Osmanlı devrinde yetişen büyük veli ve Hanefî mezhebi fıkıh âlimi. İsmi, Muhammed bin Muhammed bin Yegân bin Armağan bin Halîl'dir. MollaYegân diye meşhûr oldu. Aslen Aydınlı idi. Doğum târihi bilinmemektedir. 1453 (H.857) târihinde Bursa'da vefât etti. Vefât târihi ile ilgili başka rivâyetler de vardır. Bursa'daYıldırımİmâreti yanındaki mektebe defnedildi. Bugün mezarından eser yoktur.
Çocukluğu Aydın'da geçti. Orada temel bilgileri öğrendi. Aydın'daki âlimlerden öğrenebileceği bilgilere sâhib olduktan sonra Bursa'ya gitti. Bursa'daMolla Fenârî'den ilim öğrenip icâzet aldı. Bursa'da çeşitli medreselerde müderrislik yaptı. Kendi adıyla anılan MollaYegân Medresesinde senelerce müderrislik yapıp, tâliblerine ilim öğretti. Molla Fenârî'nin vefâtından sonra, başmüderris ve Bursa kâdısı oldu.Sultan İkinci Murâd Han, bu kıymetli ilim adamını çok severdi. Ona sık sık ihsân ve iltifâtlarda bulunur, nasîhatlerini dinlerdi. Hattâ Molla Fenârî'den sonra onu Osmanlı Şeyhülislâmlığına tâyin ettiği söylenir. Buna göre Molla Yegân Osmanlı Devletinin üçüncü şeyhülislâmı olmaktadır. Molla Yegân'la Sultan İkinci Murâd arasındaki yakınlığa en güzel örnek Molla Gürânî'nin Bursa'ya getirilmesi hâdisesidir. Bu hâdise şöyle olmuştu:
Molla Yegân hacca gitmiş Mekke-i mükerreme ve Medîne-i münevveredeki mübârek yerleri ziyâret etmekle, Peygamber efendimizin ayak bastığı yerlere ve kabr-i şerîfine yüz sürmekle şereflenmişti. Hac esnâsında, Molla Gürânî ile tanıştı. Ondaki eşsiz ilmi, dînindeki olgunluğu ve güzel ahlâkını gören Molla Yegân, böyle bir âlimin ancak Osmanlı mülkünde kıymet bulacağını ifâde edip, Molla Gürânî'yi Bursa'ya davet etti. Berâberce Bursa'ya geldiler. Molla Yegân, SultanMurâd Hanın huzûruna varınca, Sultan; "Onca yer gezip, gördün, bize ne hediye getirdin?" diye suâl etti. Molla Yegân da; "Tefsîr ve hadîs ilimlerinde yetişmiş bir âlim getirdim." cevâbını verdi. MollaGürânî'yi getirip, Pâdişâh'a takdim etti. Pâdişâh da onun ilmini takdîr edip, Hüdâvendigâr Gâzî Medresesi müderrisliğine tâyin etti. SonraManisa'da bulunan Şehzâde Mehmed'e (Fâtih'e) hoca tâyin edildi.
Herkesin sevgisine mazhâr olanMollaYegân, keskin zekâlı ve yumuşak huylu bir zât-ı muhteremdi. Dîne uymakta,Allahü teâlânın emir ve yasaklarını gözetmekte, Peygamber efendimizin güzel ahlâkı ile ahlâklanmakta, insanlara dînini öğretmekte çok ileriydi. Yüzü ak, boyu uzun ve sakalı gürdü.Çok cömert olup, Allahü teâlânın dostları ile yemek yiyip sohbet etmekten çok hoşlanır, onlar için nadide sofralarda lezîz yemekler hazırlatırdı. Fakir-zengin herkesi sofrasına dâvet eder ve sofradan herkes doymuş olarak kalkardı.
Ömrünü, ilim öğrenmek ve öğretmekle, Allahü teâlâya ibâdet etmekle geçiren Molla Yegân, pekçok talebe yetiştirdi. Yetiştirdiği talebeleri arasında; başta oğulları Yegânzâde Mehmed Paşa ve Yegânzâde Molla Sinâneddîn Yûsuf Bâlî olmak üzere; İstanbul'un ilk kâdısı Hızır Bey, Karamanlı Küçük Yâkup, İbn-ül-Hatîb Molla Taceddîn İbrâhim, Ayasolug Çelebisi Molla Mehmed, Molla Halîl Hayreddîn, Hacı Hasan-zâde Molla Mehmed, Şeyhulislâm Efdalzâde Hamîdüddîn gibi âlimler vardı.
Daha çok talebe yetiştirmekle meşgûl olan Molla Yegân, kitap yazmaya pek fırsat bulamamış bâzı meşhûr kitapların kenarlarına hâşiyeler ile Risâletün fil-Hulle adlı bir eser yazmıştır.
1) Şakâyik-i Nu'mâniyye Tercümesi (Mecdî Efendi); s.99
2) Esmâ-ül-Müellifîn; c.2, s.199
3) Tâc-üt-Tevârih (Ulemâ Kısmı)
4) Keşf-üz-Zünûn; s.861
5) Mu'cem-ül-Müellifîn; c.11, s.211
6) İslâm Âlimleri Ansiklopedisi; c.12, s.306