Sual: Allah’ın sıfatları hangileridir?
CEVAP
Allahü teâlânın Sıfat-ı zatiyye’si altıdır:
1- Vücûd: Allahü teâlâ vardır. Varlığı ezelidir. Vacib-ül vücûddür,
yani varlığı lazımdır.
2- Kıdem: Allahü teâlânın varlığının evveli, başlangıcı yoktur.
3- Bekâ: Allahü teâlânın varlığının âhiri, sonu yoktur. Hiç yok
olmaz. Ortağı olmak muhal olduğu gibi, zat ve sıfatları için de yokluk muhaldir.
4- Vahdaniyyet: Allahü teâlânın zatında, sıfatlarında ve işlerinde ortağı,
benzeri yoktur.
5- Muhalefetün-lilhavadis: Allahü teâlâ, zatında ve sıfatlarında
hiçbir mahlûkun zat ve sıfatlarına benzemez.
6- Kıyâm bi-nefsihi: Allahü teâlâ zatı ile kâimdir. Mekana muhtaç
değildir. Madde ve mekan yok iken O var idi. Zira her ihtiyaçtan münezzehtir. Bu
kâinatı yokluktan varlığa getirmeden önce, zatı nasıl idi ise, sonsuz olarak,
hep öyledir.
Allahü teâlânın Sıfat-ı sübûtiyye’si sekizdir.
1- Hayat: Allahü teâlâ diridir. Hayatı, mahlûkların hayatına
benzemeyip, zatına layık ve mahsus olan hayat, ezeli ve ebedidir.
2- İlm: Allahü teâlâ her şeyi bilir. Bilmesi mahlûkatın bilmesi gibi
değildir. Karanlık gecede, karıncanın, kara taş üzerinde yürüdüğünü görür ve
bilir. İnsanların kalbinden geçen düşüncelerini, niyetlerini bilir. Bilmesinde
değişiklik olmaz. Ezeli ve ebedidir.
3- Sem’: Allahü teâlâ işitir. Vasıtasız, cihetsiz işitir. İşitmesi,
kulların işitmesine benzemez. Bu sıfatı da, her sıfatı gibi ezeli ve ebedidir.
4- Basar: Allahü teâlâ görür. Âletsiz ve şartsız görür. Görmesi göz
ile değildir.
5- İrade: Allahü teâlânın dilemesi vardır. Dilediğini yaratır. Her
şey Onun dilemesi ile var olur. İradesine engel olacak hiçbir kuvvet yoktur.
6- Kudret: Allahü teâlâ, her şeye gücü yeticidir. Hiçbir şey Ona güç
gelmez.
7- Kelam: Allahü teâlâ söyleyicidir. Söylemesi alet, harfler, sesler
ve dil ile değildir.
8- Tekvîn: Allahü teâlâ yaratıcıdır. Ondan başka yaratıcı yoktur. Her
şeyi O yaratır. Allahü teâlâdan başkası için yaratıcı dememelidir.
Allahü teâlânın sıfat-ı sübûtiyyesi de, sıfat-ı zatiyyesi gibi kadimdir. Bu
sıfatları da, zatından ayrılmazlar. Yani sıfatları zatının, kendinin aynı da
değildirler, gayrı da değildirler.
Allahü teâlânın sıfatlarının hakikatlerini anlamak da muhaldir. Hiçbir kimse ve
hiçbir şey Allahü teâlânın sıfatlarına ortak ve benzer olamaz.
Sual: Allah’ın zati ve sübuti sıfatları arasındaki fark nedir?
CEVAP
Zati sıfatları, Allahü teâlânın zatına mahsus olan sıfatlardır. Bu sıfatlar,
mahlûkların hiçbirinde yoktur. Bunların mahlûklara, hiçbir şekilde bağlantıları
da yoktur.
Sübuti sıfatları ise, mahlûklarla bağlantılı olan sıfatlardır. Bunlardan,
yaratmak sıfatı hariç, diğerlerinden kullarına da sınırlı olarak ihsan etmiştir.
Bu sıfatlarında da, hiç değişiklik olmaz. Bunlar da, zati sıfatlar gibi kadim
yani ezelidirler. Mahlûklar sonradan yaratıldığı için, mahlûklara olan
bağlantıları ise hâdistir, yani ezeli değildir. Onun diri olması, bilmesi,
işitmesi, görmesi, kudreti, dilemesi ve söylemesi kullarınkine hiç benzemez,
bunların sadece isimleri benzer. Onun zatını ve sıfatlarının hakikatini anlamak
mümkün değildir.
Hiç bir mahlûk, asla yaratıcısını anlayamaz, kavrayamaz. Peygamber efendimiz,
(Allahü teâlânın yarattıklarını düşününüz, Onun zatını düşünmeyiniz. Çünkü siz
Onun kadrini takdir edemez, Onu anlamaya güç yetiremezsiniz) buyuruyor. Bir
başka hadis-i şerifte de buyuruldu ki, (Allahü teâlâ, hatıra gelen her şeyden
uzaktır.) [C.Veremedi]
Aynı da, gayrı da değildir
Sual: Sıfatları Allah’ın aynı da, gayrı da değildir ne demektir?
