Sual: Sohbet ne demektir?
CEVAP
Şimdi söyleşi diyorlar. Söyleşi, konuşarak vakit geçirme demektir; ama
dinimizde, sohbetin tarifi başkadır. Sohbet, beraber olmak demektir. İnsanın
derece bakımından kendinin üstünde veya altında yahut akranı ile bir araya gelip,
Allahü teâlânın ve Peygamber efendimizin beğendiği, hoşnut olduğu şeyleri
konuşması demektir.
Kişinin kendinden üstün olanla beraber olmasının hakikati, o zata hizmettir.
Aşağısında olanla sohbetin gereği, onun hallerinden bir noksanı gördüğünde onu
ikaz edip, kusurundan haberdar etmektir. Aynı seviyede olan sohbet
arkadaşlarının sohbetlerinin hakikati, başkalarının, yabancıların yanında
birbirlerinin kusurlarını görmezden gelmektir.
İmam-ı Rabbani hazretleri buyuruyor ki:
Sohbetin fazileti, bütün faziletlerin üstündedir. Büyüklerin sohbetini ganimet
bilmelidir.
Behaeddin Buhari hazretleri, (Bizim yolumuzun temeli sohbettir) buyurdu.
Evliyanın sohbetinin bir saati, kırk günlük mücahedelerden daha üstündür.
Yabancılar ile sohbetten, bid'at ehlinin sohbetinden kaçınılmalıdır. Dervişlerin
ve salihlerin sohbeti kıymetlidir. Sohbet, dünya için olup, ahiret düşünülmez
ise, sonu hüsrandır.
Günah lekeleri ile kalbi paslanan kimse, salihlerin sohbetinde bulunursa,
kalbinin pası silinir, günah işlemesi zorlaşır, iyilik etme isteği artar. Hadis-i
şeriflerde buyuruldu ki:
(Kırk gün içinde bir ilim sohbetinde bulunmayan kimsenin kalbi kararır. Büyük
günah işlemeye başlar; çünkü ilim kalbe hayat verir. İlimsiz ibadet olmaz.)
[Mektubat-ı Rabbani]
(Fıkıh sohbetinde bulunmak, bir senelik ibadetten üstündür.) [Deylemi]
(Âlimlerin sohbetine katılın, onlara yakın oturun! Çünkü Allahü teâlâ, yağmurla
ölü toprağı dirilttiği gibi, ölü kalbleri de, hikmet nuru ile diriltir.) [Taberani]
(Âlimlere hürmet eden, bana hürmet etmiş olur. Onları ziyaret eden beni ziyaret
etmiş olur. Âlim meclisinde bulunan, benim meclisimde bulunmuş olur.) [İ.Rafii]
(Âlimin sohbetinde bulunmak, bin rekât nafile namazdan üstündür.) [İ.Gazali]
(Bir defa salih kimsenin sohbetinde bulunmak, defalarca kötü kimselerin
sohbetlerinde bulunmanın günahlarına kefaret olur.) [Deylemi]
Sohbet ehli yoksa
Sohbet ehli âlim bulunmadığı zaman, eskiden yaşamış, Ehl-i sünnet
âlimlerinin kitaplarını okumak gerekir. Bir âlimin kitabını okuyan, yarı yarıya
onunla sohbet etmiş sayılır.
İlminden, iyi ahlakından istifade edilen salih bir arkadaş bulunca, ona lüzumlu
hürmeti göstermelidir! Onun can ve malını, kendi can ve malından önce tutmalıdır!
Ayıplarını araştırmamalı, aybı olsa bile görmemeli ve kimseye söylememeli, hatta
kendi kendine aybını düşünmemeli, unutmalıdır! Sözüne itiraz etmemeli, asla
münakaşaya girmemelidir! Aleyhinde konuşan olursa, uygun şekilde susturmalı,
alınacağı veya üzüleceği bir söz söylememelidir! Suizanda bulunmamalı, uygunsuz
hareketlerini dalgınlığa veya unutkanlığa yormalıdır! Yani bir mazeret arayıp
suçsuz olduğunu kabul etmelidir; çünkü güzel ahlak sahibi, insanları mazur görür.
Onların kusurlarını meydana çıkarmaz
Yunus Emre diyor ki:
Erenlerin sohbeti, ele giresi değil.
Sohbete kavuşanlar, mahrum kalâsı değil.
