Başlık | Yazı |
---|---|
Cebriye ve mutezile |
Sual: Cebriye fırkasının inancı nasıldır? |
Cebrâil Aleyhisslâm |
Dört büyük melekten biri. Peygamberlere vahy getirmek, onlara Allahü teâlânın emir ve yasaklarını bildirmekle vazîfeli melek. Buna Cibrîl, Rûh-ul-emîn, Rûh-ul-kuds, Nâmûs-ı ekber de denir. Âyet-i kerîmede meâ... |
Cebr |
Zorlama, zor kullanma. İrâde ve ihtiyârın zıddı. |
Cebîre |
Kırık ve çıkığın iki yanına bağlanan tahtalar. |
Cebel-i Rahmet |
"Rahmet dağı" mânâsına, Arafat ovasındaki tepe. |
Cebel-i Nûr |
Nûr dağı. Mekke-i mükerreme yakınında Peygamber efendimize ilk vahyin geldiği mübârek dağ. Hirâ, Hirâ Nûr dağı da denir. |
Cebe Ali |
Mısır Memlüklülerinin meşhûr sultanı Kalavun'un hocası idi. İstanbul'un fethinde bulunmak için Anadolu'ya geldi. Bursa'da büyük velî Zeynüddîn Hafî hazretlerine talebe oldu. Gösterişe ve dünyâ malına zerre kadar değer vermezdi. Ü... |
Cebbâr |
1. Allahü teâlânın Esmâ-i hüsnâsından (güzel isimlerinden). Kullarının hallerini ıslâh edip tövbeye götüren, dilediğini yaptırmaya gücü yeten. |
Cebbâr |
Kahredici, galip. |
Cea (karsino embriyonikantijen) |
Akciğer, mide, kalınbağırsak gibi.
|
Çay-kahve faydalı, tütün zararlıdır |
Sual: Bir tasavvuf kitabında, (kahve, tütün, tömbeki, esrar, şaraptan
daha kötüdür. Çünkü şaraptan kırk günde kurtulmak mümkün, ama ötekilerden
sıyrılmak çok müşküldür) deniyor. Kahve, tütün, şaraptan daha kötü nasıl
olabilir? |
Çay ve çay sohbetleri |
Porselen demlikte güzel demlenir, |
Câvide |
Sonsuz, ölümsüz. |
Cavidan |
Sonsuz, ölümsüz, ebedi. |
Câvid |
Sonsuz, ölümsüz. |
Çatal kazık yere batmaz |
* Hikmet ehli zatlar buyuruyor ki: |
Çatal kazık |
Sual: Bir arkadaş, (Çatal kazık yere batmaz) atasözünün yanlış
olduğunu, çatal kazığın daha iyi batacağını söyledi. Bu atasözünde ne denmek
isteniyor? |
Câsiye Sûresi |
Kur'ân-ı kerîmin kırk beşinci sûresi. Hâ-mîm de denir. |
Cârullah Veliyyüddîn Efendi |
Hanefî mezhebi fıkıh âlimi, âbid ve velî. Asıl ismi Veliyyüddîn bin Mustafa'dır. 1659 (H.1069)da bugün Yunanistan sınırları dâhilinde bulunan Yenişehir'de doğdu. 1738 (H.1151) senesinde İstanbul'da vefât etti. |
Cârullah |
Allaha yakın olan, Allah dostu. |
Çarşaf, sarık giymek, sakal bırakmak |
Sual: Âdetle ilgili sünnetleri yapmamak günah mı? |
Çârmîh (Çihâr mîh) |
Dört çivi. Birbiri üzerine dikey olarak konulmuş iki tahtadan meydana gelen, suçluları îdâm etmek için kullanılan haç şeklindeki darağacı. Bu cezâya çarptırılan kişi iki yana açılmış kollarından ve bağlanmış ayaklarından çivilenerek öldür... |
Câriye |
Harbde esir alınıp İslâm memleketine getirilen kadın köle. |
Cansın sen |
Ülkelere hükmeden, |
Canlar nasıl alınır? |
Sual: Dünyanın çeşitli yerlerinde, binlerce, hatta milyonlarca insan,
trafik kazası, deprem, savaş gibi sebeplerle aynı anda ölüyor. Ölüm meleği bir
anda bunların canını nasıl alır? |
Canlar feda yoluna |
Canlar feda yoluna bu can kaygısı değil |
Canım ölmez |
Denizleri içsem de, |
Canım kurban olsun senin yoluna |
Canım, kurban olsun senin yoluna |
Cânib |
Yan, taraf, yön. |
Cangül |
İç açıcı. |
Caner |
Can dostu. |
Candida |
Bir mantar çeşidi.
|
Çandarlı Kara Halil Hayreddîn Paşa |
Osmanlı Devletinin ilk vezir ve kâdılarından. Hanefî mezhebi fıkıh âlimi ve meşhûr velî. İsmi Halil bin Ali'dir. Bugün Eskişehir'e bağlı Sivrihisar'ın Cendere köyünde dünyâya geldi. Bu sebeple Cenderî ve Çandarlı diye nispet edildi. Doğum t... |
Candar |
Silahlı asker. |
Cânân |
Sevgili, dilber, gönül verilen. Tasavvufta Allah. |
Can |
Ruh, Aziz, sevgili. Gönül. |