Sual: Uşur nedir?
CEVAP
Toprak mahsullerinin zekatına uşur denir. Fakir veya borçlu olanın da
uşur vermesi gerekir. Fakat ticaret malı ve hayvan zekatı böyle değildir.
Borçlar düşüldükten sonra kalanı, nisap miktarını buluyorsa zekat verilir.
İmam-ı a'zam hazretleri buyuruyor ki:
(Mahsul topraktan alındığı zaman, az olsun, çok olsun onda birini veya kıymeti
kadar altın veya gümüşü Müslüman fakirlere vermek farzdır.)
İmameyn’e göre, uşur vermek için mahsulün bir yıl dayanıklı olması ve
miktarının 1250 litreden [yaklaşık bir tondan] çok olması gerekir. Mesela yarım
ton buğdayı çıkan fakir, İmameyn’in kavline göre uşur vermezse günaha
girmez. Fakat zenginin yüz kg. buğdayı olsa onda birini vermesi gerekir.
Uşur veren fakir, başkalarının verdiği uşru alabilir. Fakat zenginin zekat
alması haramdır.
Bir kimse tarlasının veya bahçesinin onda birini bir fakire verse, tarlasının
veya bahçesinin kalan kısmının uşrunu yine her sene vermesi gerekir.
Uşrun nisabı yoktur. Mahsul az olsa da, uşru verilir. Uşur, onda bir olarak
verilir. Yapılan masraflar düşülmez. Sadece paralı sulama olursa veya motorla
sulanırsa, yirmide bir verilir. Uşur vermek, Enam suresinin 141. âyeti
ile emredilmiş, onda birinin verilmesi de hadis-i şerif ile bildirilmiştir.
Sual: Akrabalarım, bahçemi ücretsiz ekip uşur vermiyorlar. Ben mesul
müyüm?
CEVAP
Hayır.
Sual: Uşru verilip verilmediği bilinmeyen veya verilmediği bilinen
üründen bize hediye edilirse, yemek caiz olur mu?
CEVAP
Bilinmiyorsa yemek caizdir. Uşrunu vermediği biliniyorsa, verilen hediyenin
onda birini ayırıp, fakire verdikten sonra, yemek iyi olur. (S. Ebediyye)
Sual: Buğday, arpa ve hurmanın uşrunu kilo ile tartarak vermek caiz midir?
CEVAP
Evet caizdir.
Sual: Zeytine yaptığımız masraf, mahsulden fazladır. Uşur vermek gerekir mi?
CEVAP
Toplanıyorsa vermek gerekir.
Sual: Çok masraf edip çok az mahsul alanın, yine uşur vermesi gerekiyor mu?
CEVAP
Masraf ne kadar çok, mahsul de ne kadar az olursa olsun, her mahsulün uşrunu
vermek farzdır.
Sual: Gülün uşru verilir mi?
CEVAP
Ticaret niyetiyle olduğu zaman zekatı verilir.
Sual: Buğday ve arpanın uşrunu, arpadan vermek caiz midir?
CEVAP
Evet.
Sual: Buğdayın uşrunu, başka yılın buğdayından vermek caiz midir?
CEVAP
Evet. Undan da vermek caizdir.
Sual: Zeytinin uşrunu, zeytinyağı olarak vermek caiz midir?
CEVAP
Evet.
Sual: Mal sahibi ile kiracı eşit mahsul almışsa, uşru kim verir?
CEVAP
Yarı yarıya verirler.
Sual: İhtiyaç için yetiştirilen sebzenin uşru olur mu?
CEVAP
Olmaz.
Sual: Ortak tarladan çıkan mahsulün yarısının uşrunu veriyoruz. Diğer
yarısını öteki ortak vermezse bize de günah olur mu?
CEVAP
Ortağı da razı edip tamamının uşrunu vermeli. Razı olmazsa, yarısının uşru
verilir. Razı olmayanla ortak olmamalı.
Sual: Çiftçinin zekatı buğdayla vermesi farz mı, para ile veremez mi?
CEVAP
Buğdayın zekatına uşur denir. Buğdayın uşru ya buğday olarak verilir veya
değeri altın olarak verilir.
Sual: Baba malının uşrunu vermiyor. Oğlu da onu bu günahtan kurtarmak için
ona şöyle diyor: "Sen uşrunu ver, onun tutarı kadar ben sana para vereceğim". Bu
durumda fıkhi hüküm nedir?
