A (1114) | B (527) | C (326) | D (413) | E (571) | F (239) | G (275) | H (942) | İ (454) | J (19) | K (840) | L (165) | M (1275) | N (492) | O (286) | P (298) | R (355) | Ş (870) | T (498) | Ü (161) | V (201) | Y (198) | Z (205)
Başlıksıralama simgesi Yazı
Habâis

Kötü, alçak, pis şeyler, haramlar. Habîsin çoğulu. (Bkz. Habîs)

Habbab

Seven, sevgili, dost.

Habbâb Bin Eret

İlk Müslüman sahâbîlerden.

Hazret-i Habbâb demirci olup, kılıç yapardı. Peygamber efendimiz onun dükkânına gider, onunla görüşürdü. Bu görüşmelerinin netîcesinde Hazret-i Habbâb Müslüman olmuş, ebedî saâdet yolunu tutmuştu.

Müşriklerden hiç çekinmedi
Hazret-i Habbâb koruyucusuz...

Haber

Herhangi bir konuda alınan yazılı veya sözlü bilgi.
1. Sünnet, hadîs-i şerîf.

Haber-i Meşhûr

Başlangıçta râvîsi (rivâyet edeni, bildireni) sınırlı iken, sonraki devirlerde, daha çok kimse tarafından nakledilen haber, hadîs-i şerîf.
Haber-i meşhûrun, hadîs-i şerîf olduğunu kabûl etmeyerek inkâr eden, bid'at sâhibi olur. (İbn-i Kud...

Haber-i Mütevâtir

Yalan üzerinde ittifâk etmeleri (birleşmeleri) mümkün olmayan bir cemâat (topluluk) tarafından nakledilen, bildirilen haber, hadîs-i şerîf.
"Delîl getirmek dâvâcıya, yemîn etmek dâvâlıya düşer" hadîs-i şerîfi haber-i...

Haber-i Vâhid

Bir kişinin ettiği rivâyet, verdiği haber, hep bir kimse tarafınan fakat Peygamber efendimize kadar, rivâyet edenlerden (nakledenlerden) hiçbiri noksan olmayan hadîs-i şerîfler. Buna, haber-i âhad da denir.
Haber-i Vâhid, Kur'ân-ı kerîm ve meşhur sünnete...

Haberci gelmedi mi?

* İnsan öleceği zamanı bilseydi, aklı başından giderdi. İyi ki ölüm vakti gizlendi. Eğer gaflet olmasaydı, hiç kimse bir işine bakmazdı. Gaflet ve uzun emel, kötü olduğu kadar aynı zamanda iki büyük nimettir. Eğer bu ikisi olmasaydı, müslüman...

Habersiz şeker almak

Sual: Tam İlmihal’de deniyor ki:

Habîb

Sevgili mânâsına Muhammed aleyhisselam.
Öğünmek için söylemiyorum. Allahü teâlânın habîbiyim, peygamberlerin reisiyim. (Hadîs-i şerîf-Sünen-i Tirmizî)

Habib

Sevgili, dost, sevilen.

Habîb Baba

Aslen Hindistanlıdır. Babası ile birlikte Bitlis'e gelip Uşşâki Ali Baba'ya talebe olmuştur. Kısa zamanda yetişip kâmil bir velî olmuş ve hocasının emriyle önce Şam'a sonra Erzurum'a gelerek insanlara İslâmiyeti anlatmış, dünyâ ve ahiret saâdetine kavuşmaları için ç...

Habîb Ömerî Karamânî

Anadolu'da yetişen büyük velîlerden. Şeyh Habîb'in soyu, baba tarafından hazret-i Ömer-ül-Fârûk'a ve anne tarafından hazret-i Ebû Bekr Sıddîk'a ulaşır.

Habîb-i Acemî

Evliyânın büyüklerinden. Aslen Acem'dir (İranlıdır). Künyesi, Ebû Muhammed'dir. 738 (H.120)'de vefât etti. Vefât târihi hakkında başka rivâyetler de vardır. Habîb-iAcemî hazretleri, hazret-i Hasan-ı Basrî, hazret-i İbn-i Sîrîn,...

Habîb-i Râî

Sekizinci yüzyılda Bağdât'ta yaşayan büyük velîlerden ve Tâbiînden. Koyun otlattığı için Râî diye tanınmıştır. Râî, çoban demektir. Doğum târihi bilinmemektedir. Bahreyn'de doğdu. 748 (H.130) senesinde Bağdât'ta vef...

Habibe

Sevgili, dost, sevilen.

