Burun iç örtüsündeki serö-mükoz bezlerden salgılanan, ihtivâsında mikroplar, tozlar, epitelyum hücreleri ve su bulunan yapışkan sıvı. Burun sekresyonu, mukozasındaki tüp ve salkım biçimindeki serömükoz bezlerden ifraz edilirler. Lâzım oldukça kan ve lenf damarlarından sızan sıvılarla miktarı daha da artabilir. Sümük, ihtivâsındaki suyun az veya çok olmasına göre akıcı veya iplik gibi uzayıcı bir yapı gösterir. Kuruyunca kabuk hâlini alır. Burun içindeki bu yapıyla günde 1 ilâ 1,5 litre civârında meydana getirilen ifrâzât, solunum havasının dâimî ıslaklığının teminini sağlar. Burun ön deliklerinden giren hava, ne derece kuru olursa olsun, burun içindeki sekresyonun temin ettiği buharlaşmayla nisbî rutûbeti ferinkse ulaşıncaya kadar % 75, akciğer alveollerine ulaşıncaya kadar % 90’a yükselir. Böylece kuru havayla yapılamayan, oksijen-karbondioksit alışverişi, temin edilen bu rutûbet aracılığıyla sağlanır.
Ayrıca burun mukoza sekresyonu, yüzeyindeki elektrik şarjının çekimi ve yapışkanlığı sâyesinde, havayla birlikte burna gelen toz ve mikroorganizmaların tutulmasını sağlar. Böylece solunum yolu derinliklerine yabancı maddeler gidemez. Titrek tüylü mukozanın yedi mikron boyundaki tüyleri, sâniyede ortalama 250 vuruş yaparak, üzerine bir örtü gibi yayılmış olan yabancı maddeler, epitel hücreleri mikroplarla yapışmış burun sekresyonunu, burun arka deliklerine doğru sürükler.
Burun girişinde sümüğün yer değiştirmesi iki saat sürerken, iç ve orta kısımlarda 10 dakika gibi kısa bir sürede gerçekleşir.
Böylece solunum havası ferinkse kadar mikropsuz, tozlardan arındırılmış sıcaklığı, vücut ısısına yaklaşmış ve nemlenmiş olarak iletilir. Burundan genze atılan sümük, mîdeye gider. Mîde suyunda geriye kalan mikropların da imhâsı sağlanır. Sümük ihtivâsındaki litik (lytic) enzim sâyesinde bir takım mikroorganizmalar önceden imhâ dilmiştir.
Sümüğün bir başka vazifesi, doku üzerinde ıslak kaypak bir tabaka meydana getirerek, onu yabancı cisimlerden korumasıdır.
Nezlede burun içini örten zar, virütik mikropların etkisiyle şişer. Böylece sümük miktarının artması uyarılır. Bu, insan vücûdunun dışardan gelen etkiye karşı meydana getirdiği karşı cevaptır.