Mısır evliyâsından. Doğum târihi ve yeri belli değildir. Hayâtı hakkında fazla bir bilgi yoktur. Küçük yaşta ilim öğrenmeye başlayan Ahmed Behlül hazretleri, zamânında Mısır'da bulunan büyük âlimlerin derslerine devâm ederek yetişti. Devrinin ileri gelen âlimlerinden oldu. Kendisinden meşhur âlim Abdülvehhâb-ı Şa'râni ilim öğrenmiştir.
Ahmed Behlül hazretleri, kerâmetler sâhibi, olgun ve yüksek bir zâttı. Abdülvehhâb-ı Şa'rânî, Ahmed Behlül'ün huzûrunda bir kitabı okuyup ezberliyordu. Bir gün Ahmed Behlül talebesine Minhâc kitabını okuyup ezberlemesini söyledi ve; "Minhâc kitabı sana kâfi gelir. Diğeri ile uğraşmana gerek yok, izin de yok." buyurdu. Bundan sonra Abdülvehhâb-ı Şa'rânî Minhac'ı okudu. Daha önce okuduğu kitabı okumak istedi ise de bir kelime bile ezberleyemedi.
Kalbinde dünyâ düşünceleri bulunmayan, devamlı ibâdet ve tâat ile meşgul olan Ahmed Behlül, tanınmaktan, meşhur olup parmak ile gösterilmekten hoşlanmaz, böyle şeyleri istemezdi. Vefâtından önce şöyle vasiyet etti:
"Beni, Karafe kabristanının yakınındaki yola defnedin. Kabrimin üstüne sanduka ve türbe yapmayın. Böyle şeyler, benim kabirde rahat etmeme mâni olur. Bırakın kabrim sâde olsun, üzerimde hayvanlar gezinsin."
O sırada orada bulunan talebelerinden biri; "Efendim! Sizin için Bâtiha Câmii avlusunda bir kabir hazırladık. Oraya defnedeceğiz." deyince Ahmed Behlül hazretleri;
"Cenâzemi oraya taşımaya gücünüz yeterse, öyle yapın." buyurdu.
Ahmed Behlül hazretleri 1521 (H.928) senesinde Kahire'de vefât etti. Cenazesini defnetmeye götürmek istediklerinde, tabutu Bâtiha Câmiine doğru götüremediler. O tarafa doğru gitmek istediklerinde, tabut çok ağırlaşıyor, hareket ettiremiyorlardı. Kendisinin daha önce bildirdiği şekilde Karafe kabristanının yakınındaki yola doğru götürmek istediklerinde tabut hafifledi ve rahatça götürdüler. Bu hâlin onun bir kerâmeti olduğu anlaşıldı.
1) Câmiu Kerâmât-il-Evliyâ; c.1, s.325
2) Tabakât-ül-Kübrâ; c.2, s.145
3) İslâm Âlimleri Ansiklopedisi; c.13, s.216