Dini Konular
Ara

Vehhabilerin Feth-ül mecid kitabı, 75.sayfasında bazı İslam âlimlerinin, evliyaların isimlerini vererek, (...bunların kitapları, Ebu Cehlin hatırlarına gelmeyen şirk ile doludur) diyor.
CEVAP
İnsanların üstünlerinin, yani Peygamberlerin, meleklerin üstünlerinden daha yüksek olduklarını, bu vehhabi kitabı da yazmakta, meleklerin tasarruf ve tesirlerine inanmakta, fakat Allahü teâlânın Evliyasına keramet olarak, tesir ve tasarruf verdiğine ise inanmamakta, buna inananlara müşrik demektedir. Ehl-i sünnet âlimleri, vehhabilerin ortaya çıkacaklarını, keramet olarak, bilmişler, bunlara, yıllarca önce cevaplar yazmışlardır. Bu âlimlerin başında, Muhyiddin-i Arabi ve Sadreddin-i Konevi ve Celaleddin-i Rumi ve Seyyid Ahmed Bedevi ve imam-ı Rabbani hazretleri gibi Veliler bulunmaktadır. Vehhabiler, işte bunun için, bu Velileri beğenmiyorlar.

Kâfire verilen şey, sevgili kullara verilmez mi?
Sihirle, kâfirlerin ne harika şeyler yaptığı Kur’an-ı kerimde bildiriliyor. Hatta Şeytanın bile, çok harikalar gösterdiği yazılıdır. Kâfir harika gösteriyor da evliya gösteremez mi?

Hakimi Semerkandi İshak bin Muhammed hazretleri buyuruyor ki:
Evliyanın kerametine inanmak lazımdır. Evliyanın kerametine inanmayan, bid’at sahibi, sapık olur. Evliyanın kerametine inanmamak iki türlü olur:
1- Kerametleri bildiren âyet-i kerimelere inanmıyorsa, kâfir olur.
2- Âyet-i kerimelere inanır, ama onlar Peygamber idi, evliyadan keramet olmaz derse, yine kâfir olur. Âyet-i kerimelere inanır ve onlar Peygamber değil idi demezse küfür olmaz.

Allahü teâlâ, Belkıs’ın tahtını [oturduğu koltuğu] bir anda getirenin ilim sahibi olduğunu bildiriyor. Bu da, Asaf bin Berhıya idi. Veli idi. Peygamber değildi. Süleyman aleyhisselamın ümmetinden idi. Süleyman aleyhisselamın ümmetinden biri keramet gösterebiliyor da, Muhammed aleyhisselamın ümmetinin evliyası niçin keramet gösteremesin?

Muhammed aleyhisselam, Süleyman aleyhisselamdan elbet daha üstündür. Muhammed aleyhisselamın ümmeti de, Süleyman aleyhisselamın ümmetinden elbet daha üstündür.

Meryem suresinin (Hurma kütüğünü kendine doğru çek! Sana ondan taze hurma düşer) mealindeki 24. âyetinde, Allahü teâlâ, hurma kütüğünden, Hazret-i Meryem için meyve çıkardığını bildiriyor. Hazret-i Meryem, Peygamber değildi. Zekeriya aleyhisselamın, Hazret-i Meryem’in yanında gördüğü meyveler ve Eshab-ı Kehf vak’ası hep keramet idi. Bu kerametlerin sahipleri de Peygamber değildi.

Önce gelen Peygamberlerin ümmetlerinde, keramet sahibi Veliler bulunuyor da, Muhammed aleyhisselamın ümmetinde keramet sahibi Evliya niçin bulunmasın? A. İmran suresinin 110. âyetinde, (Siz, ümmetlerin en iyisi oldunuz) buyuruldu. Keramete inanmayanlar bu sözümüze karşılık, bir kimsenin bir gecede Kâbe’ye gidip gelmesi olamaz derse, Resulullah, bir anda yedi kat göklere ve Allahü teâlânın dilediği yerlere götürülüp getirildi. Bundan büyük harika olur mu?

