Başlık![]() |
Yazı |
---|---|
Hadîs-i Müsned-i Münkatı |
Sahâbîden başka bir veya birkaç râvîsi (nakledeni) bildirilmeyen hadîs-i şerîfler. |
Hadîs-i Müsned-i Muttasıl |
Peygamber efendimize kadar râvîlerden (nakledenlerden) hiçbiri noksan olmayan hadîs-i şerîfler. |
Hadîs-i Müstefîz (Müstefîd) |
Söyleyenleri üçten çok olan hadîs-i şerîfler. |
Hadîs-i Müteşâbîh |
Te'vîle (açıklamaya, yorumlamaya) muhtâç olan hadîs-i şerîfler. |
Hadîs-i Mütevâtir |
Bir çok Sahâbînin Peygamber efendimizden ve başka bir çok kimsenin de bunlardan işittiği ve kitâba yazılıncaya kadar, böyle pek çok kimsenin haber verdiği hadîs-i şerîfler. Mütevâtir hadîsleri rivâyet edenlerin yalan üzerinde... |
Hadîs-i Nâsih |
Resûlullah sallallahü aleyhi ve sellem efendimizin, son zamanlarında söyleyip, önceki hükümleri değiştiren hadîs-i şerîfleri. |
Hadîs-i Nefs |
Kalbe gelip de, yapmakla yapmamak arasında tereddüde sebeb olan düşünce. |
Hadîs-i Sahîh |
Âdil ve hadîs ilmini bilen kimselerden işitilen, müsned-i muttasıl (Resûl-i ekreme kadar, rivâyet edenlerin hepsi tam olup noksan bulunmayan), mütevâtir (bir çok sahâbînin rivâyet ettiği) ve meşhûr (önceleri bir kişi bildirmişken,... |
Hadîs-i Şâz |
Bir kimsenin, bir hadîs âliminden işittim dediği hadîs-i şerîfler. |
Hadis-i şerif düşmanlarının hilesi |
Sual: Kur’anda (Hadisler uydurmadır) diye bir âyet varmış.
Böyle bir şey var mı? |
Hadis-i şerifleri açıklamak gerekir |
Sual: (Ümmetim 73 fırkaya ayrılacak, zındıklar hariç hepsi Cennete
gider) hadisi ile (Ümmetim 73 fırkaya ayrılacak, bunlardan yalnız biri
Cennete girecektir) hadisi birbirine zıt değil midir? |
Hadis-i şerifleri açıklamak gerekir |
Sual: (Ümmetim 73 fırkaya ayrılacak, zındıklar hariç hepsi Cennete
gider) hadisi ile (Ümmetim 73 fırkaya ayrılacak, bunlardan yalnız biri
Cennete girecektir) hadisi birbirine zıt değil midir? |
Hadis-i şerifleri inkâr |
Sual: Misyonerlere aldanan bir genç, (Bir tek hadisin bile sahih olduğunu söylemek mümkün değildir. Çünkü ne hadisi söyleyen peygamberi, ne de, onu nakleden sahabeyi gördük, yanında değildik. Bu bakımdan bir hadisin doğru olduğunu söylemek yanlış olur. Mesela Buhari ve... |
Hadis-i şeriflerin çeşitleri |
Sual: Hadis-i şeriflerin çeşitleri nelerdir? |
Hadis-i şeriflerin yazılması |
Sual: Bir genç, (Kütüb-i sitte ve daha bir çok hadis kitapları, hadisleri toplamışlar. Halbuki, Peygamber, (Benim hadislerimi yazmayın. Kim benden bir hadis yazmışsa, onu imha etsin) diye bildiriyor. Peki, âlimleriniz ne diye peygamberin bu sözüne uymamışlar da... |
Hadis-i şeriflerle amel etmek |
Sual: Herhangi bir hadisle amel etmemiz caiz midir? |
