Sinir sistemimize çevreden ve vücudumuzdan çeşitli reseptörler (alıcılar) vasıtasıyla getirilen izlenimler. Çevreden olduğu gibi iç organlardan da uyartılar gelerek sinir sistemimizi uyarabilir. Duyu, çeşitli kısımlara ayrılarak incelenir:
1. Yüseysel (sathî) duyular (Eksteraseptif duyular): Özelleşmiş göz, kulak, dil gibi organlar dışında etrâfımız hakkında deri vâsıtasıyla da bilgi edinmekteyiz. Yüzeysel duyular; dokunma, sıcak, soğuk ve yüzeysel ağrı duyuları olmak üzere dört çeşittir. Bunlardan ilk üçünün deride özel alıcı (reseptör) cisimcikleri bulunur. Yüzeysel ağrı duyusu deride yaygın bulunan sinir uçları tarafından alınır.
2. Derin duyular (Proprioseptif duyular): Eklem kapsülleri, kas ve kirişlerdeki reseptörler vasıtasıyla mafsal ve kaslarımız hakkında alınan izlenimlerdir. Bu duyulardan bir kısmı şuurumuza intikal ederek idrak edilir ve buna göre karşılık verilir. Bunlara “şuurlu derin duyu” denilmektedir. Bir kısım derin duyu ise şuurumuza intikal etmeden beyincik vâsıtasıyla hareketlerimizi etkiler. Bu duyulara da “şuursuz derin duyu” ismi verilir. Kas ve tendonlarımızda (kirişlerimizde) uyandırılan ağrı, titreşim duyusu ve denge duyusu da derin duyulardandır.
3. İç organ duyuları (İnteroseptif duyular): İç organlardaki reseptörler tarafından sağlanan duyulardır.
Kortikal duyular: Beyin kabuğunun parietal bölgesi (kafa yan bölgesi) tarafından yüzeysel ve derin duyular birarada değerlendirilerek sağlanır. Her iki çeşit duyudan faydalanılarak izlenimler elde edildiği için buna “kombine duyu” da denir. Kortikal duyular olarak “Stereognozi” (elimize aldığımız bir cismin şekli, büyüklüğü, ağırlığı ve ne olduğunu anlamak), “Borognozi” (hacimleri aynı olan cisimlerden hangisinin daha ağır olduğunu anlamak), “Topognozi” (uyarıların vücuda uygulandığı yeri anlamak), “İki nokta diskriminasyonu” (uyarılan iki nokta arasındaki mesafeyi anlamak), “Grafestezi” (gözler kapalıyken vücuda elle yazılan yazıları anlamak) gibi duyular sayılabilir.
Duyu yolları: Omurilikten çıkan ön ve arka sinir kökleri, birleşerek “spinal sinir” adını alırlar. Omurlar arasındaki pencerelerden omurga kanalı dışına çıkan spinal sinirler birleşerek sinir ağlarını yaparlar. Omiriliğin tek bir arka kökünden çıkan duyurucu sinir tellerinin dağıldığı deri bölgesine dermatom adı verilir. Her dermatom komşu olduğu dermatomların sinirlerinden de teller alır.
Omurilikten çıkan duyurucu sinir tellerinin sinir hücreleri arka köklerdeki “spinal gangliyon” (omurilik sinir düğümü)larda bulunur. Spinal gangliyonlardaki sinir hücrelerinin çevresel uzantıları hiçbir yerde kesilmeden arka kök, spinal sinir, sinir ağı ve çevresel sinirlerden geçerek deri veya derin dokulardaki reseptörlere ulaşırlar. Duyurucu kafa sinirleri de kendi bölgelerindeki derin veya yüzeysel reseptörlerde sonlanırlar. Sıcak soğuk ve dokunma ile ilgili uyarıları alan derideki özel reseptörlere sırasıyla “Ruffini”, “Krause” ve “Meissner” cisimcikleri denilmektedir.
Yüzeyde ağrı için özel bir reseptör yoktur. Şuurlu derin duyu yollarının başladığı reseptörler ise adale, eklem kapsülü ve krişlerde bulunurlar. Spinal gangliyonlar ile duyurucu kafa sinirlerinin gangliyonlarındaki sinir hücrelerinin beyne giden uzantıları taşıdıkları duyu çeşidine göre çeşitli yollar izleyerek neticede, yankafa lobunun (beyinde) “postsantral” kıvrımında sonlanırlar.
Duyu muayenesinde sırasıyla yüzeysel duyular (dukunma, sıcak, soğuk ve yüzeysel ağrı), şuurlu derin duyular (derin ağrı, titreşim, kas ve eklemlerin durumu) ve kortikal duyular incelenir.