Mümin mi kıymetlidir, kâfir mi? Kâfirlerden birinin bir anda şarktan garba gidip geldiğini kitaplar bildiriyor ve inanıyoruz. Bu kâfir herkesin bildiği İblistir. Bu kâfire verilen şey, Allahü teâlânın sevgili kullarına niçin verilmesin? Bunu iyi düşünmek ve insaflı konuşmak lazımdır. (Es-Sivad-ül a’zam)

Hayret edilecek şey
Vehhabiler ruhun varlığına ve ölmediğine inanıyorlar. Şeytanın da varlığına ve ölmediğine inanıyorlar. Şeytanın kâfir olduğuna ve yaptıklarına da inanıyorlar. Aşağıdaki âyet-i kerimelerde bildirildiği gibi şeytanın ne yaptığını ve maksadını bizim gibi onlar da biliyorlar.

Lakin, Peygamberlerin ve Evliyaların yani Allah’ın sevgili kullarının ruhlarının tasarruflarına, mucize ve keramet göstermelerine inanmıyorlar. Hayret ki ne hayret! Şeytanın tasarruflarına inanıyorlar da bu sevgili kullarının yani Peygamber ve evliyanın tasarruflarına inanmıyorlar. Halbuki tasarruf kuvvetini, imkanını ve yetkisini veren Allahü teâlâdır. Kâfir İblise verdiğine inanıyorlar da, Peygamber ve evliya kullarına verdiğine inanmıyorlar.

Görmediğimiz için inanmıyoruz diyorlarsa, iblisinkileri görüyorlar mı? Aklımız almadığı için inanmıyoruz diyorlarsa, iblisinkileri akılları nasıl alıyor? Şeytan olunca mı akılları çalışıyor?

Kâfir bir mahluk yapabiliyorsa, Peygamber ve evliya kullar niye yapamasın? Kâfir mahlukuna bu imkan ve yetkiyi veren Allahü teâlâ, Peygamber ve evliya kullarına niye vermesin?

Şeytanın maksadı ve yaptıklarıyla ilgili bazı âyet-i kerime mealleri şöyledir:
(Bir zamanlar biz, meleklere (ve cinlere) "Adem'e secde ediniz" dedik. İblis hariç hepsi secde ettiler. O, yüz çevirdi ve büyüklük tasladı, böylece kâfirlerden oldu.) [Bekara 34, Araf, 11, Hicr 30-31, İsra 61, Kehf 50, Taha 115, Sad 73-74]

Kâfire yetki!
(Onlardan gücünün yettiği kimseleri davetinle şaşırt; süvarilerinle, yayalarınla onları yaygaraya boğ; mallarına, evlatlarına ortak ol, kendilerine vaadlerde bulun. Şeytan, sadece onları aldatmak için vaad eder.)
[İsra, 64]

(Elbette [salih] kullarım üzerinde senin bir hakimiyetin yoktur. Ancak azgınlardan sana uyanlar müstesna.) [Hicr 42, İsra 65]

Ne yapacak?
("Sonra elbette onları önlerinden, arkalarından, sağlarından, sollarından sokulacağım ve sen, onların çoklarını şükredenlerden bulmayacaksın!" dedi.)
[Araf 17]

(Yeryüzünde onlara (günahları) süsleyeceğim ve onların hepsini mutlaka azdıracağım!)
[Hicr 39]

(Şeytan ona vesvese verip: “Ey Adem! Sana sonsuzluk ağacını ve çökmesi olmayan bir saltanatı göstereyim mi? dedi.)
[Taha 120]

(Şeytan da yaptıklarını onlara güzel gösterdi..)
[Enam 43]

(Şeytan onlara yaptıklarını güzel gösterdi.) [Enfal 48]

(Şeytan yaptıklarını onlara hep güzel gösterdi.) [Nahl 63]

(Şeytan, kendilerine, yaptıklarını güzel göstermiş, onları doğru yoldan alıkoymuştur.)
[Neml 24-26]

(Şeytan kendilerine, işlediklerini güzel gösterdi; onları doğru yoldan alıkoydu.)
[Ankebut 38]

(Kulumuz Eyyub, Rabbine: Doğrusu şeytan bana bir yorgunluk ve eziyet verdi, diye seslenmişti.)
[Sad 41]

(Eğer şeytandan gelen kötü bir düşünce seni dürtecek olursa, hemen Allah’a sığın.)
[Fussilet 36]

(Şeytan efendisine onu hatırlatmayı unutturdu...) [Yusuf 42]

(Ey Adem oğulları! Şeytan, ana-babanızı, ayıp yerlerini kendilerine göstermek için elbiselerini soyarak Cennetten çıkardığı gibi sizi de aldatmasın. Çünkü o ve yandaşları, sizin onları göremeyeceğiniz yerden sizi görürler. Biz şeytanları, inanmayanların dostları kıldık.)
[Araf 27]

