Sual: Allah bes, bâki heves ne demektir?
CEVAP
Bes, kâfi, yeter, yetişir demektir. Bâki, kalan demektir. Heves ise, nefsin
isteği, geçici arzu demektir. Allah bes diyen, Allahü teâlâya tevekkül
etmiş olur. Tevekkül, vekil etmek, işini başkasına havale etmektir.
Istılahta ise, Allah’a güvenmek, Ona dayanmaktır.
Tevekkül, değiştirilmesi insan gücünün dışında olan acı olayların, ezelde takdir
edildiğini bilip, üzülmemek, Allah’tan geldiğini düşünerek seve seve
karşılamaktır. Allah bes diyen, [Ona tevekkül eden] yani onu vekil eden
kurtulur. [Vekil: koruyucu, gözetleyici, bakıcı, yardımcı.]
Bes Farsçadır. Allah bes ifadesinin Arapçası, Hasbiyallah demektir.
Hasbiyallah, Allah bana yetişir demektir. Hasbiyallahü ve ni’mel vekil
ise, Allah bana yetişir, O, güvenilip dayanılan ne güzel vekil, demektir.
Hasbünallahü ve ni’mel vekil ise, Allah bize yetişir, O, güvenilip dayanılan
ne güzel vekil, demektir. Kur’an-ı kerimde, cesur müminlerin, (Hasbünallahü
ve ni’mel vekil) dedikleri bildiriliyor. (Al-i İmran 173)
Allahü teâlâ, Peygamber efendimize buyuruyor ki:
(Sana hile yapmak isterlerse, Allah sana kâfidir.) [Enfal 62]
([Ey resulüm, senden] yüz çevirirlerse, “Hasbiyallahü la ilahe illa
hüve aleyhi tevekkeltü ve hüve rabbül arşil azim” de! = Allah bana kâfidir,
Ondan başka ilah yoktur, ben sadece Ona güvenir, Ona dayanırım. O büyük Arşın
sahibidir.) [Tevbe 129] (İlla hüve kelimesinde durulursa, illa hü diye
durulur.)
(De ki: Hasbiyallahü aleyhi yetevekkel-ül-mütevekkilün= Bana Allah yeter,
güvenip dayanacaklar, ancak Ona güvenip dayanırlar.) [Zümer 38]
(Allah’a dayan; vekil olarak Allah sana yeter.) [Nisa 81]
(Tevekkül edene Allah kâfidir.) [Talak 3]
(Müminlere, "Düşmanlarınız, size karşı asker topladı; onlardan sakının"
denildiğinde bu, onların imanlarını arttırdı ve "Hasbünallahü ve ni’mel
vekil" dediler.) [Al-i İmran 173]
Zümer suresinin 36. âyetinde mealen, (Allah kuluna kâfi değil mi)
buyuruluyor. Evet, (Allah bes) demeliyiz. Böyle kimseye de şeytan
musallat olamaz. Kur’an-ı kerimde mealen buyuruluyor ki:
(İman edip de yalnız Rablerine tevekkül eden kimselere şeytan hâkimiyet
kuramaz.) [Nahl 99]
Her Müslümanın Allahü teâlâya tevekkül etmesi farzdır. Tevekkül imanın şartıdır.
Çünkü âyet-i kerimede mealen buyuruluyor ki:
(Eğer imanınız varsa, Allah’a tevekkül ediniz!) [Maide 23]
Bir insan için en büyük makam, Allahü teâlânın rızasına, sevgisine kavuşmaktır.
O halde tevekkül etmek gerekir. Çünkü Kur’an-ı kerimde mealen buyuruluyor ki:
(Allah, tevekkül edenleri elbette sever.) [Al-i İmran 159]
(Dünya hayatında size verilen nimetler geçicidir. İman edip, Rablerine tevekkül
edenler, Ona güvenip dayananlar için, ahirette verilecek Allah’ın indindeki
mükâfat ise, dünya nimetlerinden daha hayırlı ve daha süreklidir.) [Şurâ 36]
Hadis-i şeriflerde de buyuruluyor ki:
(Hasbiyallahü ve ni’mel vekil sözü her korku için bir emniyettir.) [Deylemi]
(Sabah akşam 7 kere, “Hasbiyallahü la ilahe illahü, aleyhi tevekkeltü ve
hüve Rabb-ül arşil azim” okuyan, dünya ve ahiret sıkıntısından kurtulur.)
[İbni Sünni]
(Bunu on defa okuyanın sıkıntısını Allahü teâlâ giderir.) [Şir’a]
(Sıkıntılı iken “Hasbünallahü ve ni’mel-vekil” deyiniz!) [İbni
Merdeveyhi]
(Tedbir almakta acizlik gösterme! Tedbire rağmen bir işe gücün yetmezse,
“Hasbiyallahü ve ni’mel-vekil de!) [Buhari]
(Evden çıkarken “Bismillah, tevekkeltü alallah, la havle vela kuvvete illa
billah”
diyen kimse, tehlikelerden korunur ve şeytan ondan uzaklaşır.) [Tirmizi]
(İbrahim aleyhisselam ateşe atılırken, “Hasbiyallahü ve ni’mel vekil” [Bana
Allah’ım yetişir, O ne iyi yardımcıdır] dedi.) [Hatib]
Kur’an-ı kerimde de aynı şey bildiriliyor:
(De ki, Allah bana kâfidir.) [Zümer 38]
Allahü teâlâdan başka güvenilecek, dost edinilecek hiç kimse, hiçbir şey yoktur.
Allahü teâlâdan başkasına sığınmak, örümcek ağına sığınmaya benzetilmiştir.
Âyet-i kerimede mealen buyuruluyor ki:
(Allah’tan başka dost edinenin hali, örümceğin durumuna benzer. Hâlbuki
barınakların en çürüğü örümcek yuvasıdır.) [Ankebut 41]
O halde Allah bes [hasbiyallah] demek ve bu sözde İbrahim aleyhisselam
gibi durmak gerekir.
Bâki heves, masivadır, Allah’tan gayrı şeylerdir. Allah’tan gayrı şeylerle
uğraşmak ise faydasız işle vakit geçirmektir. Hadis-i şerifte, (Bir kimsenin
faydasız işle vakit geçirmesi, Allahü teâlânın, onu sevmediğine alamettir)
buyuruldu. (Mek. Rabbani)
On cümle
Muhammed bin Hişâm anlatır: Ma’rûf-ı Kerhî bana; “Sana; dünya ve ahiret
saadeti için on cümle öğreteyim. Böyle dua edenin duası kabul olur” dedi.
“Yazayım mı” dedim. “Hayır, Behr bin Hâris nasıl tekrar ederek bana öğrettiyse,
ben de aynı şekilde sana öğretirim” diyerek şu hadisi bildirdi:
(Her namazdan sonra [dua ederken], şu on cümleyi söyleyenin dualarını
Allahü teâlâ kabul eder:
1- Dinim için Allah bana kâfidir.
2- Dünyam için Allah bana kâfidir.
3- [İki cihan] endişelerim için Allah bana kâfidir.
4- Haset eden için Allah bana kâfidir.
5- Bana haksızlık eden için Allah bana kâfidir.
6- Kötülük etmek isteyen için Allah bana kâfidir.
7- Ölüm anında Allah bana kâfidir.
8- Kabirde Allah bana kâfidir.
9- Mîzanda Allah bana kâfidir.
10- Sıratta Allah bana kâfidir.
Kendisinden başka hiçbir ilâh olmayan Allah bana kâfidir. Ona tevekkül eder, Ona
yalvarırım.) [Nevadir-il Usul, Hakîm-i Tirmizi]