Sual: Cinlere, illüzyon diyenler var, doğru mudur?
CEVAP
Bazı kimselerin, cinleri hayal (illüzyon) sanarak, yok demeleri
yanlıştır.
Korkudan, göz önünde hasıl olan hayaller, elbette yoktur. Fakat, bu hayalleri
cin sanmak, cinden haberi olmamak demektir. Bir şeye yok diyebilmek için, o şeyi
tanımak gerekir. Tanımadan yok demek, çocukça laf olur. Bu gibilere, ilim adamı
demek, yersiz olur. Bütün Peygamberlerin haber verdiği ve hele, Peygamber
efendimizin çeşitli zamanlarda haber verdiği bir bilgiye, akla, tecrübeye
dayanmadan, zan yolu ile, çala kalem yok demek, ilim adamına yakışır bir şey
değildir.
Cinlere, meleklere, Cennete, Cehenneme inanmayanlar, (Kim gitmiş, kim görmüş?
Var olsalardı görürdük. Görülmeyen şeye inanılmaz) diyorlar. Gözü akla değil,
aklı göze bağlı sanıyorlar. Halbuki akıl, duyu organları üstünde bir kuvvettir
ve hissedilen şeylerin doğrusunu, yanlışını ayıran bir hakimdir. İnsanlar, göze
tâbi olsaydı, insanlık şerefi, gözün kuvveti ile ölçülseydi, kedi, köpek ve
farenin insandan daha şerefli olması gerekirdi. Çünkü, bu hayvanlar, karanlıkta
da görüyor, insan ise göremiyor. O halde, göremediğine inanmak istemeyen kimse,
insanlığı, hayvandan aşağı düşürmektedir. Demek ki, his organlarımız, aklın
aletleridir. Hakim, kumandan akıldır. Akıl, görünmeyen, duyulmayan şeyleri
reddetmediği gibi, yokluğu ispat edilemeyen ve anlaşılamayan şeylere de yok
demez. Bunlara yok demek, akla uygun olmaz. (S. Ebediyye)
Cinlerin yaradılışı
Normal akla sahip bir kimse, kâinattaki muazzam nizamı incelediğinde, bunun
kendiliğinden olmadığını anlar. (Dünya kendi kendine muntazam bir şekilde nasıl
asırlardan beri dönebilir. Elbette döndüren bir yaratıcı vardır) der.
Yaratıcıya inanan da Onun bildirdiklerine inanır. Çünkü cinleri, şeytanları
inkâr etmek, Allahü teâlâyı inkâr etmek demektir. Bunun için aklı, fenni, göze
tâbi kılmamalı, aksine gözü akla tâbi kılmalıdır! Akıl da tek başına hakkı
bulamaz.
Akıl göz gibi, İslamiyet de ışık gibidir. Yani aklın doğru karar verebilmesi
için İslamiyet ışığına ihtiyacı vardır. İslamiyet ışığı da bunların var olduğunu
bildiriyor. Her şeyi yoktan yaratan Allahü teâlâ, (İnsan ve cinleri ancak,
beni tanımaları, ibadet etmeleri için yarattım) buyuruyor. (Zariyat 56)
Nur-ül-islam kitabında diyor ki:
Cinlerin ilk babası Can’dır. Kur'an-ı kerimde mealen buyuruluyor ki:
(Canı da daha önce, zehirli, dumansız ateşten yarattık.) [Hicr 27]
Şeytanlar, iblisin zürriyetindendir. İblis de cin taifesindendir. Kur'an-ı
kerimde mealen buyuruluyor ki:
(İblis cinlerdendi.) [Kehf 50]
Cin suresinin ilk âyetlerinde, cinlerden iman edenlerin de olduğu
bildirilmektedir.
Nas suresinde cinlerden insanlara zarar verenlerin bulunduğu, zararlarından
Allah’a sığınılması bildirilmektedir. Bu bakımdan cinleri inkâr edip, onların
insanlara zarar verdiğini inkâr eden kâfir olur. Süleyman aleyhisselamın
cinlerden de düzenli askerleri olduğu Kur'an-ı kerimde bildirilmiştir. (Neml
17)
Cehennem, cin ve insanlarla doldurulacaktır. (Secde 13)
Cinlerin, mümin ve kâfir olanları vardır.
