Başlık | Yazı |
---|---|
Sevab bağışlamak |
Sual: Bir kimse yaptığı ibadetlerin sevabını başkasına bağışlayabilir
mi? |
Sevâb |
İyilik ve ibâdet yapana âhirette Allahü teâlâ tarafından verilecek mükâfât, iyi karşılık. Ecir. (Bkz. Ecr) |
Sev'eteyn |
Kadın ve erkeğin galiz yâni kaba avret mahalli, ön ve arka uzuvları; iki abdest bozma uzvu. (Bkz. Avret) |
Settâr (Es-Settâr) |
"Kulların günâhını örten" mânâsında Allahü teâlânın sıfatlarından. |
Setr-i Avret |
Mükellef olan yâni akıllı ve bâliğ (ergenlik, evlenme yaşına erişmiş) bir kimsenin namazda veya her zaman başkasına göstermesi haram olan yerlerini örtmek. (Bkz. Avret) |
Şetm |
Bir kimseye dil uzatmak, sövmek, kötülemek. |
Şetaret |
Şenlik, neşeli olma, sevinç. |
Sessiz dua ve zikir olur mu? |
Sual: Duayı kalben yapmak uygun mudur? |
Ses kısıklığı |
Ses tellerimizin zorlanması ya da herhangi bir hastalık sonucu oluşan ses tellerindeki bozukluıklardır. Çeşitli hastalıklar sonucu oluşabilir. |
Ses Kısıklığı |
Sesin kalitesinin kaba ve sert, perdesinin ise normal bir insanınkinden düşük olması hâli. Ses kısıklığı başlı başına bir hastalık değildir. Boğaz hastalıklarına âit en önemli belirtilerden birisidir, çünkü müzmin ses kısıklığı hâli gırtlak veya başka yerdeki cidd... |
Şer’i gece-gündüz ve seher vakti |
Şer'i Gece = akşam vakti [güneşin batış vakti] ile imsak vakti
arasıdır. |
Servisit |
Dölyatağı boyunun (serviks) akut ya da kronik iltihabı. |
Server-i Kâinât |
Kâinâtın efendisi, en kıymetlisi Muhammed aleyhisselâm. |
Server-i Âlem |
Âlemin efendisi, en üstünü Muhammed aleyhisselâm. |
Server |
Baş, reis, seyyid, bir topluluğun ileri geleni. |
Serum |
Kan bekletilip, pıhtılaştırıldığı zaman, ortaya çıkan berrak sıvı. Kan vücut dışına alınıp bir cam kaba konulduktan bir süre sonra pıhtılaşır. Bu durum, kanın içinde erimiş halde bulunan ve fibrinojen denilen plazma proteininin erimeyen fibrin hâline dönüşmesindendir. Kan iç... |
Sertaç |
Başa konan taç. |
Seroloji |
Kanda antijenler ile antikorlar arasında olası tanı ve tedavi uygulamaları sonucunda ortaya çıkan bağışıklık reaksiyonlarını inceleyen disiplin. |
Şermize |
Küçük insan topluluğu. |
Şermin |
Utanan, sıkılan. |
Şermende |
Utangaç. |
Sermâye |
Ana para. |
Şerîk |
1. Eş, ortak. |
Serigrafi |
Kısa sürede değişen aralıklarla birbiri ardına röntgen filmlerinin çekilmesi. |
Şerîf-i Câferî |
Hazret-i Ali'nin, hazret-i Fâtıma'dan dünyâya gelen Zeyneb adlı kızınınAbdullah bin Câfer-i Tayyâr ile evlenmelerinden meydana gelen evlâdına verilen ad. |
Şerîf |
Şerefli. Peygamber efendimizin sallallahü aleyhi ve sellem kızı hazret-i Fâtımâ'nın oğullarından hazret-i Hasen'in neslinden (soyundan) gelenler. |
Şerîat |
Peygamberlere gelen ilâhî hükümler (emirler ve yasaklar), din. İslâmiyet. |
Serhat |
Sınır boyundaki asker. |
Şerh-i Sadr |
1. Peygamber efendimizin çocukluğunda ve peygamberliği sırasında (mîrâc gecesinde) mübârek göğsünün açılarak kalbinin çıkarılması ve yıkanıp ilim, hikmet ve mârifet ile doldurulduktan sonra yerine konması hâdisesi. (Bkz. Şakk-ı Sadr) |
Şerh |
Yarmak, açmak, açıklamak; bir kitâbın metnini kelime kelime açıklayıp îzâh etmek. |
Sereyân |
Yayılma, dağılma, sirâyet etme. |
Şereh |
İnsanın muhtâc olduğu şeylerin lüzûmundan fazlasını istemesi, şiddetli hırs, tamahkârlık, aç gözlülük. |
Şeref Müslüman olmaktadır |
* Hiç kimse elbise veya etiketinden dolayı makbul olamaz. İnsanın şerefi
Müslüman olmasındadır. Müslümanın şerefi, ilim ve edep sahibi olmasındadır.
İnsanlar, elbise ve etiketine göre karşılanır, ilim ve edebine göre uğurlanır.
|
Şeref |
Yükseklik, büyüklük, yüksek mertebe. İnsanlar arasında geçerli ve makbûl olma. Cenâb-ı Hakk'a itâat ve yüksek hizmeti ile çok ihsâna mazhâr olma, iftihâr. İnsanların en akıllısı ölümü çok... |
Şeref |
Asil, yüksek, şanlı, şöhretli atalara sahip olmak. |
Serdar |
Asker başı, kumandan, komutan, reis. |