İrâde dışı, gayri ihtiyârî ve âni olarak ortaya çıkan ve belli özellikleriyle târif edilen herhangi bir maksada hizmet etmeyen adale kasılmalarına verilen ad. Tikler, kısmen rûhî anlamlarından kopmuş anlatım hareketleridir. Yüzde mevcut olan bir savunma hareketi, hem yüz, hem de baş bölgesine yayılabilir.
Her çizgili kas tike katılabilir. Fakat en fazla yüz kasları ve emme, çiğneme, konuşmayla ilgili kas grupları işe karışırlar. Alın, boyun ve omuz kasları da düzensiz aralıklarla âni gelen hareketlere yakalanabilirler. Öyle ki bir gâyeleri varmış hissini bırakabilirler.
Tik, her yaşta görülebilir. Fakat en çok 5 ilâ 10 yaşlar arasındaki çocuklarda olur. Oğlan çocuklar, kızlardan iki üç kat fazla yakalanırlar. Tik vak’alarının çoğunluğunda organik bir belirti bulunmasa bile, tek tük vak’alarda sinir sisteminde bâzı bozuklukların bulunabileceği anlaşılmıştır. Meselâ, akut mafsal romatizması ve geçirilmiş beyin iltihapları tiklere yol açabilir. Bâzı vak’alarda âni, ürkütücü bir yaşayış gibi özel olmayan rûhî tesirlerin hastalığı ortaya çıkardığı görülür. Kardeşler arası kıskançlık gibi kendini gösterme çabasına bağlı aşırı bir gerilim, anne ve babanın arzularına bağlı olarak çocuğun aşırı zorlanması, aktif gelişmenin engellenmesi hastalığın meydana gelmesinde ek sebepler olarak sorumlu görülmüşlerdir.
Tedâvi zorluk gösterir. Kişilik yapısında veya belli durumlarda rûhî çatışmaların bulunduğu hallerde konuşma yâhut derinlere inen bir tedâvi üzerinde çalışmalıdır. Ayrıca nöroleptik denen sinir ilâçlarından da faydalanmak mümkündür.