Kur'an-ı kerimde cin ile ilgili daha birçok âyet-i kerime vardır. Hadis-i
şerifte cinlerden korunmak için dualar bildirilmiştir. Göz ile görmediğini inkâr
etmek, akla da, ilme de aykırıdır.
Cinleri inkâr etmek, Allahü teâlâyı inkâr etmektir. Bunun için aklı, fenni, göze
tâbi kılmamalıdır! Aksine gözü, akla tâbi kılmalıdır! Akıl da tek başına hakkı
bulamaz. Akıl göz gibi, İslamiyet de ışık gibidir. Yani aklın doğru karar
verebilmesi için İslamiyet ışığına ihtiyacı vardır.
Cin ve Şeytan
Sual: Şeytan tek midir, çok mudur? Şeytanlar, cinler gibi mi çoğalır? Cin de
insana musallat olur mu? Cin ile şeytan arasındaki fark nedir?
CEVAP
İblis, cin taifesindendir. Şeytan, sapıtan, doğru yoldan ayıran
demektir. Bunun için İblisin çocuklarına şeytan denmiştir. Kur'an-ı
kerimde şeytanların çok olduğu bildirilmektedir. (İsraf edenler, şeytanların
kardeşleridir) buyuruluyor. (İsra 27)
Şeytan ile cin arasında az fark vardır. Şeytanlar da, cin gibi ateş ile havadan
yaratılmıştır. İlk insan topraktan yaratıldığı halde, toprak değil, et, kemiktir.
Cin de ateş ve havadan yaratıldığı halde, ateş ve hava değildir. Cin ve
şeytanlar, en ufak yerlerden geçerler, insanın içine girerler. Şeytanın
vesvesesinden kurtulmak için, dine uymak gerekir. Hadis-i şerifte buyuruldu ki:
(İblis, şeytanlarına der ki, "Et, kadın ve içki ile insanları aldatmaya
çalışın! Bunlardan daha tesirlisi yoktur.") [Deylemi]
Fazla et yemenin zararlı olduğu bu hadis-i şeriften de anlaşılmaktadır.
Cin ile evlenmek, Şafii mezhebinde caiz, Hanefi’de caiz değildir. Cinnin
çoğalması gaz [hava] iledir. Bundan dolayı, cin ile evlenmek, hakiki evlenmek
değildir. Cinden, cin ile uğraşanlardan uzak durmak gerekir.
Her insanın yanında en az kâfir bir cin, bir şeytan bulunur. Hadis-i şerifte
buyuruldu ki:
(Her müslümana yüz altmış melek vekildir. Eğer insan bir an yalnız başına
bırakılsaydı, şeytanlar ona taarruz ederlerdi.) [Taberani]
Şeytan ve Melek
Sual: Şeytan, melek değil miydi?
CEVAP
İblis, meleklere hocalık etmiş ise de, melek değil, cin taifesinden olduğu
din kitaplarında yazılıdır.
Cinlerle görüşmek
Sual: Cinlerle görüşüp, onlardan faydalı bilgiler öğrenilebilir mi?
CEVAP
Muhyiddin-i Arabi hazretleri buyuruyor ki:
Hiçbir insan, cinden Allahü teâlâya ait bir bilgi edinmemiştir; çünkü cinlerin
din bilgileri pek azdır. Onlardan dünya bilgileri edineceğini sanan kimse de
aldanır; çünkü faydasız şeyle vakit geçirmeye sebep olurlar. Onlarla tanışan,
kibirli olur. (Fütuhat)
Seyyid Abdülhakim Arvasi hazretleri de buyuruyor ki:
İnsanın cinle tanışması, arkadaş olması, zararlıdır. Onlarla konuşmak, fasıkla
arkadaşlık etmek gibidir. Onlarla tanışan, fayda görmemiştir. Cinle tanışmaya
özenmemeli, Evliya-i kiramın ruhaniyetlerinden istifade etmeye; onları tanımaya,
sevmeye ve sevilmeye uğraşmalıdır. (Keşkül risalesi)