CEVAP
Allahü teâlânın sıfatları, kendisi gibi ezeli ve ebedidir, yani zatından
ayrılmazlar. Eğer sıfatlar, Allahü teâlânın gayrıdır, yani kendisinden ayrıdır,
başkadır denirse; sonradan oldukları söylenmiş yani ezeli oldukları inkâr
edilmiş olur. Allahü teâlânın aynıdır, yani kendisidir denirse de, sıfatların
varlığı inkâr edilmiş olur.
Sıfatları saymak
Sual: Allah’ın sıfatlarını teker teker saymasını bilmeyene kâfir denir mi?
CEVAP
Sıfatları sayamayıp ama anlamlarını bilirse kâfir olmaz. Mesela Allahü
teâlânın her şeyi yarattığını, her şeyi bildiğini, işittiğini, gördüğünü v.s.
bilen kimse Allah’ın sıfatlarını biliyor demektir.
Tekvin sıfatı
Sual: "Basar, sem' ..." gibi insanlarda da sınırlı olarak bulunan sıfatları
insanlar için kullanmak elbette caizdir. İnsanın görmesi, Allah’ın ki gibi
sınırsız değildir diye, hiç kimse "insanlar görebilir, demek caiz değildir"
diyemez. "Tekvin" de bu tür sıfatlardan biridir. Tekvin, yaratmak demektir.
Görmek sıfatını insanlar için kullanabildiğimiz gibi, yaratmak kelimesini de
"yeni bir şey, fikir oluşturmak, keşfetmek, ortaya çıkarmak" manalarında
insanlar için kullanmak caiz midir?
CEVAP
Caiz değildir. Benzetme yanlıştır. Allahü teâlâ diridir, bilir, işitir,
görür, diler, güçlüdür, konuşur. Bu sıfatlarda insan sınırlı da olsa ortaktır.
Yani sınırlı da olsa, insan da diridir, bilir, işitir, görür, diler, gücü
vardır, konuşur. Fakat yaratma sıfatında ortaklık yoktur. Allah her şeyi
yaratır, fakat insan bir karıncayı, bir hücreyi bile yaratamaz. Yaratmak, yoktan
var etmektir. Maddeyi, elemanı yok iken var etmektir. Yaratıcı, yalnız Allahü
teâlâdır. Kur’an-ı kerimde mealen buyuruluyor ki:
(Yaratmak Allah’a mahsustur.) [Araf 54]
(Her şeyi yaratan ancak Allah’tır.) [Rad 16]
Beka sıfatı
Sual: Öldükten sonra dirileceğimiz, imanımız var ise Cennete gireceğimiz ve
ebedi hayata geçeceğimiz Kur'anda bildirilmiştir. Bu durumda Allah’ın Beka
sıfatını taşıyor olmayacağız mı?
CEVAP
Ezeli ve ebedi olan yalnız Allah’tır. Diğer her şey fanidir, yani ölümlüdür yani
yok olucudur. Yok olucu olan bir şey, ezeli ve ebedi olan Allah ile mukayese
olur mu? O sıfatı insanlar nasıl taşır? Ama Allah’ın kudretiyle bu iş devam
edecektir. Ahiret beka yurdudur. Yoksa Allah’ın sıfatını kazanmış olmuyoruz.
Bizi ayakta tutacak olan Odur. Yine kendiliğimizden durmayacağız. Devamlı
sonsuza kadar yaşamamız da yine Allahü teâlâya bağlıdır.
Kıyas edilemez
Sual: Hâlık mahlûk ile kıyas edilir mi? Mesela, (Allah, insanlardan daha
kuvvetli) denir mi?
CEVAP
Allahü teâlânın sıfat-ı zatiyyesi altı olup birisi de, muhalefetün lil
havadistir. Yani hiç bir şeyde, hiç bir bakımdan, hiç bir mahlûka benzemez
demektir. Allahü teâlânın insanlardan daha şefkatli, daha kudretli olduğunu
bildirmekte mahzur yoktur. Kur'an-ı kerimde mealen buyuruluyor ki:
(Allah’ın eli, onların ellerinin fevkindedir.) [Fetih 10]
Yani, (Allahü teâlâ, hepinizden daha çok kudret ve kuvvet sahibidir) demektir.
Halbuki bütün insanların kuvveti, Cenab-ı Hakkın kudreti yanında nedir ki?
Allahü teâlâ, hiç bir mahlûkla kıyas edilemeyen, sonsuz kudret sahibidir.
Buna benzer âyet-i kerimeler çoktur. Hazret-i Ömer’in rivayet ettiği hadis-i
şerif şöyle:
Esirler içinde, çocuğunu arayan bir kadın, onu bulunca, hemen bağrına basıp
emzirmeye başladı. Resulullah efendimiz bize buyurdu ki:
- Şu kadın, çocuğunu hiç ateşe atar mı?
Eshab-ı kiram asla atmayacağını söyleyince, Peygamber efendimiz buyurdu ki:
(Allahü teâlâ da, kullarına, bu kadının çocuğuna olan şefkatinden elbette
daha şefkatli, daha merhametlidir.) [Buhari]