Sual: Tevessül ne demektir?
CEVAP
Resulullah veya evliya zatlarla, Allahü teâlâya tevessül etmek, yani
bunların hürmeti için, dilekte bulunmak caizdir. Tevessül etmek, şefaatini
istemek demektir. Ehl-i sünnet âlimleri, bunun caiz olduğunu bildirdi. Tevessül
edenin duasının kabul olması, tevessül olunanın kerameti olur. Yani, öldükten
sonra keramet göstermesi olur. (Hadika)
İmam-ı Gazali hazretleri buyurdu ki:
Diriyken tevessül olunan, feyz alınan zata, öldükten sonra da tevessül edilerek
feyz alınır. (Mişkat)
İmam-ı Rabbani hazretleri buyuruyor ki:
Resulullah, muhacirlerin [hicret eden eshabı kiramın] fakirleri ile tevessül
edip, fetih ve yardım talep etti. (3/93)
Muhammed Hadimi hazretleri buyuruyor ki:
Peygamberler ve evliya zatlar öldükten sonra da, bunlar vasıtasıyla Allahü
teâlâya yalvararak dua etmeye, tevessül ve istigase etmek denir; çünkü bunlar
ölünce, mucizeleri ve kerametleri devam eder. (Berika)
Şihabüddin-i Remli hazretleri buyuruyor ki:
Enbiya ölünce mucizeleri, evliya ölünce de kerametleri kesilmez. Peygamberlerin
mezarda diri olduklarını, namaz kıldıklarını, haccettikleri, hadis-i şerifler
açıkça bildirildi. Şehitlerin de diri oldukları, kâfirlerle savaşırken, yardım
ettikleri bildirildi. (Şevâhid-ül-hak)
Seyyid Davud bin Süleyman buyuruyor ki:
Tevessül demek, bizim için dua etmelerini dilemektir; çünkü onlar, Allahü
teâlânın dünyada da, ahirette de sevgili kullarıdır. Onların istediklerine
kavuşacaklarını, her dilediklerinin verileceğini, Kur’ân-ı kerim bildirmektedir.
(Minhat-ül-vehbiyye)
Sebeplerden değil, yalnız Allahü teâlânın yaratacağına inanarak, dileği
yalnız Allah’tan beklemek dinimize uygun tevessül olur. (Kıyamet ve Ahiret)
İbni Hacer-i Mekki hazretleri buyuruyor ki:
Resulullah “sallallahü teâlâ aleyhi ve sellem” ile her zaman tevessül etmek çok
iyidir. Yaratılmadan önce ve yaratıldıktan sonra, dünyada da, ahirette de,
Onunla tevessül olunur. Yaratılmadan önce Onunla tevessül olunacağını gösteren
vesikalardan biri, Peygamberlerin ve ümmetlerindeki Velilerin Onunla tevessül
etmiş olduklarıdır. (Cevher-ül-munzam)
Yusuf Nebhani hazretleri buyuruyor ki:
Hazret-i Ömer zamanında kıtlık oldu. Eshab-ı kiramdan birisi, Resulullahın
kabrine gelip, (ya Resulallah! Ümmetine yağmur yağması için dua eyle! Ümmetin
helâk olmak üzeredir) dedi. Resulullah buna rüyada görünüp yağmur yağacağını
haber verdi. Öyle de oldu. Rüyada ayrıca, (Ömer’e selam söyle! Yağmur
yağacağını müjdele. Yumuşak hareket etmesini de söyle!) buyurdu. Hazret-i
Ömer, dinin emirlerini yerine getirmekte şiddet gösterirdi. Bu kimse, Halife’ye
olanı anlattı. Halife dinledi ve ağladı. Burada, Eshab-ı kiramın, Resulullahın
kabrine gelerek tevessül etmiş olduğu bildiriliyor. (Şevâhid-ül-hak)
Teberrük ne demektir?
Sual: Teberrük, teberrüken ne demek?
CEVAP
Teberrük; bir şeyi bereket veya saadet vesilesi sayarak almak veya vermek
demektir. Uğur ve bereket saymak, ilahî hayra ortak olmak anlamına da gelir.
Teberrüken, bereket ve saadet vesilesi olarak demektir.
Eshab-ı kiram, Resulullahın kullandığı eşyalarla teberrük ederlerdi. Abdest
alırken kullandığı sularla, mübarek terleriyle bereketlenirlerdi. Gömleği,
bastonu, kılıcı, terlikleri, bardağı, yüzüğü ve kullanmış olduğu her şeyle
bereketlenirlerdi. Müminlerin annesi Ümm-i Seleme validemizin yanında, Peygamber
efendimizin mübarek sakalından bir kıl vardı. Hasta gelince, kılı suda bırakır.
