Başlık | Yazı |
---|---|
Sadakat göstermek |
Sual: İnsanlarda sadakat da kalmadı. Yalvara yakara bir işe giriyor.
Yerini biraz sağlamlaştırınca, çalıştığı kurumun aleyhine konuşuyor. Bir köpek
kadar sadakat gösteremiyor. Sadakat da mı öldü? |
Sadaka-i fıtr [Fitre] |
Sual: Fitrenin önemi nedir? Kimler verir, ölçüsü nedir? |
Sadaka-i Fıtır |
İhtiyâcı olan eşyâdan ve borçlarından fazla olarak, nisâb yâni dinde zenginlik ölçüsü miktarında malı, parası bulunan her hür müslümanın, Ramazân bayramının birinci günü sabâhı, fakirlere vermekle yükümlü... |
Sadaka-i Câriye |
Yapıldıktan sonra sevâbı devâm eden hayırlı, iyi işler. Devamlı hayra sebeb olan sadaka. |
Sadaka vermenin önemi |
Sual: Sadakanın önemi nedir? |
Sadaka |
1. Allahü teâlânın rızâsına niyet ederek ve karşılık beklemeden muhtâc olanlara, fakirlere, hibe edilen mal, para ve her türlü iyilikte, ihsânda bulunma. |
Sad Sûresi |
Kur'ân-ı kerîmin otuz sekizinci sûresi. |
Sâcid |
Secde eden. Namazda alnını ve burnunu yere koyarak secde eden. (Bkz. Secde) |
Saç Kıran |
(Bkz. Kellik) |
Saç Dökülmesi |
Genel olarak saçın normal olan yenilenmesinin, dökülmesinin hissedilecek derecede hızlanması veya belirli bölgelerde olan dökülmeler sebebiyle, saçlı derinin çıplak, saçsız, seyrek saçlı bir görünüm kazanması. Saç dökülmeleri ç... |
Saç |
Başın üst ve arka kısmındaki kıllar. Vücûdun diğer kısımlarında çıkan kıllar belirli bir uzunlukta kalmasına rağmen, saçlar hiç kesilmediği takdirde 70 yaşlarında on metreyi geçebileceği hesaplanmaktadır. Kafatasını sıcağa-soğuğa karşı koruyan saçlar, yaklaşık yüz bin... |
Sabûr (Es-Sabûr) |
Allahü teâlânın Esmâ-i hüsnâsından (güzel isimlerinden). Her şeyi vakti gelince ve belli miktarı ile yaratan, bu hususta acele etmeyen, kendisine şirk (ortak) koşan ve başka günâhları işleyerek isyân edenleri cezâlandırmaya kâdir (güc... |
Sabûr (Es-Sabûr) |
Allahü teâlânın Esmâ-i hüsnâsından (güzel isimlerinden). Her şeyi vakti gelince ve belli miktarı ile yaratan, bu hususta acele etmeyen, kendisine şirk (ortak) koşan ve başka günâhları işleyerek isyân edenleri cezâlandırmaya kâdir (güc... |
Sabr-ı Cemîl |
Başa gelen belâ ve musîbetten dolayı feryad etmeden, insanlara şikâyette bulunmadan yapılan sabır, gösterilen tahammül. |
Sabr (Sabır) |
Emirleri yapmakta, yasaklardan sakınmakta, başa gelen belâ ve musîbetlere tahammül etme, katlanma. |
Sâbit Ebü'l-Meânî |
Türkistan'ın Fergana bölgesinde son asırda yetişen velî ve mücâhid âlimlerden. İsmi Sâbit, künyesi Ebü'l-Meânî'dir. Hazret-i Ali'nin soyundandır. Hanefî mezhebine mensûb âlimlerdendir. 1866 (H.1283) senesinde Nemnekan'da doğdu.... |
Sâbit Bin Kays |
Peygamber efendimizin hatîblerinden. |
Sabır insana mahsustur |
* Sabır insana mahsustur. Hayvanlarda sabır yoktur. Meleklerin ise sabra
ihtiyacı yoktur. |
Sabır |
Sual: Sabrın önemi nedir? Neye sabretmek daha çok sevaptır? |
Sâbir |
Sabreden, güçlüklere dayanan. |
Sabin aşısı |
Polyomiyelitten (çocuk felci )korunamak için kullanılan aşı. |
Sâbikûn-ı Evvelûn |
Dinlerini muhâfaza için yurtlarından ayrılan, Resûlullah sallallahü aleyhi ve selleme son derece bağlılık gösteren muhâcirlerden, iki kıbleye karşı namaz kılmış olanlar veya Bedr gazvesinde (harbinde) bulunanlar veya Hudeybiye'de Bîat-ür-Rıdvân'da bu... |
Sâbikûn |
Asıl îtibâriyle peygamberler aleyhimüsselâm, onlara tâbi olmak bakımından Eshâb-ı kirâm, Tâbiîn ve Tebe-i Tâbiîn, peygamberlere vâris olmak bakımından müctehidler, müfessirler (tefsir âlimleri), muhaddisler (hadîs... |
Sâbiîler |
Aya ve yıldızlara tapan kimseler. El-Cezîre (Cizre) ve Harran civârında yaşayan bu kimseler, yahûdîlik, hıristiyanlık ve mecûsîlik gibi çeşitli dinlerden bâzı inanışları alarak bir din meydana getirmişlerdir. |
Sabia |
Yedinci. |
Sabî |
Bülûğ (ergenlik) çağına gelmemiş oğlan çocuğu. Kıza sabiyye denir. |
Şabi |
Cemaat ehli. |
Şaban |
Aralık, fâsıla. |
Sabahat |
Latif, yüzü güzel, cemal sahibi. |
Sabaha kadar namaz kıl hatırlarsın |
Adamın biri parasını sakladığı yeri unutmuştu. Ne kadar düşündü ise günlerce aramasına rağmen parayı sakladığı yeri bir türlü hatırlayamıyordu. Benim bu derdime bir çare bulursa o bulur diyerek doğru imam-ı a'zam hazretlerinin... |
Sabah Vakti |
Fecr-i sâdık denilen beyazlığın doğuda görünen ufkun bir noktası üzerinde doğması ile başlayan vakit. İmsâk vakti. |
Sabah namazının vakti |
Sual: Bazı kimseler, sabah namazının vakti, öğleye kadar diyerek,
müslümanların namazlarını kazaya bırakıp haram işlemelerine sebep oluyor. Sabah
namazının vakti ne zamana kadardır? |
Sâat |
1. Zaman birimi, altmış dakikalık zaman, bir günün yirmi dörtte biri. |
Saadet ancak namazla başlar |
Namaz dinde direktir, elbet kılmak gerektir |
Saadet |
Kavuşan, mutlu. |
Şa'yâ Aleyhisselâm |
İsrâiloğullarına gönderilen peygamberlerden. Mûsâ aleyhisselâmın dînini yayıp, Tevrât-ı şerîfin hükümlerini bildirdi. |