bu kaslar sinus düğümünden çıkan uyarılarla, irâde dışı olarak dakikida ortalama 72 defa kasılır ve gevşerler.

Kalb kapakçıkları: Kalbin dört yerinde kapakçık vardır. İkisi kulakçıklar ile karıncıklar arasında yer alır. Bunların kapanması ile birinci kalb sesi meydana gelir. Soldaki biraz daha önce kapanır. Buna ''mitral kapakçık'' denir. Aynı zamanda ateşli romatizmada en çok tutulan kapakçıktır. Harabiyetten dolayı daralırsa, hastalar kırmızı yanaklı, mor dudaklı olurlar. Ameliyatı gerekir. Bu iki kapak kulakçıkların kasılmaları esnasında açılır; karıcıklar kasılınca kapanırlar. Böylece kan tekrar kulakçıklara kaçmaz. Diğer iki kapakçık ise, aort çıkısında ve ''akciğer atardamarı'' çıkışında bulunur. Bunlar açılınca ''ikinci kalb sesi'' duyulur. Aort damarındaki biraz daha önce açılır. Kulakçıkların kasılması esnasında kapanarak kanın tekrar kalbe dolmasına mâni olurlar.
Parmaklarımızı, diğer kolumuzun baş parmak hizasına koyarsak nabız atmasını duyarız. Nabzın dakikadaki adedi vücudun kan ihtiyacına tâbidir. Bu sebeple nabız, kuşlarda, dakikada 200, insanda 75, atda 35, filde 25'dir. Birkaç aylık çocuk kalbi, büyük insanın iki misli çarpar, büyük insanın iki misli çarpar. Nabız adedi, sıcak havada azalır.

Kalbin çalışması: Kalb, bir otomobil gibi olmayıp bir elektron motoru gibidir. Kanda çözünmüş tuzların iyonlarından biri olan potasyum atomu radyoaktifdir. Bir insan da otuz gram potasyum olup, hergün bir milyar elektron neşreder.

Kalbin giriş kapısında bir sinir makinesi vardır. Bu makine tıpkı bayram yerlerinde, çocukların atış tecrübelerinde mermi hedefe isabet edince, hedef olan cisimde hareket meydana geldiği gibi, bir elektron isabeti ile, kalbi harekete getirir. Kalbten çıkan kan, damarlarla, vücudun her tarafına dağılır. Bu damarlar çok sağlamdır. Kalbe bağlı epher damarı (Aort), yirmi atmosfer basınca mukavemet eder. Lokomotifler, 10- 16 atmosferlik buhar tazyiki ile işlediğinden, yanmaktan korunabildiği takdirde bu damarlarla lokomotif boruları yapabilecek kadar sağlamdır. Damarlar, kalbden uzaklaşdıkça dallara ayrılır, yâni incelir. En ince damarlara kapiller denir. Kapiller bir kıldan elli defa daha incedir.

Aorttan ve bütün kapillerden aynı zamanda geçen kan bir kaç metre süratle aktığı halde, etrafda sürat azalarak kapillerde hemen hemen sıfır olur. Kan, yarım milimetre uzunluğundaki kapillerden bir saniye de geçer. Bu saniye içinde gaz alış verişi olup, geri döner, Kan, kalb içinden 1'5 saniyede geçmekte, 5-7 saniyede akciğerleri dolaşmakta, dimağı (beyini) 8 saniyede dolaşmaktadır. Yâni bir kan hücresi, yirmidört saatte, üçbin defakalbten vücuda gönderilmektedir. İş esnasında veya ateşli hastalıklarda, kalbin çarpma kuvveti azalınca kan sürati iki misline kadar artar.

Kalb hastalıkları: Yürek denilen kalb, çok hassas bir organdır. Küçük bir hastalıktan zarar görür, kalbin kapakçıklarında, adalesinde, dış ve iç zarlarında, kendini besleyen damarlarında (koronerler), iletim sisteminde ve vücudu besleyen damarlarda husûle gelen herhangi bir harabiyet kalbi etkiler. Çocuklarda en az sık görülen kalb hastalığı doğuştan kalb ârazlarıdır. ''kalbi delik'' denilen çocuklar bu gruptadır. Büyük çocuklarda ve gençlerde, ateşli romatizmaya bağlı kalb kapakçık hastalıkları; yetişkinlerde ise, atardamar sertliğine ve yğksek tansiyona bağlı kalb hastalıkları en sık meydana gelir.