Hadîs-i Zaîf |
Sahîh ve hasen olmayan hadîs-i şerîfler. |
Hadisleri her okuyan anlayabilir mi? |
Sual: Hadis âlimleri de insandır. Uydurma hadis yazamazlar mı? |
Hâdiye |
Hidâyet eden, doğruyu gösteren. |
Hadsî |
Zihnin sür'atli fakat doğru bir şekilde netîceye ulaşması ile bilinen şey. |
Hafaza Melekleri |
Koruyucu melekler, her insanın hayır (iyi) ve şer (kötü) işlerini yazan; ikisi gece, ikisi gündüz gelen ve kötülüklerden ve cinlerden koruyan melekler. Bunlara Kirâmen kâtibîn melekleri diyenler olduğu gibi, onlardan başka olduğunu söyleyenler de olm uştur. (Bkz. Kir... |
Hafî |
Gizli, kapalı. |
Hafi |
Güleryüzlü, çok ikramcı, gizli. |
Hafî Okumak |
Namazda sessiz okumak. İmâmın öğlen, ikindi ve üç ve dört rek'atlı namazların üç ve dördüncü rek'atlarında sessiz okuması. |
Hafid |
Torun. |
Hâfid (El-Hâfid) |
Allahü teâlânın Esmâ-i hüsnâsından (güzel isimlerinden). Kıyâmet günü, yâni öldükten sonra mahlûkât (yaratılmışlar) diriltilip, herkes dünyâda iken yaptığının hesâbını verirken, kâfirleri ve köt... |
Hafîf İkrâh |
Şiddetli olmayan zorlama. Canın veya uzvun telefine yol açmayan, yalnız acı ve eleme sebeb olacak derecedeki dövme ve hapsetme gibi şeylerle yapılan zorlama. (Bkz. İkrâh) |
Hafif Necâset |
Eti yenen dört ayaklı hayvanların bevli (idrarı) ve eti yenmeyen kuşların pisliği. |
Hafîf-ül-Hâz |
Zevcesi (hanımı) ve çocuğu olmayan. |
Hâfız |
Hıfz eden, ezberleyen. Râvileriyle (rivâyet edenlerle) birlikte yüz bin hadîs-i şerîfi ezbere bilen hadîs âlimi. |
Hâfiz |
Koruyan, esirgeyen. |
Hâfız Osman Efendi |
Kayseri evliyâsından. 1734 (H.1147) yılında Konya'nın Akşehir kazâsında doğdu. Bu sebeple Kayseri'de Akşehirlizâde Osman Efendi Hoca diye şöhret buldu. 1811 (H.1226) yılında Kayseri'de vefât etti. |
Hâfız Sa'dullah |
Hindistan velîlerinden ve büyük İslâm âlimi. İsmi, Sa'dullah olup, Hâfız Sa'dullah diye tanınır. Doğum târihi ve hâl tercümesi hakkında fazla mâlûmât bulunamayan Hâfız Sa'dullah, 1740 (H.1152) senesinde vefât... |
Hâfız-ı Kur'ân |
Kur'ân-ı kerîmi ezbere bilen. (Bkz. Kârî) |
Hafıza |
Öğrenilen, işitilen, görülen, hissedilen, kısaca dış çevreden alınan bilgilerin hatırda tutulması ve gerektiğinde kullanılması. Hâfıza zihnin en önemli işlerinden biridir. Bütün bilgilerin beynin hücrelerinde kalıcı değişiklikler yaparak depolandığı kabûl... |
Hafıza meselesi |
Padişah, okunan bir şeyi bir dinleyişte ezberlermiş. Birinci vezir 2 defa
okunanı, ikinci vezir de 3 defa okunanı ezberlermiş. Şair Abdülbaki efendi, yeni
yazdığı bir şiiri, Padişaha takdim edince, Padişah, oku bakalım der. Şiir hoşuna
gidince Padişah bir latîfe yapmak ister: |