Başlık | Yazı |
---|---|
Seleme Bin Ekvâ |
Piyâdelerin en hayırlısı. |
Selem |
İleride teslim edilecek bir malın peşin para ile satılması. Yâni belli miktârda peşin para ile belli zaman sonra bilinen yerde bilinen bir malı satın almak için yapılan sözleşme. Peşin parayı verene sâhib-üs-selem veya rabb-üs-selem; veresiye mal ver me borcu altına... |
Selefiyye |
Selef-i sâlihînin (Eshâb-ı kirâm, Tâbiîn, Tebe-i tâbiînin) yolunda olduklarını iddiâ ettikleri hâlde, onların yolundan ayrılan bozuk îtikâdlı kimseler. |
Selefiyecilik nedir |
Sual: Selefiyecilik nedir? Selefiye mezhebi diye bir mezhep var mı? |
Selefiyecilik | |
Selefiyecilerin gerçek yüzü |
[Mezhepsizler isimli kitaptan] |
Selefiyeciler kör ve sağır mı? |
Sual: Selefiyiz diyenler, (Sen ölülere işittiremezsin) âyetini delil getirerek, Resulullah ölüdür, işitmez, şefaat ya Resulallah demek şirktir diyorlar. Ruhun ölmediği, şehitlere ölü denmeyeceği, onların diri oldukları, Allah’ın onları rızı... |
Selef-i Sâlihîn |
Hicrî ilk asrın müslümanları. Eshâb-ı kirâm, Tâbiîn ve Tebe-i tâbiînin büyükleri. |
Selef |
Önce gelenler. Eshâb-ı kirâm, Tâbiîn (Eshâb-ı kirâmı gören büyükler) ve Tebe-i tâbiîne (Tâbiîn'i gören büyüklere) verilen isim. |
Selçuk |
Sel gibi akan. |
Selâmün Aleyküm |
İki müslüman karşılaşınca veya ayrılırken birinin diğerine; "Ben müslümanım. Benden sana zarar gelmez, selâmettesin. Dünyâda ve âhirette selâmette ol, sıhhat ve âfiyet üzerinize olsun." mânâsına söylenen söz. |
Selamlaşmak ve önemi |
Sual: Selamlaşmanın hükmü nedir? Bir yerden çıkarken de selam verilir mi? CEVAP Selam vermek sünnet, almak ise farzdır. Selam verirken, selamın sünnet olduğunu düşünmeli ve o kimseye dua etmeye niyet etmelidir! Sünnet olduğu düşünülmeden, alışkanl... |
Selamın sünnet şekli |
Sual: (Hanif selamı ile selam selam derim) diyenler var. Böyle selam
uygun mudur? |
Selami |
Barış, huzur ve selamet sahibi. |
Selâmet |
Her türlü korku ve tehlikeden uzak olma, kurtulma. |
Selamet |
Sağlık, esenlik, kurtuluş, sâkin olma. |
Selam olsun |
Bu dünyaya ettik veda |
Selam olsun |
Bu dünyaya ettik veda, |
Selâm (Es-Selâm) |
1. Esmâ-i hüsnâdan (Allahü teâlânın güzel isimlerinden). Zâtı ayıplardan (kusurlardan), sıfatları noksanlıklardan ve işleri kötülüklerden uzak, temiz olan. |
Selâm |
Noksan ve ayıptan emin. |
Şekûr (Eş-Şekûr) |
1. Allahü teâlânın Esmâ-i hüsnâsından (güzel isimlerinden). Kendisi için yapılan az tâate yüksek dereceler ihsân eden, sayılı günlerde yapılan ibâdete, sayısız mükâfât veren. Allahü teâlâ Kur'... |
Sekr |
Şuursuzluk, kendinde olmama hâli. Tasavvufta mânevî sarhoşluk. |
Sekiz maddeli hadis-i şerifler |
Allah’ın buğz ettiği kimseler |
Sekîne |
Rahatlık. Kalb huzûru. |
Sekine |
Gönlü rahat. |
Şekil |
hata |
Sekerât-ül-Mevt |
Ölüm sarhoşluğu, can çekişmesi hâli. |
Seker |
Hurmadan elde edilen içki, bir nevi şarap. |
Şekâvet |
Kâfir veya fâsık olma, cehennemlik olma. Seâdetin zıddı. |
Sekar |
Cehennem'i meydana getiren tabakalardan üçüncüsü. Burada İncîl'i değiştirenler azâb görecektir. |
Şek |
Şüphe, zan. |
Şehvet |
Nefsin arzu ve istekleri. |
Sehv |
Yanılma. |
Şehriban |
Şehrin en büyük âmiri, vali. |
Şehr (Şehir) |
Cemâati, en büyük câmiye sığmayan yer veyâ İslâmiyet'in emrini yapabilecek güçte müslüman vâli ve hâkimi bulunan yer. |
Şehnaz |
Çok nazlı. |