(Eğer şeytanın fitlemesi seni dürterse hemen Allah’a sığın...)
[Araf 200]

(Şeytanın peşine düşmeyin, zira şeytan sizin açık bir düşmanınızdır.
O size ancak ve daima kötülüğü, çirkin işi ve Allah hakkında bilmediğiniz şeyleri söylemenizi emreder.)
[Bekara 168-169]

(Şeytan sizi fakirlikle korkutarak cimriliği ve hayasızlığı emreder.)
[Bekara 268]

(Şeytan ayaklarını kaydırıp yoldan çıkarmak istemişti...) [A. imran 155]

(İşte o şeytan, ancak kendi dostlarını korkutur...) [A. imran 175]

(Şeytan onları derin bir sapıklığa saptırmak ister.) [Nisa 60]

(İnanan kullarıma söyle, en güzel şekilde konuşsunlar. Doğrusu şeytan aralarını bozmak ister. Şeytan şüphesiz insanın apaçık düşmanıdır.)
[İsra 53]

((Ey Muhammed!) Biz, senden önce hiçbir resul ve nebi göndermedik ki, o, bir temennide bulunduğunda, şeytan onun dileğine ille de (beşeri arzular) katmaya kalkışmasın. Ne var ki Allah, şeytanın katacağı şeyi iptal eder. Sonra Allah, kendi âyetlerini (lafız ve mana bakımından) sağlam olarak yerleştirir. Allah, hakkıyla bilendir, hüküm ve hikmet sahibidir.
(Allah, şeytanın böyle yapmasına müsaade eder ki) kalblerinde hastalık olanlar ve kalbleri katılaşanlar için, şeytanın kattığı şeyi bir deneme (vesilesi) yapsın. Zalimler, gerçekten (haktan) oldukça uzak bir ayrılık içindedirler.)
[Hac 52,53]

(Ey insanlar! Allah’ın vaadi gerçektir, sakın dünya hayatı sizi aldatmasın ve aldatıcı (şeytan) da Allah hakkında sizi kandırmasın!
Çünkü şeytan, sizin düşmanınızdır, siz de onu düşman sayın. O, kendi taraftarlarını ancak ateş ehlinden olmaya çağırır.)
[Fatır 5-6]

(Kendileri için doğru yol belli olduktan sonra ardlarına dönenleri, bu işi yapmaya şeytan sürüklemiş, onlara ümit vermiştir.) [Muhammed 25]

(O çok aldatan (şeytan) sizi, Allah hakkında bile aldattı...) [Hadid 14]

(Şeytan onların başlarına dikilip Allah’ı anmayı unutturmuştur.)
[Mücadele 19]

(Şeytan sizden pek çok milleti kandırıp saptırdı. Hâlâ akıl erdiremiyor musunuz?) [Yasin 62]

Netice!
(Andolsun İblis, onlar hakkındaki tahminini doğruya çıkardı. İnanan bir zümrenin dışında hepsi ona uydular.
Halbuki şeytanın onlar üzerinde hiçbir nüfuzu yoktu. Ancak ahirete inananı, şüphe içinde kalandan ayırt edip bilinsin diye (ona bu fırsatı verdik.)
[Sebe 20-21]

(İblis cinlerdendi; Rabbinin emrinden dışarı çıktı. Şimdi siz, beni bırakıp da onu ve onun soyunu mu dost ediniyorsunuz? Oysa onlar sizin düşmanınızdır. Zalimler için bu ne fena bir değişmedir!)
[Kehf 50]

(Şeytan insanı (uçuruma sürükleyip sonra) yüzüstü bırakıp rezil rüsvay eder.)
[Furkan 29]

((Hesapları görülüp) iş bitirilince, şeytan diyecek ki: "Allah size gerçek olanı vaad etti, ben de size vaad ettim ama, size yalancı çıktım. Zaten benim size karşı bir gücüm yoktu. Ben, sadece sizi (inkâra) çağırdım, siz de benim davetime hemen koştunuz. O halde beni yermeyin, kendinizi yerin. Ne ben sizi kurtarabilirim, ne de siz beni kurtarabilirsiniz! Kuşkusuz daha önce ben, beni (Allah’a) ortak koşmanızı reddettim." Zalimler için elem verici bir azap vardır.)
[İbrahim 22]