CEVAP
Baban uşrunu vermiş olur.
Sual: Odun, ot, saman için uşur verilir mi?
CEVAP
Verilmez.
Sual: Haşhaşın tohumu veya kabuğunun uşru verilir mi?
CEVAP
Para eden kısımların uşru altın olarak verilir.
Sual: Yenilen sebzeyi tahmini hesap edip uşrunu vermek caiz mi?
CEVAP
Zannı galip ile yapılan tahmin muteber olur.
Sual: Uşur verirken, biçerdöver anbarının ölçüsüne itibar edilir mi?
CEVAP
Evet.
Sual: Borcu mahsulün uşrundan fazla olan önce uşrunu mu verir?
CEVAP
Evet.
Sual: Tarlayı ortağına verince uşrunu mal sahibi mi verir?
CEVAP
Hayır.
Sual: Zekat gibi uşrun da devir ve iskatı yapılır mı?
CEVAP
Evet.
Sual: Buğday ucuzdur. Bir aylık namaz iskatı için, verilen 315 kilo buğdayın
rayice göre değerini altın olarak vermek caiz mi?
CEVAP
Evet.
Sual: Fakir müstahsil, uşur verip uşur alabilir mi?
CEVAP
Evet.
Sual: Altı vesk mahsulü çıkan fakir, uşur alabilir mi?
CEVAP
Nisaba malik olmayan uşur ve zekat alır.
Sual: Buğdayın uşrunu vezin olarak vermek de caiz mi?
CEVAP
Evet.
Sual: Uşur altın ile devir olur mu?
CEVAP
Evet.
Sual: Uşrunu verdiğimiz buğdayı satıp para haline getirsek, bu paranın da
zekatı verilir mi?
CEVAP
Uşru verilen buğdayın bir daha uşru verilmez. Fakat satılıp para haline
getirilince, zekat gününde nisaba dahil edilerek zekatını vermek gerekir.
Sual: Tarlada ekilen marulun uşrunu her seferinde vermek yerine, o seneki
marulun uşrunu toptan takdir edip, mesela 100 kg. takdir edip, 10 kg.ı uşur
olarak verebilir miyiz?
CEVAP
Evet.
Sual: Kiraladığım tarlanın uşrunun tamamını benim mi vermem gerekir?
CEVAP
Fıkıh kitaplarında, (Bir kimse, tarlasını kiraya verirse, mahsulün
uşrunu, imam-ı a'zama göre, mal sahibi verir. Kira ücreti yüksek olan yerlerde,
böyle fetva verilir. İmameyne göre, kiracı verir. Kira az olan yerlerde, böyle
fetva verilir) buyuruluyor.
Mesela, kira ücreti olarak 20 milyon lira verip, masraflar çıktıktan sonra 60
milyon liralık mahsul almışsanız, mahsulün uşrunu siz verirsiniz. Masraflar
çıktıktan sonra 30 milyon liralık mahsul almışsanız, tarla sahibi verir. Çünkü
kârın yarısından fazlasını mal sahibi almıştır. 10 milyon liralık masraf yapıp
50 milyon liralık mahsul almışsanız, 40 milyon lira almışsınız demektir. Bunun
20 milyonunu mal sahibine verdiğiniz için, mahsulün yarısının uşrunu siz,
yarısınınkini de mal sahibi verir.
Uşur verilirken kira ücreti ve masraflar düşülmez. Fakat uşru hangi tarafın
vermesi gerektiği hesap edilirken, masraflar nazar-ı itibara alınır.
Sual: İşlettiğim arazilerden ayrıca hatta çalışan minibüsüm var. Bunun yanı
sıra çok nadir olarak sıhhi tesisat, motorla ağaç kesme, gibi küçük işlerle
uğraşıyorum. Buradan elde ettiğim gelirin zekatını ayrıca mı vereceğim yoksa
mahsullerin kazancıyla birleştirerek mi vereceğim?
CEVAP
Uşur ile bu kazançlar ayrıdır. Bu kazançlarla nisabı buluyorsanız zenginsiz,
nisap 96 gr altın veya o değerde paradır.
Sual: Uşru verilen mahsul birkaç yıl saklansa günah olur mu? Satılsa
parasının zekâtı verilir mi?
