Canlının hayâtî fonksiyonlarını ve sistemlerinin işleyişini inceleyen bilim. Fizyoloji; canlılığın, yaşamanın mekanizmalarını, en ince ayrıntılarıyla insan vücûdunda veya canlılarda vukû bulan hâdiselerin esâsına inerek araştırır. Bu sebeple bakteri fizyolojisi, hücre fizyolojisi, insan fizyolojisi ve daha birçok fizyoloji dalları vardır.
İnsan fizyolojisi, insan vücûdunda yer alan fonksiyonların her çeşidini açıklamaya çalışır. Hücrelerde meydana gelen kimyasal reaksiyonları, sinir sisteminin çalışma şekil ve prensipleri, uyarıların vücut tarafından nasıl alınıp, nasıl değerlendirildiğini, kasların çalışma mekanizmalarını, kanın damarlarda dolaşmasını, dokularda kanın kullanılma özelliklerini, kalbin ve beş duyumuzun nasıl çalıştığını, böbreklerin idrar meydana getirme kâbiliyetini ve vücudun dış şartlarından nasıl etkilendiğini ve bunun gibi daha birçok vücut fonksiyonunun nasıl yapıldığını, hücresel, hattâ moleküler seviyeye inerek araştırıp, gözler önüne sermeye çalışır. Ayrıca atmosferin üst tabakaları ve uzaydaki vücud fonksiyonlarını inceleyen “hava fizyolojisi”, su altında meydana gelen değişiklikleri inceleyen “sualtı fizyolojisi” gibi daha ilginç fizyoloji dalları da kurulmuştur.
İnsanoğluna yeryüzünün değişik şartlarında yaşayabilme kâbiliyeti verilmiştir. O, yaşamak ve faaliyet gösterebilmek için gerekli en küçük parçalara kadar donatılmıştır. Çeşit çeşit üstünlüklerle dolu olan, sayısız kimyâsal, fiziksel, elektriksel ve daha ince olayların cereyan ettiği bu muazzam yapının araştırılması, akıl sâhiplerini hayret ve hayranlıkta bırakmakta ve yaratıcının kudretinin bir göstergesi olmaktadır.
Fizyopatoloji: Fizyopatoloji de fizyoloji gibi organizmada meydana gelen hâdiselerin mekanizmalarını inceler. Fizyoloji normal vücudu incelerken, fizyopatoloji çeşitli hastalıkların ortaya çıkışındaki mekanizmaları inceler. Normal mekanizmanın neresinden bozulduğunda hastalığın meydana geldiğini, tâmirinin nereye müdâhale ile mümkün olabileceğini gösterir. Tedâvi açısından oldukça kıymetli olan bu bilim dalı, hastalıkların ortaya çıkışındaki sebepleri bize en iyi şekilde izah eder. Gelişmiş ülkelerde çok önem verilen bu ilmin yurdumuzdaki mütehassısları çok az sayıda olduğundan, Tıp Fakültelerimizin ekserisinde talebelere yeterli bilgi maalesef henüz verilememektedir.