Kanda veya bağışıklık sisteminin doku ve organlarında (lenf bezi, dalak, timus gibi) bulunan, iltihâbî hâdiselerin olduğu bölgelere göç etme kâbiliyetindeki hücre. Lenfoit dokular (lenfosit yerleşim bölgeleri) birincil (primer) ve ikincil (sekonder) lenfoit dokular olmak üzere ikiye ayrılır.
1. Primer lenfoit dokular: Kemik iliği (kuşlarda kursak kesesi) ve timustur.
2. Sekonder lenfoit dokular ise; dalak, lenf düğümleri ve sindirim kanalındaki epitel örtüsü altında bulunan lenfoit dokulardır.
Lenfositler primer lenfoit dokularda farklılaştıktan sonra çoğalmak üzere sekonder lenfoit dokulara göç ederler ve özel (spesifik) bağışıklık cevaplarını sekonder lenfoit dokulardan verirler. Böylece vücut, yabancı madde ve mikroplara karşı savunulur.
Lenfositler çaplarına göre büyük, orta ve küçük olarak sınıflandırılırlarsa da çapları oldukça değişkenlik gösterdiğinden bu sınıflama pek iyi değildir. Lenfositler ortalama 10 mikron çapındadırlar. Bunun yerine lenfositleri yüzey özellikleri, görevleri (fonksiyonları) ve elektron mikroskoptaki görünüşlerine göre T ve B lenfositler şeklinde sınıflamak daha uygundur. B lenfositleri antikor cevabını (salgılama şeklinde) verirler. T lenfositleri ise hücresel bağışıklık cevabında ve bütün bağışıklık cevaplarının (hücresel antikor) düzenlenmesinde rol alırlar. Her iki lenfosit türü de vazife görürken makrofajlarla yakın ilişki içindedirler.
T ve B lenfositlerinin lenfoit dokularda yerleştikleri bölgeler de farklılık gösterir. Bununla beraber her iki lenfosit tipinin de aynı ana hücrelerden geliştiği son araştırmalarda bulunmuştur.
Dinlenme hâlinde yuvarlak olan bu hücreler yabancı bir maddeyle (antijenle) uyarıldıklarında daha büyük, hızla bölünen ve çoğalan hücrelere dönüşürler. Bunlara lenfoblast denir. Böylece verdikleri bağışıklık cevabının daha şiddetli ve etkili olmasını sağlarlar.