Bir çeşit baş ağrısı. Halk arasında yarım baş ağrısı olarak bilinen migren, insanları, binlerce seneden bu yana muzdarip etmiştir. Migrenin ilk tarifine 3000 yıl önce Cappadocialı Areatus’un el yazmalarında rastlanır. Zamanla ağrının tek taraflı oluşundan ötürü “heterocrania” denilmiş; aynı mânâda olan “hemicrania” daha çok tutulmuştur. Lâtinceye “hemigranea” ve “migranea” olarak geçmiş; eski İngilizcede “megrim”, “mygrame”, olarak kullanılmıştır. Fransızlar bu terimi “migraine” olarak almışlar ve zamanla bütün memleketlerde bu terim kullanılmağa başlanmıştır.
Migrenin tarifi şöyle yapılabilir: Zaman zaman ataklar yapan, başın genellikle bir tarafında zonklayıcı bir ağrıyla birlikte bulantı, kusma, karın ağrısı, ishal, görme bozuklukları, baş dönmesi bulunabilen bir ağrıdır.
Başın bir tarafını tutması kesin bir kâide değildir. Yarım başağrısı bütün migren vakalarının % 44’ünde görülür ve % 22 oranında bütün başı ağrıtır. Başın diğer bölgelerinin ağrıdığı da olur. Önemli olan eşlik eden belirtilerin bulunmasıdır.
Migren genç yaşlarda çok daha sık görülür. Bir ilâ otuz yaş arasında daha fazladır. Kadınları erkeklerden üç kat daha fazla tutar. Genetik bir geçiş tam olarak gösterilmemişse de, aile bireylerinin birinde migren olan bir şahsın hastalığa yakalanması daha muhtemeldir. Başağrıları arasında oldukça büyük oran teşkil eder. Primer başağrılarının % 40-50’si migrendir.
Migren başlıca iki tiptir:
1) Klasik migren,
2) Yaygın migren.
Klasik migrende, başağrısından önce “aura” safhası (başlangıç belirtileri) vardır. Şahıs bu belirtileri hissedince migren krizi geleceğini anlar. Bunlar genellikle görmeyle ilgilidir, nâdiren sinir sistemi belirtileri vardır. Gözlerinin önünde sinek uçuşu gibi siyah lekeler, parlak zigzag çizgiler, yanıp sönen ışık gibi parlaklıklar, küçük veya büyük görme, olmayan şeyleri görme, göz belirtilerinin ençok görülenleridir. Sinir sistemiyle ilgili belirtilerse, denge bozukluğu, baş dönmesi, baygınlık, aşırı koku alma, kol ve bacaklarda uyuşukluk bâzan yarı felçtir.
Yaygın migrende ise yukarıdaki öncü belirtiler bulunmaz. Baş ağrısına eşlik eden belirtiler her iki tipte de görülür. Bunlar sıklık sırasına göre: Bulantı, ışıktan rahatsız olma, baş dönmesine bağlı sersemleme, kafa derisinde hassasiyet, kusma, göz belirtileri, uyuşukluk, huzursuzluk, konuşma bozuklukları, iştahsızlık, göz yaşarması, aşırı terleme, burun akması, sık idrar etme, karında gerilme ve ishal.
Migren krizini kamçılayan bâzı faktörler vardır. Bunlar stres (sıkıntı), aşırı heyecanlar, uykusuzluk, açlık, ânî iklim değişikliği, bâzı görme-ses-koku uyaranları (meselâ televizyon seyretme, yanıp sönen ışıklar, aşırı gürültü, aşırı kokular), âdet zamanı, doğum kontrol hapları, aşırı yorgunluk, kafa travmaları, bâzı yiyecekler ve ilâçlar.
Yiyecekler arasında; alkollü içkiler (bira dahil), çikolata-kakao-kahve, peynirler, turunçgiller (portakal, mandalina, limon, greyfrut) ve bu tür meyve suları, fındık, fıstık sayılabilir.
Migren Tedâvisi
Migren tedâvisi üç bölümde incelenir.
1. Perhiz: Yukarıda sayılan yiyeceklerden mümkün olduğu kadar az yemelidir. Migren krizini ortaya çıkaran özel bir yiyecek varsa onu hiç yememelidir. Uyku problemleri varsa düzeltilmelidir. Ne az, ne çok uyumalı, orta kararda uyumalıdır. Aşırı yorgunluktan ve açlıktan kaçınmalıdır. Reserpin ve bazı antihipertansifler, nitrogliserin gibi bâzı damar genişleticiler, doğum kontrol hapları vb. migren yapıcı ilâçlar kesilmelidir. Sinirlenmemeye çalışmalı, işleri oluruna bırakmalıdır.
2. Migren krizinin tedâvisi: Migren krizinin tedâvisi oldukça kolaydır. Fakat önce ağrının migren olup olmadığı belli olmalıdır. Bunun için hastalar belirli bir doktorun kontrolü altına girmelidir. Migren başağrısının kriz esnâsındaki tedâvisi kolaydır. Genellikle şu ilâçlar kullanılır.
Ergotamine tartrate: Piyasada çeşitli isimlerde bulunmaktadır. Hasta, başının ağrıyacağını hissettiği an hemen bir adet yutmalıdır.
3. Koruyucu Tedâvi: Migrenli bir şahsı koruyucu tedâviye almak için bâzı şartlar vardır. Ayda ikiden fazla gelen, ergotamine veya diğer ilâçlara iyi cevap vermeyen, kritik görevde bulunan personeller koruyucu tedâviye alınmalıdır. Bunun için çeşitli ilâçlar vardır: Aspirin, metiserjit, klonidin vs.
Koruyucu tedâvi ilâçlarının yan tesirleri çok fazladır. Doktor kontrolu dışında kullanılmaları tehlikelidir. Bu yüzden başağrısı şikâyeti bulunan her şahıs, bir doktorun kontrolü altına girmelidir. Çünkü, bâzı tümör ve damar bozukluklarında da migrene benzer başağrıları olur. Genellikle migren başağrısı 40 yaşından sonra kendiliğinden iyileşme temâyülündedir.