Sonra çıkarıp bu suyu ona içirirdi. Mübarek bardağına su koyup, şifa için
içerlerdi. (Usul-ül-erbea)
İmamı Şafii hazretleri buyurdu ki:
İmam-ı a’zam Ebu Hanife ile teberrük ediyorum. Zor bir durumda kalınca, kabrine
gidip, iki rekât namaz kılarak Allahü teâlâya yalvarıyor ve dileğime kavuşuyorum.
(Huccet-ül-islam)
Selefi denilen kimseler, teberrük etmeye şirk diyorlar. Taştan, ağaçtan,
puttan veya gayrimüslim mezarından teberrük şirk olur. Fakat Enbiyanın ve
Evliyanın kabirlerini ziyaret edip, onların bereketiyle Allahü teâlâdan feyz ve
bereket beklemeyi bunlara benzetmek, cahilliktir. Bu yüzden milyonlarca
Müslüman’a küfür ve şirk damgasını basmak da, Müslümanlar arasında bölücülüktür.
(Kıyamet ve Ahiret)
Evliyadan yardım istemek
Sual: Enbiya ve evliyadan bir şey yapmalarını istemek mesela, (Yâ
Abdülkadir Geylani, kiralık ev bulmama yardım et) demek caiz midir?
CEVAP
Abdülaziz Dehlevi hazretleri Fatiha suresinin tefsirinde buyuruyor ki:
Birisinden yardım istenirken, yalnız ona güvenilirse, onun, Allahü teâlânın
yardımına mazhar olduğu düşünülmezse, haramdır. Eğer yalnız, Allahü teâlâya
güvenilip, o kulun Allah’ın yardımına mazhar olduğu, Allahü teâlânın her şeyi
sebeple yarattığı, o kulun da bir sebep olduğu düşünülürse, caiz olur.
Peygamberler ve Evliya da, böyle düşünerek başkasından yardım istemişlerdir.
Böyle düşünerek birisinden yardım istemek, Allahü teâlâdan istemek olur. (Tahkik-ul-hakkıl-mübin)
Abdülhakim-i Siyalküti hazretleri de buyuruyor ki:
Ölü yardım yapamaz diyenler, ne demek isterler ki? Dua eden, Allahü teâlâdan
istiyor. Duasının kabul olması için, Allahü teâlânın sevdiği bir kulunu vasıta
yapıyor. (Ya Rabbi! Kendisine bol bol ihsanda bulunduğun bu sevgili kulunun
hatırı ve hürmeti için bana da ver) diyor. Yahut Allahü teâlânın çok
sevdiğine inandığı bir kuluna seslenerek, (Ey Allah’ın Velisi, bana şefaat
et! Benim için dua et! Allahü teâlânın dileğimi ihsan etmesi için vasıta ol!)
diyor. Dileği veren ve kendisinden istenilen, yalnız Allahü teâlâdır. Veli,
yalnız vesiledir, sebeptir. (Zad-ül-lebib)
Ebu Hasan-ı Harkani hazretleri, sefere çıkan talebelerine, (Sıkışınca
benden yardım isteyin) buyurur. Yolda talebelerini, eşkıya yakalar. Onlar,
kurtulmaları için Allahü teâlâya dua ederler; fakat kurtulamazlar. Bir talebe,
(Yâ Ebel Hasan, imdat!) der. Eşkıya o talebeyi göremez. Diğerlerinin nesi
varsa alırlar. Seferden dönünce hocalarına, (Biz Allah’tan yardım istediğimiz
halde soyulduk; fakat şu arkadaşımız, sizden yardım isteyince kurtuldu. Bunun
hikmeti nedir?) derler. O da, (Allahü teâlâ günahkâr kimselerin duasını
kabul etmez. Arkadaşınız, benden yardım isteyince, onun duasını Allahü teâlâ
bana duyurdu. Ben de, “Yâ Rabbi, bu talebemi kurtar!” dedim. Allahü teâlâ
da kurtardı. Ben sadece vasıta oldum, dua ettim. Kurtaran Rabbimizdi) diye cevap
verdi. (Tezkiret-ül-evliya)
Bir kimsenin, (yâ Abdülkadir Geylani, kiralık ev bulmama yardım et) demesinin
hiç mahzuru olmaz. Şartlarına uyarak isterse, Allahü teâlâ ona kiralık ev nasip
eder. Bu şartlar, o zatın Allahü teâlânın sevgili kulu olduğuna, nerede yardım
istenirse oradaymış gibi yardım edeceğine inanmak ve yardım edeceğinde hiç şüphe
etmemektir.