Hemedan'da yetişen evliyânın meşhurlarından. Doğum ve vefât târihleri bilinmemektedir. Hayâtı hakkında kaynaklarda fazla bilgi yoktur. Bir halini kendisi şöyle anlatmıştır: "Bir defâsında çöle çıkıp yalnız başıma kaldım. Ellerimi açıp, Allahü teâlâya şöyle duâ ettim:

Yâ Rabbî ben zayıfım, sen her şeye kâdirsin. Senin ziyâfetine (Kâbe'yi ziyârete) gitmek isterim. Böyle duâ edince gönlüme seni kim dâvet etti? diye suâl geldi.Sonra yâ Rabbî! Kâbe öyle bir yerdir ki, oradaki sâlih kullarının hürmetine bana da orada bulunma nasîb olur diye duâ ettim. Bu sırada âniden bir ses duydum. Baktım ki arkamdan biri bana sesleniyor. Deveye binmiş birisi idi. Bana; "Nereye gidiyorsun?" dedi."Mekke'ye." dedim. "Seni kim davet etti?" dedi. "Bilmiyorum." dedim. "Peki böyle yola çıkmak güç kuvvete bağlıdır." deyince, "Öyledir, fakat ben tufeylî olarak, beni sevenlerin yanında geldim." dedim."Ne güzel tufeylîlik ve dost sevgisi! Haydi yürü sana yol açıldı." dedi. Sonra devesini gösterip;

"Bu devenin hakkından gelebilir misin?" deyince, "Evet!" dedim. Deveden inip bana teslim etti. Haydi bin Kâbe'ye doğru yola devâm et." dedi.

1) Nefehât-ül-Üns (Osmanlıca); s.128

2) Nesâyim-ül-Mehabbe; s.46