CEVAP
Uşru verilen mahsul birkaç yıl saklansa da günah olmaz. Bir hadis-i şerif
meali şöyledir:
(Zekatı verilen mal kenz değildir.) [Ebu Davud, Taberani, Hâkim, Hatib,
Münavi] Kenz; biriktirilmiş, istif edilmiş, stok edilen mal
demektir.
İbni Abidin hazretleri buyuruyor ki: Ticaret malının zekâtı verilir. Uşur
vermesi gereken topraklardan hâsıl olan ve miras olarak ele geçen veya hediye
gibi kabul edince mülk olan şeylerde, ticarete niyet edilse de, bunlar ticaret
malı olmaz; çünkü ticaret niyeti, alış verişte olur. Mesela, uşrunu veren veya
mirastan eline uruz [herhangi bir mal] geçen kimse, satmak niyetiyle saklasa,
nisab miktarından fazla olsa ve bir yıldan fazla kalsa, zekâtlarını vermek
gerekmez. (Redd-ül-muhtar)
Bunları satınca veya kiraya verince, ele geçen mal ticaret malı olur. Zekât
gününde nisaba dâhil edilir. Altın ve gümüş eşya ve kâğıt paralar, her ne
suretle ele geçerse geçsin, zekât malı olurlar.
Az mahsulün uşru
Sual: Zekata muhtaç bir fakir, tarlasından, bahçesinden elde ettiği az
ürünün uşrunu da vermek zorunda mıdır? Mesela böyle bir fakirin, 20 kilo
domatesin, 30 kilo patlıcanın, 50 kilo elmanın, 500 kilo buğdayın uşrunu vermesi
gerekir mi?
CEVAP
İmam-ı a’zama göre, her sebze ve meyve, az olsun, çok olsun, mahsul
topraktan alındığı zaman, onda birini veya kıymetini altın olarak Müslüman
fakirlere vermek farzdır. Hayvan gücü ile, dolap veya motor ile sulanan yerdeki
mahsul elde edilince, yirmide biri verilir. Uşur verirken, hayvan, tohum, alet,
gübre, ilaç ve işçi masrafları düşülmez. Bir sâ’dan az ürünün uşru verilmez. Bir
sâ, 4 litreden biraz fazladır.
İmam-ı Ebu Yusuf ile imam-ı Muhammede göre uşur vermek için, topraktan çıkan
mahsulün, [normal şartlarda] bir yıl dayanıklı olması ve miktarının beş veskten
çok olması lazımdır. Vesk, 250 litrelik bir hacim ölçüsüdür. Beş vesk, 5 x 250 =
1250 litre eder. Buna göre, iki imam, uşur için nisâbın 1250 litre olduğunu
bildirmektedir. Fakat fetva İmam-ı a’zamın ictihadına göredir.
Her ne kadar fetva İmam-ı a’zama göre ise de, zekat almaya muhtaç fakir,
İmameynin ictihadına uyarak, bir yıl dayanıklı olmayan meyve ve sebzeler ile,
1250 litreden az olan buğday, arpa, mercimek gibi hububatın uşrunu vermezse
günah olmaz. Diğer üç mezhepte ise, sebze çok olsa da uşrunu vermek gerekmez.
Hanbeli'de cevizin uşru olmaz. Maliki ve Şafii’de, badem, susam, fıstık, keten
tohumu, kimyon ve anasonun uşru olmaz. Hanbeli'de zeytinin uşru olmaz. Şafii ve
Maliki’de ise zeytinin uşru verilir ve verilmez diye farklı iki kavil vardır.
Maliki ve Şafii'de balın uşru olmaz. Üç mezhepte, meyvenin uşrunu tahminen
vermek caizdir. Hanefi mezhebinde tahminen vermek caiz değildir, tartmak veya
ölçmek gerekir. Bir zaruret veya ihtiyaç olunca, başka mezhep taklit edilir.
Ev bahçesinin uşru
Sual: Tam İlmihal'de, (Ne kadar olursa olsun, ev bahçesindeki meyve ve
sebzeler için uşru verilmez) deniyor. Bizim Karadeniz’de, hemen herkesin evi
bahçenin içindedir. Çok büyük olan bahçelerdeki fındıkların, diğer meyve ve
sebzelerin uşru verilmez mi?
CEVAP
Verilmesi gerekir. Ev tarlaya, bahçeye yapılmışsa, bunun uşru verilir. Fakat
evin yanındaki bahçede yetiştirilen meyve ve sebzelerin uşrunu vermek gerekmez.