Habibullah

Bir kimse ki olsa birine âşık
Eğer bir de olsa aşkında sadık

Feda eder ona bütün malını
Hem de esirgemez asla canını

Daha kıymetlidir sevdiği candan
Can ne ki, üstündür iki cihandan

Reddetmez, mahbubun hiçbir sözünü
Peki, der ekşitmez asla yüzünü

...

Habîbullah

Allahü teâlânın sevgilisi manasına, Muhammed aleyhisselâm. (Bkz. Habîb)

Habil

Yumuşak ve temiz huylu.

Habîr (El-Habîr)

Allahü teâlânın Esmâ-i hüsnâsından (güzel isimlerinden). Her şeyin hakîkatini, kâinâtın, varlıkların, görünen ve görünmeyen her şeyi hakkıyla bilen, hiçbir zerrenin hareketi ve hareketsizliği ilminden hâriç olmayan, nefslerin ne...

Habîs

1. Kötü, alçak, pis, âdî, bayağı.
Allahü teâlâ âyet-i kerîmede meâlen buyurdu ki:
Ey îmân edenler! (Hak yolunda) infâkı (harcamayı), kazandıklarınızın ve sizin için yerden çıkardığımız (mahsû...

Habitüel

Alışkanlıklara bağlı.

Habitüs

Vücudun dış görünüşü.

Hablullah

Allahü teâlânın ipi, Kur'ân-ı kerîm veya İslâm dîni.
Kur'ân-ı kerîmde meâlen buyruldu ki:
Hepiniz Hablullah'a sımsıkı sarılınız. (Âl-i İmrân sûresi: 103)
Kur'ân-ı kerîm hablullah-il-metîndir....

Hac

İslâm'ın beşinci şartı. Gerekli şartları kendinde bulunduran (bülûğa ermiş yâni ergen, hür, zengin, aklı başında) her müslümanın ömründe bir defâ ihramlı (dikişsiz) bir elbise ile Mekke'ye gidip Kâbe'yi ziyâret etmesi ve Arafât denilen...

Haç

Birbirini dik olarak kesen iki doğrunun meydana getirdiği, hıristiyanlık dîninin sembolü olarak kabûl edilen şekil. Buna salîb ve istavroz da denir.

Hac ayları

Sual: Kur’anda, (Hac bilinen aylardadır) buyuruluyor. Bilinen aylar hangileridir ve hac, bu aylarda olmuyor da, niye 5 güne sıkıştırılıyor?
CEVAP

Hac çeşitleri

Üç türlü hac vardır:
1- İfrad hac: Bu haccı yapana müfrid hacı denir. İhrama girerken, yalnız hac yapmaya niyet eden kimsedir. Mekke’de oturanlar, yalnız müfrid hacı olur.

2- Kıran hac:
Bu haccı yapana kârin hacı denir. Hac ile umreye niyet...

Hac ile ilgili çeşitli sorular

Sual: Hac vakti ne zamandır?
CEVAP
Hac vakti, arefe ve bayram günleri olmak üzere, beş gündür

Sual: Hacda 15 günden fazla kalan, mukim olup kendisine kurban kesmesi vacip olacağı için, bayram kurbanını kestirmek üzere telefonla Türkiye’deki bir yakı...

Hac rehberi
Hac Sûresi

Kur'ân-ı kerîmin yirmi ikinci sûresi.

Hac yolunda ölen

Sual: Hacca giderken yolda hastalanıp ölen fakir, hacı olur mu?
CEVAP

Haç, zünnar vs.

Sual: Dantelden veya kumaştan yapılmış haç, papaz başlığı vb. şeyleri süs olarak duvara, perdeye asmakta, haç şeklinde saç tokası kullanmakta veya haçı kolye olarak takmakta mahzur var mıdır?
CEVAP
Hıristiyanlığı...

Hacâmat

Hacâmat bıçağı denilen bir âletle, vücûdun deriye yakın damarlarını keserek kan alma. Kan almaya fasd da denir.
Bütün meleklerden işittim ki, ümmetine söyle hacâmat yaptırsınlar, dediler. (Hadîs-i şerîf-Kimyây-ı Seâdet)
Arabî...

Hacamat [kan aldırmak]

Sual: Kan aldırmanın iyi olduğu söyleniyor. Herkesin, her zaman kan aldırması iyi mi?
CEVAP
Kan aldırmak kimine faydalı, kimine zararlı olabilir. Bu bakımdan herkesin, her zaman kan aldırması doğru değildir. Doktor tavsiyesine uygun...

Hacb

İslâm mîrâs hukûkunda bir vârisi (hisse sâhibini) diğer bir vârisin bulunmasından dolayı kısmen veya tamâmen mîrastan menetmek. Bir vârisi mîrâstan kısmen (payının azalması şekliyle) mahrûm etmeğe hacb-i noksan, mîrastan hi...