Kalp adalesinin ve sinirsel iletim sisteminin çalışmasını incelemek üzere kalpte meydana gelen elektrik faaliyetinin kaydedilmesi. Bu kayıt ile elde edilen grafiğe “Elektrokardiyogram” (EKG), kullanılan âlete de “Elektrokardiyograf” denir. Bir akım yükselteci (amplifikatör) tarafından yükseltilen gerilimler ısıya duyarlı kâğıt üzerine kaydedilir.
İlk elektrokardiyografi cihazını bir galvonometreden 1900 yılında geliştiren Hollandalı fizyolog Willem Einthowen bu keşfiyle Nobel mükafatı kazandı. Geliştirilen bu ilk cihaz 270 kg ağırlığındaydı. Elektrokardiyografi cihazı geliştirildikçe küçüldü. Bugün artık elle taşınabilen EKG cihazları 4.5 kg’dan hafif gelmektedir. Ayrıca daha ileri özel kayıt cihazları da mevcuttur. Bu cihazların çalışma prensipleri de Einthowen’in ilk cihazındakine benzer. Son zamanlarda bu sahaya bilgisayarlar da girmiş bulunmaktadır. Ayrıca EKG’yi aynı anda hem kâğıda kaydetmek hem de görüntülemek (bir ekranda) mümkündür. Elde edilen bilgileri anında okuyup teşhisini veren cihazlar da mevcuttur. Bugün gelişmiş ülkelerde elektrokardiyogramın telefon ve radyo ile yüzlerce kilometre ötedeki kalb uzmanlarına ulaştırılması merhalesine gelinmiştir.
Kalp kası(myokard) kendi başına kasılma özelliğine sâhiptir. Kalbin “sinüs düğümü” adı verilen noktasından çıkan düzenli tenbihler (uyarılar) husûsî bir iletim yoluyla adale hücrelerine varır. Dinlenmekteyken elektrik bakımından sâkin (polarize) durumda olan hücreler, gelen tenbihle uyarılarak (depolarize olarak) kasılırlar ve boyları kısalır. Böylece kalp odacıklarını çevreleyen myokardın bütünü büzüşerek içindeki kanı büyük ve küçük dolaşıma atar. Buna kalp kasılması (sistolü) denir. Myokard hücreleri çok kısa süren bu kasılma döneminden sonra hemen eski elektrik yüklerini kazanarak tekrar sâkin (polarize) duruma geçerler. Bu olay nabız sayısı kadar tekrarlanır. Nabız sayısı 60 olan kişide bu “Depolarizasyon-Repolarizasyon” olayı dakikada 60 defa tekrarlanır. Kalbin elektrik faaliyeti ile meydana gelen potansiyel değişiklikleri, kalp çevresindeki dokuların ve bilhassa kanın yardımı ile bütün vücûda aynı anda yayılır. Vücudun çeşitli yerlerine konan iletici uçlar (elektrotlar) vâsıtasıyla ortaya çıkan elektrik değişiklikleri yükseltilerek kaydedilir. Vücudun çeşitli noktaları arasındaki potansiyel farkları kaydedilir ve o bölgeye göre adlar verilir. Her bir değişik bölge için çizdirilen elektrokardiyogram eğrisine “derivasyon” denmektedir. Normalde 12 ayrı yerden kayıt yapılır.
Önce hastanın kol ve bacaklarına elektrotlar bağlanır. 1. derivasyon, sol kol-sağ kol arasındaki farkı; 2. derivasyon, sağ kol-sol bacak arasındaki farkı; 3. derivasyon, sol kol-sol bacak arasındaki farkı gösterir. Bunlara “standard derivasyonlar” denir. Ayrıca yükseltilmiş (augmented) derivasyonlar vardır ki bunlarda vücûdun üç elemanından (kol ve bacakların üçünden) gelen akımlar sıfıra indirgenip dördüncüsünden gelen akım kaydedilir. Bunlar da üç tânedir. aVR (sağ kol), aVL (sol kol) ve aVF (sol bacak). Vücut üyelerinden kaydedilen derivasyonlardan başka göğüs çevresinden alınan 6 çeşit derivasyon daha vardır (V1, V2, V3, V4, V5 ve V6). Bu şekilde kaydedilen 12 derivasyon sırasıyla kâğıt üzerine geçirilir. Kalbin çeşitli bölgelerinin rahatsızlıkları değişik derivasyonlarda belli değişiklikler meydana getirirler ve hekimin kalp rahatsızlığının cinsini ve bölgesini teşhiste yardımcı olurlar.
Elektrokardiyogram denilen bu yüzeysel kayıt işleminden başka, kalbe kadar sokulan ve miyokarda değdirilen kateter yardımıyla yapılan elektrokardiyogramlar da vardır. Bu işlem kalp adalesi ve onun fonksiyon bozukluğu hakkında daha doğru ve etraflı bilgi verir.
Elektrokardiyograf âleti, prensip olarak elektrik gerilimini ölçen hassas bir voltmetre ve bu gerilimi yükselten tertibattan ibârettir. Belli bir hızda geçen EKGkâğıdına gerilim değişiklikleri anında yazdırılmaktadır. EKG kâğıtlarının çoğu sıcaklık karşısında siyahlaşan bir özelliğe sâhip olarak imâl edilir. Yazıcı çubuk da sıcak bir metalden ibârettir.
Normal bir EKG’de p, QRS ve T diye adlandırılan 3 dalga ve bunlar arasında düz çizgiler vardır. Bu dalga ve çizgilerdeki değişiklikler normalden sapmaları gösterir. P dalgası kulakçıkların tenbih ile kasılmasını, QRS dalgası karıncıklara geçen tenbihin bunları kasmasını, T dalgası karıncıkların polarize (sâkin) hâle gelmesini gösterir. Dalgalar arasındaki mesâfeler dalgaların süresi yükseklikleri (voltajları), şekilleri, düzenli olarak birbirlerini tâkip etmelerindeki değişiklikler kalpte olabilecek yapı değişikliğini veya hastalığı gösterebilir.
EKG bugün hekimlere yardımcı olan modern bir tetkik metodudur. Bununla beraber EKG kalpteki rahatsızlıkları tam bir doğrulukla göstermeyebilir. Çünkü EKG kayıtlarının normal sınırları çok geniştir. Ayrıca bir kalp hastasının EKG’si normal görünebileceği gibi EKG’si bozuk gibi görünen kişinin kalbi sağlam olabilir. EKG kalp hastalıklarının teşhisinde hekimin muâyenede bulduğu araz ve belirtiler ile birlikte değerlendiğinde ve diğer tahlil ve filimler de gözönünde bulundurulduğunda yardımcı olur. Aksi takdirde EKG yanıltıcı da olabilir.
Eforlu EKG: Hastanın bir merdiven çıkıp inmesi veya yürüyen bir zemin üzerinde yürütülerek yorulması esnâsında çekilen EKG olup, bilhassa başlangıç hâlindeki kalp damar sertliğinin teşhisinde kullanılır.