Başlık | Yazı |
---|---|
Ülülazm Peygamberler |
Sual: Kelimullah ile kelimetullah aynı mıdır? Hazret-i İsa’ya niçin
ruhullah denmiştir? Âdem safiyullah deniyor? Bunlar ne anlama geliyor? |
Ulûhiyyet |
İlâhlık, ibâdet olunmaya hakkı olmak. |
Ülü'l-emr |
Emir sâhibleri. Devlet başkanı ve onun vazîfe verdiği kimseler veya İslâmiyet'in emir ve yasaklarını insanlara öğreten ve anlatan âlimler. |
Ülü'l-azm |
Şerîat sâhibi, yeni din getiren peygamberlerden altı tânesine ve en büyüklerine verilen ad. Bunlar; Âdem, Nûh, İbrâhim, Mûsâ, Îsâ ve Muhammed aleyhimüsselâmdır. Allahü teâlânın emir ve yasaklarını insanlara... |
Ulu Ârif Çelebi |
Konya'nın büyük velîlerinden. Mevlânâ Celâleddîn Muhammed Rûmî'nin torunu, SultanVeled'in oğludur. İsmi, Celâleddîn Emîr Ârif olup, 1271 (H.670) senesinde doğdu. 1319 (H.719) senesinde Konya'da vefât etti. Kabri oradadır. K... |
Ultraviole |
Dalga boyu 2000-4000 arası olan mor ötesi ışınlar.
|
Ultrasound |
İnsan kulağının duyamayacağı kadar yüksek frekanslı ses dalgaları. Ultra-ses.
|
Ultrasonografi |
Vücut içindeki çeşitli hastalıkları ve dokulardaki yoğunluk farklılaşmasını tespit etmek için ultrasonik pulse-eko tekniğinin kullanılması metodu. Ultrasonik dalgalar birkaç hertz’den birçok megahertz’e kadar ses dalgalarından ibârettir. Genellikle 1-... |
Ultrasonografi |
İnsan vücudunun iç organlarını ve olası patolojik değişimlerini incelemek.
|
Ülseratif Kolit |
(Bkz. Kolit) |
Ülseratif |
Kalın barsakla rektunum, kronik ve ülserasyondur. |
Ülser |
Mîde suyundaki, sindirici tesirlerle hazım kanalının çeşitli bölgelerinde husûle gelen müzmin gidişli yaralar. Ülser, genel olarak yara mânâsına gelmektedir. Derideki yaralara da ülser denebilir. Burada sindirim kanalındaki ülserlerden bahsedilecektir.... |
Ülser |
Geniş anlamıyla derş ya da mukoza altı dokuları meydanda bırakan kronik yaralardır. |
Ülfet |
Dost olan, yakınlık duyan. |
Ülfet |
Bir topluluğun din ve dünyâ düşüncelerinde inançlarında birbirlerine uygun olmaları. Dostluk, yakınlık kurmak, kaynaşmak. |
Ulemâ-i Sû |
Kötü âlimler; insanları doğru yoldan saptıran, ilmini dünyâ kazancına, mala ve mevkîye kavuşmaya vâsıta eden din adamları. |
Ulemâ-i Râsihîn |
Kur'ân-ı kerîmin ve hadîs-i şerîflerin derin ve ince mânâlarını, işâretlerini anlayan yüksek din âlimlerine verilen isim. Bunlar; Eshâb-ı kirâm, Tâbiîn, Tebe-i tâbiîn ve her bakımdan onlara tâbi olan mü... |
Ulemâ-i Âmilîn |
İlmi ile amel eden âlimler. (Bkz. Âlim) |
Ulemâ |
Âlimler, ilim sâhibleri; zamânın fen ve edebiyât bilgilerinde yetişmiş, Kur'ân-ı kerîmin ve binlerce hadîs-i şerîfin mânâsını ezberden bilen, İslâm'ın yirmi ana ilim ve kolları olan seksen ilimde mütehassıs (uzman), tasavvufun (evliy... |
Ulcus |
Bkz. Ülser Ulna önkolun iki kemiğinden içte (serçe parmağın tarafında)bulunanıdır.
|
Ukûbât |
Cezâlar. (Bkz. Had, Ta'zir,Kısas) |
Uknûm |
Hıristiyanların kabûl ettiği teslis (üç tanrı) inancındaki üç asıl veya üç esas varlıktan her birine verilen ad. Üçüne birden üç uknum mânâsına ekânim-i selâse denir. |
Ukbe Bin Âmir |
Eshâb-ı suffadan. |
Ukbâ |
Cezâ; âhiret âlemi. |
Ukayl el-Münbecî |
Şam'ın büyük velîlerinden. İsmi Ukayl, lakabı Tayyar'dır. Doğum ve vefât târihleri bilinmemektedir. On ikinci asırda yaşadı. Münbec denilen yerde medfûn ve kabri ziyâret mahallidir. Ukayl hazretleri ilim ve edeb üzere yetişti. Ömeriyye'de... |
Ukayl Bin Ebi Tâlib |
Hazret-i Ali'nin abisi. |
Uhrevî |
Âhiretle ilgili. |
Uğursuzluk |
Bir şeyi veya bir hâdiseyi şerre, kötülüğe yorumlamak. (Bkz. Tayere) |
Üfürüm |
Kalbin, atardamarlarının ya da dışarıyla ilişkili içi hava dolu bışlukaların (gırtlak, solunum, akciğerdeki oyuklar) dinlenesiyle işitebilen gürültü. |
Üftâdezâde Kutub İbrâhim Efendi |
Bursa'da yaşayan büyük velîlerden. 1606 (H.1015) senesinde doğdu. Büyük velî Üftâde hazretlerinin torunudur. Babası Mustafa Efendi, dedesi Üftâde'nin dergâhında şeyhlik yapmış, 1608 târihinde vefât etmiştir. |
Üftâde |
Osmanlı pâdişâhlarından Kânûnî SultanSüleymân Hân zamânında, Bursa'da yaşayan büyük velîlerden. 1490 (H.895) senesinde Bursa'da doğdu. İsmi Muhammed olup, babası Manyaslı Mehmed Efendidir. Üftâde lakabıyla meşhûr oldu. Bursa... |
Üçüncü yer yok |
Hikmet ehli zatlar buyuruyor ki: |
Uçuk |
Deri ve mukoza membranları üzerinde içleri temiz sıvıyla dolu vezikül kümelerinin görülmesiyle karakterize bir viral enfeksiyon. Alt ve üst dudakların birleştiği yerde çıkan ufak yaradır. Kabuk bağlar. Ağız hareket edince, kabuk çatlayarak çok acı yapar. Dâhil... |
Ücretle Kur’an okumak |
Sual: Ücretle Kur'an okumak, hazır hatim satmak caiz midir? |
Ücret |
Bir iş, hizmet, bir şeyden faydalanma veya satılan bir şey karşılığında verilen para veya mal, karşılık. |
Ucb (Ucub) |
Kendini başkasından üstün bilmek, ayıplarını görmeyip kendini beğenmek, yaptığı ibâdetleri, iyilikleri beğenerek, bunlarla övünmek. Üç şey insanı felâkete sürükler: Buhl (cimrilik), hevâ (nefsin arzuları) ve ucb. (Hadîs-i şerîf-Beyhek... |