Çünkü bu meyve ve sebze ev halkının ihtiyacı için ekilmiştir. Hatta bir kısmı
satılsa da yine uşrunu vermek gerekmez. Ancak ev bahçesinde sırf ticaret
niyetiyle yetiştirilen ürünün uşru verilir.
Saman ve yaprağın uşru olmaz
Sual: Biz üzümü de asmanın yapraklarını da satıyoruz. Her ikisinin uşrunu da
verecek miyiz? Bir de ektiğimiz buğdaylardan elde edilen samanları da satıyoruz,
bunların da uşru verilir mi?
CEVAP
Üzümün uşru verilir, satılan üzüm yaprağının uşru verilmez. Buğdayın uşru
verilir satılan samanının uşru verilmez. Üzüm yaprağı ve samandan elde edilen
para ile eldeki mevcut para, nisabı bulursa zekatı verilir. Yani saman ve
yaprağın satılması ile elde edilen para nisaba katılır.
Üzüm yaprağı ve kavak
Sual: İpek böceğinden elde ettiğimiz ipeklerin, dut yaprağının, üzüm
yaprağının ve satmak üzere yetiştirdiğimiz kavakların uşru verilir mi? Dağlardan
toplanan meyvelerin uşru olur mu?
CEVAP
Meyvesi olmayıp ticaret için yetiştirilen kavak gibi ağaçların ve istifade
edilen dut yapraklarının uşru verilir. İpeğinin uşru verilmez. Üzüm yaprağının
uşru olmaz. Üzüm yaprağı çok olup satılırsa, parası nisaba eklenerek zekatı
verilir. Dağlardan toplanan meyvelerin de uşru verilir.
Uşru verilen malın zekatı da verilmez
Sual: Uşru verilen bir ürün, senelerce elde kalsa zekatı verilir mi? Bu
ürünü satıp paraya çevirince para nisaba dahil edilir mi?
CEVAP
İbni Abidin hazretleri buyuruyor ki:
Zekatla uşur, bir arada bulunamaz, yani bir malın hem uşru, hem de zekatı
verilmez. Çünkü bir malda zekat farz olursa uşur farz olmaz. Bir kimse
tarlasından çıkan mahsulün uşrunu verir de kalan mahsulde ticareti niyet eder ve
üzerinden seneler geçse de, o mahsulün zekatı olmaz. Keza uşur yeri satın alır
da onunla ticareti niyet eder; üzerinden sene geçerse hüküm yine böyledir. Zira
uşur arazisinden çıkan mahsulde iki hak bir araya gelmesin diye ticareti niyet
etmek sahih değildir. Bunun gibi ticareti niyet ederek uşur arazisi satın alır
da oraya bir şey ekerse o arazi ticaret için olmaz. (Redd-ül muhtar)
Tam İlmihal’de de diyor ki:
Eşyanın ticaret niyeti ile satın alınması lazımdır. Uşur vermesi lazım gelen
topraklardan hasıl olan ve miras olarak ele geçen veya hediye, vasiyet gibi
kabul edince mülk olan şeylerde, ticarete niyet edilse de, bunlar ticaret malı
olmaz. Çünkü, ticaret niyeti, alış verişte olur. Mesela, tarlasından buğday alıp
uşrunu veren veya mirastan eline mal geçen kimse, satmak niyeti ile saklasa,
nisap miktarından fazla olsa ve bir seneden fazla kalsa, zekatlarını vermek icap
etmez. Ticaret niyeti ile [yani satmak için] satın aldığı buğdayı tarlasına ekse
veya ticaret için aldığı hayvanı, kumaşı kendi kullanmaya niyet etse, ticaret
malı olmaktan çıkarlar. Sonra bunları satmaya niyet ederse, ticaret malı
olmazlar. Bunları satınca veya kiraya verince, eline geçen mal ticaret malı
olur. Kullanmak için satın aldığı malı, aldıktan sonra ve miras olarak eline
geçen malı veya hediye, vasiyet, sadaka gibi kendinin kabul etmesi ile malik
olduğu malı alırken veya tarlasından aldığı buğdayı satmaya niyet etse, ticaret
malı olmazlar. Bunları satsa ve satarken semenleri olan uruzu ticarette
kullanmayı niyet etse, bu bedelleri ticaret malı olurlar. Çünkü ticaret bir
iştir. Yalnız niyet ile olmaz. Başlamak da lazımdır. Ticareti terk etmek ise,
yalnız niyet ile olur. Altın ve gümüş eşya ve kağıt paralar, her ne suretle ele
geçerse geçsin, zekat malı olurlar.
