A (1114) | B (527) | C (326) | D (413) | E (571) | F (239) | G (275) | H (942) | İ (454) | J (19) | K (840) | L (165) | M (1275) | N (492) | O (286) | P (298) | R (355) | Ş (870) | T (498) | Ü (161) | V (201) | Y (198) | Z (205)
Başlıksıralama simgesi Yazı
Semi'Allahü Limen Hamideh

"Allahü teâlâ, hamd ve senâ eden kimsenin hamd, şükür ve senâsını (övgüsünü) işitir" mânâsına rükûdan kalkarken (doğrulurken) söylenen söz (tesbih).
Rükûdan kalkarken "Semi'allahü...

Seminom

Farklılaşmamış üreme hücrelerinden kaynaklanan kötü huylu erbezi tümörü.

Sempatik Oftalmi

(Bkz. Göz)

Semptom

Vücuttaki bir hastalığa eşlik eden ve hastalığın göstergesini oluşturan belirti.

Semra

Esmer, kumral renkte, esmer güzeli.

Şems Sûresi

Kur'ân-ı kerîmin doksan birinci sûresi.

Şemseddin

Dinin güneşi.

Şemsi

Güneş gibi parlıyan.

Şemsî Sene

Güneş senesi. Yer küresinin güneş etrâfında bir devir yaptığı (bir kere döndüğü) sene. 365.242 vasatî güneş günü.

Şemsinisa

Kadınların güneşi.

Semûd Kavmi

Sâlih aleyhisselâmın peygamber olarak gönderildiği ve îmân etmedikleri için büyük bir sayha (korkunç gürültü) ile helâk olan kavim.
Kur'ân-ı kerîmde meâlen buyruldu ki:
Biz Semûd'a (nesebde)...

Şemun Aleyhisselam

İsrailoğullarına gönderilen peygamberlerden olduğu rivâyet edilen mübârek zât. Şemsûn diye de zikr edilir.

Sen bizi kiminle sanırsın

Yavuz Sultan Selim, hayatının son demlerinde yanından ayırmadığı doktoru Hasan Can'a hasta yatağında bulunduğu bir sırada:

- Hasan, beni nasıl görüyorsun, dedi. Hasan Can:
- Sultanım Allahü teâlâya kavuşmak zamanıdır. Artık...

Sen de kurtulmazsın ecel elinden

Dünya işlerine hiç meyil verme
Sen de kurtulmazsın ecel elinden
Ben filancayım diye göğsünü germe
Sen de kurtulmazsın ecel elinden

İskender de geldi âlemi gezdi
Zaloğlu Rüstem'in tahtını bozdu
Yunus balığıyla deryada yüzdü
O da kurtulmadı ecel elinden

Yunus...

Sen elinde olanı yaptın

Kendisini içkiden kurtaramayan bir müslüman, hizmetçisine dört dirhem verir. İçki almasını söyler.
Hizmetçi giderken Mansur bin Ammar isimli bir zatın, bir fakire yardım topladığını görür. Mansur, (Bu fakire 4 dirhem verene 4 dua ederim) der. Hizmetçi, fakire 4...

Sen hani zengindin

İbrahim Edhem hazretlerine adamın biri bir miktar para hediye vermek ister.
- Ben zenginin verdiğini alırım. Fakirsen verdiğini almam.
- Zenginim efendim.

- Kaç altının var?
- İki bin altınım var.

- Bu paranın dört...

Sen kardeşin gibi olamazsın

Hatem-i Tai, sadaka-i cariye olarak, yolcular için bir misafir odası yaptırdı. Misafirlerin kolay görülmesi için de kırk tane pencere yaptırdı. Hatem öldüğü zaman kardeşi "Ben kardeşimin yaptığının aynısını yaparım, onun gibi cömert...

Sen namazı da kaza et

Zahid olarak bilinen fakat riyakâr olan biri, padişahın misafiri olmuştu. Sofraya oturduklarında, her zaman yediğinden daha az yedi. Namaza kalktıklarında her zamankinden daha yavaş kıldı. Padişahın, kendisini takdir etmesini istiyordu.

Sen niçin ağlıyorsun?

