Başlık | Yazı |
---|---|
Şems Sûresi |
Kur'ân-ı kerîmin doksan birinci sûresi. |
Semra |
Esmer, kumral renkte, esmer güzeli. |
Semptom |
Vücuttaki bir hastalığa eşlik eden ve hastalığın göstergesini oluşturan belirti. |
Sempatik Oftalmi |
(Bkz. Göz) |
Seminom |
Farklılaşmamış üreme hücrelerinden kaynaklanan kötü huylu erbezi tümörü. |
Semi'Allahü Limen Hamideh |
"Allahü teâlâ, hamd ve senâ eden kimsenin hamd, şükür ve senâsını (övgüsünü) işitir" mânâsına rükûdan kalkarken (doğrulurken) söylenen söz (tesbih). |
Semî |
İşitilecek şeyleri ne kadar gizli olsa da işiten, hamd ve senâda bulunanların, hamdini işitip mükâfat veren, kullarının duâlarını işiten ve icâbet eden, münâfık ve yalancıların kalbden söyledikleri sözleri işiten mânâsında Allahü teâl... |
Sement |
Diş kökündeki dentini örten diş dokudu. |
Semen-i Râyic |
Bir malın o günkü değeri. |
Semen-i Müsemmâ |
Bâyi' (satıcı) ile müşterinin karşılıklı rızâ ile mebî (mal) için hakîkî kıymetine uygun olsun veya olmasın, tâyin ettikleri yâni uyuştukları bedel. |
Semen-i Misl |
Satılan malın piyasadaki fiyatı. |
Semen |
Mebî'ye yâni satın alınan şeye karşılık verilen mal veya para. |
Semâvî Kitab |
Hak dinlerin kitapları. Semâvî kitapların bize bildirileni yüz dörttür. Bunlardan on suhuf Şist (Şit) aleyhisselâma otuz suhuf İdris aleyhisselâma, on suhuf İbrâhim aleyhisselâma indirildi. Mushaflar; Tevrât Mûsâ aleyhisselâma, Zebur... |
Semavi dinlerde iman |
Sual: Semavi din ne demek? |
Semâvî Din |
İnsanları dünyâ ve âhirette seâdete, mutluluğa kavuşturmak için, Allahü teâlâ tarafından gösterilen yol. |
Semâvî |
Allahü teâlâdan gelen. |
Şematet |
Sual: Bazıları, düşmanlarına beddua ediyorlar ve onların başlarına
gelen belalara seviniyorlar. Hatta bu belalara kendi duasının sebep olduğunu
söyleyenler bile oluyor. Böyle düşünmek uygun mudur? |
Şemâtet |
Başkasına gelen belâya, zarâra sevinmek. |
Şemâil-i Şerîfe |
Resûlullah sallallahü aleyhi ve sellemin mübârek ahlâk ve âdetleri. |
Semâhat |
Cömertlik ve el açıklığı; vermesi lâzım ve vâcib olmayan şeyleri seve seve vermek. |
Semahat |
Cömert, iyilik sever. |
Semâ |
Bir veya birkaç kişinin çalgısız, âletsiz okudukları, dîni, îmânı kuvvetlendiren ve ahlâkı güzelleştiren ilâhî, mevlid, kasîde ve şiirleri dinlemek. (Bkz. Simâ') |
Şem'ûn Aleyhisselâm |
İsrâiloğulları'na gönderilen peygamberlerden. İsminin Şemsûn olduğu da bildirilmiştir. |
Şem'un |
İsrâiloğulları'na gönderilen peygamberlerdendir. |
Sem |
İşitme, işitici olma. Allahü teâlânın subûtî sıfatlarından. |
Selvican |
Selvi seven, selvi canlı. |
Selvâ |
Mûsâ aleyhisselâma îmân eden İsrâiloğullarına Allahü teâlânın ihsân ettiği bıldırcın eti. (Bkz. Men ve Selvâ) |
Selülit |
Dermisin bağ ve yağ dokularını etkileyen iltihwbı deeneratif süreç. |
Selmân-ı Fârisî |
Ehl-i beytten sayılan İranlı sahâbî. |
Selmân-ı Fârisî |
Ehl-i beytten sayılan İranlı sahâbî. Eshâb-ı kirâmdan olan Selmân-ı Fârisî hazretleri, İslâmiyeti bulmasını ve ebedî saâdete kavuşmasını şöyle anlatmıştır: Ben İran’ın, İsfehan şehrinin Cey köyündenim. Babam köyün en... |
Selman |
Barışçı, sulhçu. |
Selma |
Barışçı, itaatli, iyi yolda. |
Sellülit |
Deri altı yağ dokusunun had veya müzmin seyredebilen irinli bir iltihâbı. Yılancıktan farklıdır. Sellülitin kenarları düzensiz ve deriyle aynı seviyededir. Yılancık ise keskin sınırlı ve deri seviyesinden kabarıktır. |
Selim akıl |
Sual: Selim akıl Peygamberlerde bulunur ve hiç yanılmaz deniyor.
İctihadda yanılmak bundan farklı mıdır? |
Selîm Akıl |
Yanılmayan, pişman olacak bir işi yapmayan ve peygamberlere, âlim ve evliyâlara mahsus, ileriyi gören akıl. (Bkz. Akıl) |
Seleme Bin Hişâm |
Kardeşlerinin işkence ettiği sahâbî. |