İbni Abidin’den ve Tam İlmihal’den açıkça anlaşılacağı gibi, uşru verilen ürün,
senelerce ambarda saklansa yine zekatı verilmez, fakat bu ürün satılıp altın
veya kağıt para haline getirilirse, ele geçen bu bedel ticaret eşyası olur.
Zekata dahil edilir.
Ticaret malının zekatı verilir
Sual: Bakkallık yapıyorum, aynı zamanda zeytin bahçemiz de var. Zeytinlerin
uşrunu dün verdim. Kalan zeytini satıp parası ile bakkaliye malzemesi alıp
satıyorum. Yarın zekat günümdür. Dükkandaki malların zekatını yarın vereceğim.
Uşrunu verdiğim zeytinlerden elde ettiğim paranın da uşrunu verecek miyim?
Kitaplarda, uşru verilen mal satılıp paraya çevrilince veya ticaret malı olunca
zekatı verilir deniyor. Zeytinlerin uşrunu dün verdim. Şimdi bir de yarın
zekatını vermek yanlış değil mi?
Uşru verilen bir ürün, senelerce elde kalsa zekatı verilir mi? Bu ürünü satıp
paraya çevirince para nisaba dahil edilir mi?
CEVAP
Ticaret bir iştir, yalnız niyet ile olmaz. Başlamak da lazımdır. Ticareti
terk etmek ise, yalnız niyet ile olur. Altın ve gümüş eşya ve kağıt paralar, her
ne suretle ele geçerse geçsin, zekat malı olurlar. (Tam İlmihal)
Siz o parayı ticarette kullanıyorsunuz zekatını da vermeniz gerekir. Zaten
paraya çevrilince ticaret malı oluyor. Nisabı bulmuşsa zekatını vermek
gerekiyor.
Uşru verilen mal, satılıp paraya dönünce zekat malı yani ticaret malı
oluyor. Malın vasfı değişiyor. Vasfı değişmeseydi, yıllarca kalsa zeytinin
tekrar uşru verilmezdi. Ticaret malı olmadığı için zekatı da olmazdı. Ama şimdi
vasfı değişti, zekata tâbi oldu.
Kâfire namaz, zekat, oruç gibi hiç bir ibadet farz değildir. Kâfir müslüman
olunca iş değişir, namaz, oruç farz olur. Nisabı buluyorsa zekat vermek de farz
olur. Çünkü kâfirin inancı değişti, Müslüman oldu. Tersi de olabilir. Müslüman,
herhangi bir sebeple kâfir olabilir. Artık ona hiç bir ibadet farz olmaz. Çünkü
eski özelliğini kaybetti.
Yabancı bir kız, yabancı erkeğe haramdır. Nikah yapılınca helali olur. Çünkü
konumu değişti. Tersi de olur. Yani karı koca nikahlı iken, boşandıkları an
yabancı olurlar. Yine konumu değişmiş oldu.
İmam Fatiha okuyunca cemaatin amin demesi sünnettir. İmamın sesi mikrofona
verilince sesin özelliği değişiyor, âmin diyenlerin namazı bozuluyor. Mikrofon,
ses enerjisini elektrik enerjisine dönüştürüyor, Hoparlör de, elektrik
enerjisini ses enerjisine dönüştürüyor. Mikrofona, mikrofondan hoparlöre verilen
ses, tıpa tıp sahibine benzese de farklı bir sestir. Meydana gelen yeni ses,
konuşanın kendi sesi değildir. Elektrik tesiri ile hasıl olan, mıknatıs
kuvvetlerinin titrettiği demir levhanın, husule getirdiği başka bir sestir. İşte
başka bir sese âmin diyen cemaatin namazı bozulmuş oluyor.
Şarap haramdır, sirke haline dönüşürse helal olur. Çünkü vasfı değişip başka bir
madde halini almıştır.
Domuz yağı sabun olursa, temiz olur, kullanılması caiz olur, çünkü vasıf
değişerek ayrı bir madde haline geldi.
Netice: Uşru verilen mal, kırk yıl kalsa, uşru da zekatı da verilmez. Ama
ticaret malı olursa veya satılıp paraya çevrilirse zekat malı olur.
Bir gün sonra da zekat günü gelse zekatını vermek gerekir.
GÜNÜN MENKIBESİ