A (1114) | B (527) | C (326) | D (413) | E (571) | F (239) | G (275) | H (942) | İ (454) | J (19) | K (840) | L (165) | M (1275) | N (492) | O (286) | P (298) | R (355) | Ş (870) | T (498) | Ü (161) | V (201) | Y (198) | Z (205)
Başlıksıralama simgesi Yazı
Epidemiyoloji

(Bkz. Salgın)

Epidemi

(Bkz. Bulaşıcı Hastalıklar, Salgın)

Eosinofil

Enzimler

Biyokimyâsal reaksiyonları katalizleyen, protein yapısındaki katalizör maddeler. Ferment olarak da bilinirler.

Enurezi

Üç-dört yaşından sonra devam eden istemsiz idrar kaçırma.

Enterit

(Bkz. Gastroenterit)

Enterit

İnce bağırsağı etkileyen iltihabı süreç.

Enspeksiyon

Gözlemek, bakmak, gözle incelemek mânâlarına gelen ve çok kullanılan bir kelime. Hasta muâyenesinin ilk basamağını teşkil eder. Çok basit olmasına rağmen, oldukça önemlidir.

Ensest

Aralarındaki akrabalık ilişkileriyle nedeniyle yasalar ya da gelenekler tarafından evlenmeleri yasaklanmış kişiler arasındaki cinsel ilişki.

Ensâr

Yardımcılar. Mekke'den Medîne'ye hicretten sonra, Resûlullah efendimize ve Mekke'den gelen müslümanlara yakın alâka gösterip, malları, mülkleri, bedenleri ve her şeyleri ile yardım eden Medîneli müslümanlar.
Kur'ân-ı kerîmde meâlen...

Enkontinans

Anüs ya da idrar kesesi büzgen kasının denetim bozukluğu.

Enkodrom

Kemiğin içinde gelişen kıkırdak tümörü.

Enjektör

Genel olarak havayı, sıvıları emmeye veya itmeye yarayan küçük pompa. Tıpta, bir doku veya boşluğa basınçlı sıvı doldurmaya yarayan âletlere bu isim verilir. Yâni enjeksiyon olayını gerçekleştiren bir âlettir.

Enjeksiyon

 

Enise

Cana yakın, sevimli dost, arkadaş.

Engin

Uçsuz bucaksız deniz.

Enfüs

İnsanın iç dünyâsı, iç âlemi.
Akla, hayâle gelen her şey, ister âfâkî (insanın dışında) olsunlar, ister enfüsî olsunlar, hepsi mâsivâdır. Allahü teâlânın mahluklarıdır. Bunlara gönül bağlamak, oyun...

Enfeksiyon

(Bkz. Bulaşıcı Hastalıklar)

Enfarktüs

Bir dokunun bir parçasının, buraya gelen kan akımının engellenmesiyle, mevzii olarak oksijensiz kalması neticesi “koagulasyon nekrozu” denen şekilde eriyerek canlılığını kaybetmesi. En sık görülen sebebi atardamarların pıhtı veya damar sertliği neticesi tıkanması veya ileri...

Enfarktüs

Bir bölgeye giden kan akımının azalması ya da tamamen yok olması ile oluşan dokunun beslenememesi sonucu ölümünün olması.

Enfâl Sûresi

Kur'ân-ı kerîmin sekizinci sûresi.
Medîne-i münevverede Bedr muhârebesinden sonra nâzil oldu (indi). Yetmiş beş âyet-i kerîmedir. Sûre, ismini, birinci âyette geçen Enfâl kelimesinden almıştır. Bu sûrede belli başlı...

Enfâl

Devlet reîsinin, herkesin elde ettiği kendisinin diyerek, harbe teşvik için gâzilere (İslâm askerlerine) ganîmet hisselerinden fazla olarak verdiği mallar. Tekîli nefeldir. Gâzileri böyle teşvik etmeye tenfîl denir.

Enes Bin Mâlik

Resûlullahın hizmetçisi.

Medîneli çocuklar hem koşuyor, hem de sevinçle bağırarak etrafı çınlatıyorlardı:
- Resûlullah efendimiz geldi! Kâinâtın efendisi geldi!

Günlerce, aylarca, beklenen Allahın Resûlü işte geliyordu...

Çocuklar arasında en coşkulusu, şüphesiz Hazret-i Enes...

Ene'l-Hak

Hallâc-ı Mansûr tarafından "Ben yokum, Hak teâlâ vardır." mânâsında söylendiği hâlde, görünüşte; "Ben Hak'kım" manasına alınan söz.

Endoskopi

 

Endoskopi

Endoskop adlı bir aletle insan vücudundaki bazı organ ve boşlukları görerek incelemeye dayanan tanı ve tedavi yöntemi.

Endometriyoz

Endometrıumun Normal yeri olan döl yatağının iç yüzünden başka bir bölgede odaklar ya da kalıntılar biçiminde bulunması ile beliren patolojik durum.

Endometrit

Dölyatağının (rahmin) iç zarı olan endometrıumun iltihaplanması.

Endokrinoloji

(Bkz. Hormonlar)

Endokrinoloji

İç salgı bezlerinin fonksiyonlarını, normal dışı çalışma sonucu oluşan hastalıklarını ve bunların tedavilerini inceleyen tıp dalıdır.

Endokrinolog

Endokrin sisteminin yapı, patolojileri ve tedavisi konusunda uzman kişi.

Endokardit

Kalbin iç zarı iltihabı.

Endemi

(Bkz. Salgın)

Enbiyâ

Nebîler, peygamberler. Yeni din ile gönderilmeyip, insanları önceki dîne dâvet eden peygamberler Nebî kelimesinin çoğulu. Yeni bir din ile gönderilen peygambere ise, resûl denir. (Bkz. Nebî, Peygamber)
Allahü teâlâ âyet-i...

Enâniyet

Kendini beğenip büyük görme, bencillik. Egoistlik.
Kıyâmet günü Allahü teâlâ üç kimse ile konuşmaz, yüzlerine bakmaz, onları tezkiye etmez (temizlemez) ve onlara çok acıklı bir azâb verir. Bu üç kişiden biri de yoksul veya fakir...

En'âm Sûresi

Kur'ân-ı kerîmin altıncı sûresi.