Yozgat'ta yetişen velîlerden. Yozgat'ta doğmuştur. Babası eşraftan Süleyman Efendidir. Yaklaşık 1774 (H. 1188) târihinde doğdu. 1897 (H.1314)de 123 yaşında vefât etti.
İlk tahsilini o zamanki medreselerde yapmış ve Arabî, Farisî lisanlarını da öğrendikten sonra kendisinde bir tasavvuf aşkı belirmiştir. O zamanlarda Pîr-i Sanî lakabını alan Çankırı'nın Çerkeş kasabasındaki Halvetî tarîkatı şeyhi Mehmed Mustafa hazretlerine intisâb ederek dergâhda bir süre hizmet etmiş ve tarikatta hilâfet almıştır.
Şeyh Efendi icazetini verdikten sonra seyahatle vazifelendirdi. Ahmed Efendi "Terkiya" mahlasını alarak seyahatlerine başladı. Şiirlerinde de bu mahlası kullanmıştır. Mısır, Suriye ve Irak'ı dolaşarak Hindistan'a kadar gittiği rivâyet olunmuştur. Bağdat'ta Abdülkâdir Geylânî hazretlerinin dergâhında bir müddet kaldı. Seyahatleri sırasında birçok zevâtla görüştü. İki defa Hicaz'a gidip döndü. Üçüncü haccını da yaya olarak üç yılda tamamladı.
Yaşı altmışa yaklaşmış olduğu hâlde İstanbul'a geldi ve Sivas vâlisi iken kendisine intisab eden, zamanın Maârif Nâzırı (Milli Eğitim Bakanı) Münib Paşada misâfir kaldı. İstanbul'da kaldığı müddetçe Münib Paşa vâsıtası ile Padişah Abdülmecid Han ile de görüşmüşlerdir. İstanbul'dan ayrılacağı zaman veda ziyâretinde Sultan Beşinci Murad'ın annesi Şevkefzâ Hanımefendi kendisine Yozgat'ta câmi ve tekke yaptırması için 1500 altın hediye etmiş ise de Şeyh Efendi kabul etmiyerek İstanbul'dan ayrılmıştır. Kastamonu'da Şeyh Şâbân-ı Velî hazretlerinin türbesini ve Çerkeş'te de Şeyh Mehmed Mustafa hazretlerini ziyâret ettikten sonra Yozgat'a 1834 (H.1250) târihinde döndü. Şevkefzâ Hanım mezkur parayı Yozgat Vâlisi vâsıtasıyla gönderdi. Ahmed Efendi de câmi, çeşme ve dergâhını 1836 (H. 1252) târihinde yaptırdı.
Şeyh Hacı Ahmed Efendi 1897 (H.1252) yılında 123 yaşında Yozgat'ta vefât etmiş olup, câmisinin yanındaki türbesine defnedilmiştir. Cenâzesine o kadar gelen olmuştur ki namazının kılındığı Çapanoğlu'nun büyük câmisinden kendi câmisine kadar ancak elden ele verilerek götürülebilmiştir.
Hacı Ahmed Efendinin beş oğlu olmuştur. Gerek vefatından sonra ve gerekse Birinci Dünyâ Savaşında kitapları ve seyahatnamesi oğulları tarafından taksim edilmiş olmalı divanından başka diğer eserleri bulunamamıştır.
Hacı Ahmed Efendinin bir şiiri
Ezelden ben aşkla yana geldim
Cemalin şemine pervâne geldim
İçüb vahdet şerâbından
Aşkla ben mestâne geldim
Arayı arayı mürşidim buldum
Dergâhına yüzlerim sürdüm
Rızay-ı İlâhîyi mürşidimde buldum
Hak'la ezel devrâna geldim
Yavaş yavaş basar idib
İncinmesün karıncalar
Basdığım hem taş idi
Hak'dan ezel ihsâna geldim.