Gezmek gerek her yeri, bulmak için, bir eri,
Sarraf tanır cevheri, herkes bilesi değil.
Bir pınarın yanına, kapalı testi kona,
Kırk yıl orada dura, kendi dolâsı değil.
Sohbetle parlar iman, talip kazanır irfan.
İnsanı arif yapan, fesi, hırkası değil.
Önce doğru iman et, haramdan el etek çek
Ruha gıdadır sohbet, badem helvası değil!
Boş giden, dolu döner
Sual: Eskiden İmam-ı Rabbani, Abdülkadir-i Geylani hazretleri gibi mürşidler
var idi. Onların huzuruna gidenler için, (Boş giden dolu döner, dolu giden
boş döner) diyorlarmış. Bu ne demektir?
CEVAP
Ön yargılı gitmemeli. Ne derse, seve seve kabul eden bir düşünce ile gitmeli.
Dolu şeye, bir şey koymazlar. Boş olarak gitmeli, dolu olarak dönmeli. Dolu
giderse, yani kendinde bir varlık hissederek giderse, faydalanamaz, eli boş
döner. Yardım edecek kimse de, elbette zengine değil fakir olana, ihtiyaç sahibi
olana yardım eder. Doktorlar da, kendilerine tedavi için gelenleri, yani
hastayım diyenleri tedavi ederler. Ben hasta değilim, benim bir şeyim yok
diyenlere bakmazlar. İşte bunun gibi, ben biliyorum, ihtiyacım yok diyenler,
elbette ilimden, feyizden mahrum kalırlar.
Sohbette ikram
Sual: Birkaç arkadaş bir araya gelerek, her hafta İslam âlimlerinin
kitaplarından okuyoruz. Böyle toplantılarda pasta, börek gibi çeşitli ikramlar
oluyor. İkram yüzünden kitap okumaya, sohbete pek zaman kalmıyor. Sadece çay
ikram edilse nasıl olur?
CEVAP
Çok iyi olur. İki hadis-i şerif meali şöyledir:
(Salihler, külfete girmez ve zahmet vermez.) [Dare Kutni]
(Misafir için külfete girme, misafir üzülebilir. Misafirini üzen de, Allahü
teâlâyı üzmüş olur.) [İbni Lâl]
Böyle devamlı yapılan toplantılarda, sadece çay olacak diye baştan karar
almalıdır. Çeşitli ikramlar olursa, diğerlerinin evlerine gidildiğinde,
kendilerini benzer ikramlarda bulunmak zorunda hissedenler çıkabilir. Şunlar
bunu yaptı, falanca yapmadı gibi dedikodulara da sebep olabilir. Toplantıya
gölge düşürebilecek her çeşit işten uzak durmalıdır. Sadece çay olursa problem
olmaz. Bu toplantıların haricinde, her zaman arkadaşlara çeşitli ikramlar
yapılabilir, ziyafet verilebilir. Toplantı ile ikramı birbirine
karıştırmamalıdır.
Sohbette bulunmak
Sual: Hocasına uzak olan; fakat onu çok seven bir talebe mi, yoksa hep
sohbetlerde bulunan bir talebe mi daha çok feyz alır?
CEVAP
Elbette sohbetlerde bulunan, daha çok feyz alır. Muhammed Masum hazretleri
buyuruyor ki:
Yanındakiyle uzaktaki hiç eşit olur mu? Veysel Karani, Resulullah’ı göremediği
için, hiçbir Sahabinin derecesine ulaşamadı. Bizim yolumuzun esası sohbettir,
beraber olmaktır. Aklı başında olan talib, üstadına olan muhabbeti miktarınca,
onun kalbinden saçılıp kendisine gelen feyzlerden ve bereketlerden, uzakta iken
de, alır. Sevgisi sebebiyle, uzaktan gelen feyzlerden alırsa da, marifete ve
vilayet derecelerine kavuşmak için, sohbet şarttır. (3/153)
İmam-ı Rabbani hazretleri de buyuruyor ki:
Kalb, çok zaman his organlarına bağlıdır. Duygu organlarından uzak olanlar,
kalbden de uzak olur. Hadis-i şerifte, (Göz görmeyince, gönülden de uzak olur)
buyuruldu. (1/117)
Bir beyit:
Sevgi yakınlık ister, kaçan mahrum kalırmış,
Gözlerden ırak olan, gönülden de olurmuş.