A (1114) | B (527) | C (326) | D (413) | E (571) | F (239) | G (275) | H (942) | İ (454) | J (19) | K (840) | L (165) | M (1275) | N (492) | O (286) | P (298) | R (355) | Ş (870) | T (498) | Ü (161) | V (201) | Y (198) | Z (205)
Başlıksıralama simgesi Yazı
Defekt

Eksiklik, kusur.

Defibrilasyon

Özel bir elektrik cihazı ile kalbe doğru akım vererek kalp kasındaki düzensiz titreşimleri giderip kalbin normal bir şekilde çalışmasını sağlamaya yönelik bir işlem. Bu işte kullanılan cihâza “defibrilatör” denir.

Defibrinasyon

Pıhtılaşmamış kanda uygulanacak incelemeleri gerçekleştirebilmek için kanı bazı yöntemlerle fibrinden arındırma işlemi.

Defjbrilatör

Kalbin normal dışı hızlı atımını durdurarak tekrar normal kalp ritmine dönmesini sağlayan araç.

Deflorasyon

İlk tam cinsel ilişkisi sırasında kızlık zarının yırtılması.

Defn

Cenâzenin yıkanıp kefenlendikten ve namazı kılındıktan sonra kabre konularak üzerinin toprakla örtülmesi.
Definden sonra cemâat dağılırken ölü bunların ayak sesini işitir. (Hadîs-i şerîf-Müslim)
Ölüyü defnetmek, cenâze namazı kılmak gibi...

Deformite

Vücutta ta da vücudun her hangi bir yerinde kalıcı biçimsel değişiklikler.

Değişiklik yok etmek demektir

Sual: Bid’at sahiplerini sevmemek hatta buğdi fillah etmemiz lazım ama iç içeyiz ne yapmamız lazım?
CEVAP
Sevmemek başka iyi geçinmek başka. Herkes ile iyi geçinmek gerekir. Bid’at ehli, küfre düşmemişse müslümandır. Din kitaplarımızda, kâfirlerin...

Değişmekte faiz

Sual: Faiz çeşitleri çok deniyor. Faiz için birkaç örnek verir misiniz?
CEVAP
Faiz büyük günahtır. Bir âyet-i kerime meali:
(Allah, alışverişi helal, faizi haram kıldı.) [Bekara 275]

Bir hadis-i şerif meali:
(Faiz yedi büyük...

Dehhâk Bin Müzâhim

Peygamber efendimizin mübârek arkadaşlarının huzurlarında yetişen velîlerden ve meşhûr tefsîr âlimi. Künyesi Ebü'l-Kâsım ve Ebû Muhammed'dir. Gülerdi, güldüğü zaman dişleri görünürdü. Bunun için gülen...

Dehidratasyon

Vücudun aşırı su kaybetmesine denir.

Dehlevî

Hindistan'da yetişen Çeştiyye evliyâsının büyüklerinden. İsmi Muhammed olup, babasının ismi ise Nasîreddîn Câfer'dir. Aslen Mekkeli olup seyyiddir. Mekkeli olduğu için Mekkî, seyyid olduğu için Hüseynî, Çeştiyye yolunun büy...

Dehr

Zaman, devir. Âlemin (varlıkların) varlığının başlangıcından son bulmasına kadar olan bütün zaman.

Dehr Sûresi

Kur'ân-ı kerîmin yetmiş altıncı sûresi. İnsan sûresi ve Hel'etâ da denir.
Dehr sûresi, Medîne-i münevverede nâzil olmuştur (inmiştir). Mekke-i mükerremede nâzil olduğunu söyliyenler de vardır. Otuz bir âyet-i kerîmedir....

Dehrî

Allahü teâlâya :ve âhirete inanmayıp, dehr (zaman) sonsuzdur ve dünyânın başlangıcı ve sonu yoktur, böyle gelmiş böyle gider diyen dinsiz, ateist. (Bkz. Ateist)

Deja-vu

Bilinçlilik durumunun ve gerçeği algılamanın bozulduğu, ilk kez gördüğü bir şeyi eskiden görmüş gibi algılanan, yeni yaşanmış bir olayı daha önce yaşandığını zannettiği patolojik durum.

Dejenerasyon

Dokuların normal yapılarının bozulup normal fonksiyonlarını yapamayacak hale gelmesi.