Hasan-ı Basri hazretlerine bir zat gelip, (Benim bir kızım var, gece gündüz ağlamaktan gözleri kör oldu. Çaresi yok mu?) diye yalvarıp ağladı. Hasan-ı Basri hazretleri üzüldü, kalkıp eve geldiler. Kıza niye ağladığını sordu. Kız dedi ki:

Sen olmasaydın kâinatı yaratmazdım

Sual: (Sen olmasaydın âlemleri yaratmazdım) kudsi hadisine, kim niye karşı çıkıyor?
CEVAP
Resulullahın üstünlüğünü anlamayan veya ona düşman olan yahut hadis-i şeriflere rast gele uydurma diyenler, karşı çıkar.

Âdem aleyhisselam...

Sen unuttun ama unutulmadın

* Hepimiz ahiret yolcusuyuz, inkârı mümkün değil. Herkes bir sefere giderken yolda ve gittiği yerde kendine lazım olanları alır, diğerlerini almaz. İhtiyaç olmayanı almak ahmaklık olur. Dünyadan da, ahirete lazım olanlar tedarik edilir. En akıllı insan,...

Senâ

Hamd, medh, övgü.
Görünen, görünmeyen, bilinen, bilinmeyen bütün nîmetleri gönderen, bizlere kurtuluş yolunu gösteren ve çok sevdiği Muhammed aleyhisselâmın ümmeti yapmakla şereflendiren Allahü teâlâya hamd-...

Sena

Övme, methetme.

Sende kibir var

Abdulvahhab-ı Şarani hazretlerinin hocası Şeyh Zekeriya Ensari hazretleridir. Bu zatın da çok büyük bir hocası vardı. Bir gün hocası ile beraber otururken Hızır aleyhisselam gelmiş. Sohbetin sonunda Hızır aleyhisselam bu zatın hocasına, (Senin bu...

Sendrom

Bir hastalık grubunu gösteren belirtilerin bütünü. Sendromlar sari (enfeksiyöz, bulaşıcı), zehirli-sari, paraziter, toksik (zehirli), allerjik, ve anemikdir.

Sened

1. Delîl, dayanak.
Hoca çocuğa, Besmele okur, çocuk da söyleyince, Allahü teâlâ, çocuğun anasının, babasının ve hocasının Cehennem'e girmemesi için sened yazdırır. (Hadîs-i şerîf-Tefsîr-i Ya'kûb-ı Çerhî)

Seni seven âşıkların

Seni seven âşıkların
Gözü, gayra bakmaz imiş
Seni maksut edinenler
Dünya ahret anmaz imiş

Sana gönül verenlerin
İlmi sana erenlerin
Gözü seni görenlerin
Talihleri sönmez imiş

Ölmez imiş âşık canı
Hiç çürümez imiş teni...

Senilite

İleri yaştaki bir organizmanın biyolojik durumu.

Senin hâlin n’olacak

Bir hac ibadeti sırasında Harun Reşid ve Behlül yüksekçe bir yere oturup oradan ibadet ve dua eden ve bu arada ağlayıp gözyaşı döken insan selini seyrediyorlardı. Behlül Dânâ halifeye dedi ki:

Seniyye

Yüksek, yüce.

Senkop

Kalp ve solunum etkinliğinde bir duraklamayla birlikte görülen ani, ve geçici bilinç kaybı.

Sensin diye

Her şeyde seni görürüm
Kendimi sana veririm
Karşımda diye eririm
Vurulurum sensin diye

Düşmüyorsun hiç dilimden,
Bir şey gelmez şu elimden,
Çıkmıyorsun hayalimden,
Bakıyorum sensin diye.

Bahçe sensin, bülbül sensin
Lale sensin, sümbül sensin
Kırmızı...

Sepsis

Bütün vücuda yayılan enfeksiyon.

Septisemi

Hastalık yapıcı mikroorganizmaların kanda bulunarak ateş, zayıflık, titreme gibi belirtileri ortaya çıkarması. Hastalık yapıcı mikroplar kana; herhangi bir yaradan, sıyrıktan, mevcut olan bir hastalıktan dolayı bir organdan karışabilir. Hastalığın yukarıda zikredilen belirtiler, mikrobun kendisinden...

Şer

Dînin ve aklın zararlı gördüğü şey.
Kur'ân-ı kerîmde meâlen buyruldu ki; Zerre kadar hayır (iyilik) yapan onun mükâfâtını; Zerre kadar şer yapan da onun karşılığını, cezâsını görecektir. (Zilzâl sûresi: 7,8...

Şer'î

Şerîate âit, İslâmiyetle ilgili, İslâmiyet'e uygun. (Bkz. Şerîat)