Dekalsifikasyon

Kemik dokusundan kalsiyum tuzlarının kaybedildiği patolojik bir durum.

Dekompresyon

Baskı yapan gücün veya baskının kaldırılması.

Dekonjessan

Konjesyonu (şişme) azaltan, dekonjessif.

Dekstrokardi

Normalde sol tarafta bulunan kalbin sağ tarafta bulunması.

Dekubutis

Yatalak olanlarda hareketsizlik sonucu sırtta ve kalçalarda açılan yaralar.

Delâlet

1. İşâret etmek, göstermek. Doğru yolu gösterme.
Allahü teâlâ Kur'ân-ı kerîmde meâlen buyurdu ki:
Ey îmân edenler! Sizi acı bir azâbdan kurtaracak bir ticâreti göstereyim mi? Allahü teâlâ ve Resûlüne...

Delâlet-i Nass

Nassın delâleti. Nass'da (Kur'ân-ı kerîm ve hadîs-i şerîfte) zikredilen şeyin hükmünün, müşterek (ortak) illet sebebiyle zikredilmeyen şey hakkında da sâbit olduğuna delâlet etmesi. Bâzı âlimler delâlet-i nass'a, kıyâs-ı cel...

Deli

Aklı olmayan. (Bkz. Cünûn)

Deli Birâder (Muhammed bin Durmuş)

Osmanlı devri âlim ve velîlerinden. 1465 (H.870) senesinde Bursa'da doğdu. İsmi Muhammed bin Durmuş'tur. 1534 (H.941) senesinde Mekke-i mükerremede vefât etti.

Delîl

1. Kendisi bilinince başkası bilinen şey.
Kur'ân-ı kerîmde meâlen buyruldu ki:
Rabbinin sun'una (işine) bir bakmadın mı? Gölgeyi nasıl uzatıp yaymıştır. O, eğer dileseydi, onu elbet sâkin kılardı. Sonra biz güneşi ona bir delîl yapmışızdır. (Çünkü gü...

Delîl-i Aslî

Din bilgilerinin kaynakları olan Kitâb, sünnet, icmâ ve kıyâstan her biri. Aslî delîl.

Delîl-i Fer'î

Aslî delîllere bağlı ve onlardan elde edilen ikinci derecede delîller. İstihsân, İstishâb, İstislâh, Örf ve âdet, Sahâbî (Peygamber efendimizin arkadaşlarının) kavli (sözü), fer'î delîllerden bâzısıdır. (Bkz. İlgili...

Delîl-i Kat'î

Mânâsı açıkça anlaşılan âyet-i kerîme ve tevâtürle bildirilmiş olan hadîs-i şerîf. Bunlar, farzlar ile haramları bildirirler. Kesin delil.
Namazı inkâr eden kâfir olur, îmânı gider. Çünkü namazın farz oluşu, del...

Delîl-i Şer'î

Dînî bilgilerin elde edildiği delîl, kaynak. ( Bkz. Edille-i Şer'iyye)
Müctehîd (din ilimlerinde söz sâhibi) olmayanların sözleri, delîl-i şer'î olmaz. (Hâdimî)

Delîl-i Zannî

Mânâsı açıkça anlaşılmayan, tek bir mânâya, delâlet etmeyen âyet-i kerîme ve tek bir Sahâbî tarafından bildirilen, mânâsı açık hadîs-i şerîf.

Delirium

Zehirlenmeler, ateşli hastalılar, epilepsi, histeri ve akıl hastalıklarında görülebilen, titreme, halüsinasyonlar ve saldırganlıkla bilincin kaybolmasına verilen isim.

Delirium Tremens

 

Delk

Oğmak.
Abdestte ve gusülde, yıkanan yerleri oğmak.
Delk, Hanefî mezhebinde abdestin sünnetlerindendir. (İbrâhim Halebî)
Mâlikî mezhebinde abdeste ve gusle başlarken niyet etmek, abdestte ve gusülde her uzvu delk ve muvâlât (uzuvları aralıksız...

Dellâl

Alıcı ile satıcı arasında vâsıta (aracı) olan ücretli kimse, komisyoncu.
Dellâl, mal sâhibinin izni ile malı kendi sattığı zaman, komisyon ücretini mal sâhibinden alır. Müşteriden bir şey isteyemez. Eğer dellâl, mal sâhibi ile müşteri arasında aracılık yapıp,...