A (1114) | B (527) | C (326) | D (413) | E (571) | F (239) | G (275) | H (942) | İ (454) | J (19) | K (840) | L (165) | M (1275) | N (492) | O (286) | P (298) | R (355) | Ş (870) | T (498) | Ü (161) | V (201) | Y (198) | Z (205)
Başlıksıralama simgesi Yazı
Hul

Zevceyi mal karşılığında boşamak.
Hul' ile boşanmada nikâhta anlaşılan mehirden çok istemek mekrûhtur. (Ebü'l-Leys-i Semerkandî)

Hukûkullah

Allahü teâlânın emri ve kulluk borcu olarak yapılan, kimsenin tasarrufta bulunamıyacağı, değiştiremeyeceği şeyler.

Hukûk-ul-Ibâd

İnsanlara âit haklar. (Bkz. Kul Hakkı)

Hükmiye

Hüküm sahibi.

Hükmî Temizlik

Kadının âdet bitiminden îtibâren on beş gün içinde kan gördüğü halde temiz kabûl edilmesi. Bu on beş gün içinde kan görülen bu kan fâsid kan yâni istihâza kanıdır. (Bkz. Tam Temizlik)

Hükmi

Hüküm sahibi.

Hükm-i Müleffak

Helâl ve haram, emir ve yasak, ibâdet ve tâatte, belli bir mezhebin hükümlerine uymayıp, birkaç mezhebin hükümlerini karıştırarak kolayına geleni seçtiği hüküm. (Bkz. Telfîk)
Dört mezheb âlimleri, hükm-i müleffak bâtıldır ge...

Hükm-i Küllî

Allahü teâlâya âit hüküm, emir.
Allahü teâlâ bir kul için bir şeye hüküm verdi mi, artık hükm-i küllîyi hiç kimse önleyemez. (Hadîs-i şerîf-Râmûz-ul-Ehâdîs)

Hükm (Hüküm)

Bir dâvâ, bir mes'ele, bir kişi hakkında verilen karar, emir.
Allahü teâlânın mü'minler hakkındaki hükmüne hayret ettim. Ona genişlik taktîr eder ve kulu buna râzı olursa, kulun hakkında hayırlı olur. Şâyet darlık ile hükmeder de yine...

Hukemâ

Din bilgilerini, fen bilgileri ile isbat eden mü'minler. (Bkz. Hakîm)

Hudûr

Allahü teâlâdan başka hiçbir şeyin kalbde bulunmaması. Allahü teâlâ ile berâber olmak, O'nu unutmamak. (Bkz. Huzûr)

Hudûd

Miktârı, dinde kesin ve açıkça bildirilmiş cezâlar. (Bkz. Had)

Hudû

Boyun eğmek, alçak gönüllülük. Kalbde devamlı olan Allah korkusu. Allahü teâlâya itâat etmek.

Hüdayi

Hüdânın kulu.

Hüdâvendigâr

Hükümdâr, sultan, âmir, hâkim.

Hudâ Rabbim

Hudâ Rabbim, nebim hakkâ Muhammeddir Resulullah
Hem İslam dinidir dinim, kitabımdır kelamullah
Akaidde, ehl-i sünnet oldu mezhebim, hamdolsun, amelde
Ebu Hanife mezhebi, mezhebim vallah

Dahi zürriyyetiyim Âdem aleyhisselamın hem
Halilin milletiyim, dahi kıblem Kâbe, Beytullah...

Hudâ

Varlığı kendinden olup, başkasına muhtâc olmayan Allahü teâlâ. Niçin küfrân eder insan, Hudâ nîmet verir iken, Utanmayıp eder isyân, kâmûyu ol görür iken, Beher an hamd ü şükretmez, dahi insanı fikretmez, Her gün hakkı zikretmez,...

Hûd Sûresi

Kur'ân-ı kerîmin on birinci sûresi. Mekke-i mükerremede indi. Yüz yirmi üç âyet-i kerîmedir.
Hûd sûresi on beşinci ve on altıncı âyet-i kerîmelerinde meâlen buyruldu ki:

Hûd Aleyhisselâm

Kur'ân-ı kerîmde ismi geçen peygamberlerden.
Allahü teâlâ Kur'ân-ı kerîmde meâlen buyurdu ki:
Âd kavmine kardeşleri Hûd'u (peygamber olarak) gönderdik. Hûd (aleyhisselâm) onlara; "Ey kavmim! Allahü teâlâya...

Hud Aleyhisselam

Yemen’de bulunan Âd kavmine gönderilen peygamber. Nûh aleyhisselamın oğlu Sâm’ın neslindendir. Bir ismi de Âbir olup, lakabı Nebiyyullahtır. Kur’ân-ı kerîmde ismi bildirilen peygamberlerdendir.

Yemen’de Aden ile Umman arasında bulunan Ahkâf diyârında doğup yetişti...

Hud

Büyük, çok hürmet eden.

Hucvîrî

Büyük velîlerden. İsmi Ali olup, babasınınki ise Osman'dır. El-Cullâbî, El-Hucvîrî, El-Gaznevî nisbeleri vardır. Künyesi Ebü'l-Hasan'dır. Seyyid olup hazret-i Ali'nin onuncu batından torunudur. Dafâ Genc-i Bahş diye de anılır....

Hucurât Sûresi

Kur'ân-ı kerîmin kırk dokuzuncu sûresi.
Hucurât sûresi Medîne'de nâzil oldu (indi). On sekiz âyet-i kerîmedir. Dördüncü âyet-i kerîmede geçen Hucurât kelimesinden dolayı sûreye bu isim verilmiştir. Sûrede, bir...

Hücre-i Seâdet

Medîne-i münevverede Mescid-i Nebevî içinde Peygamber efendimizin mübârek kabirlerinin bulunduğu oda. Peygamber efendimizin sağlığında burası, hanımlarından hazret-i Âişe vâlidemizin odasıydı. Peygamberimiz burada vefât etti. "Peygamberler vefât ettikleri yere...

Hücre

 

Huccet-ül-İslâm

1. Üç yüz bin hadîs-i şerîfi, senetleri (rivâyet edenleri) ile birlikte ezberden bilen büyük İslâm âlimi.
Hüccet-ül-İslâm İmâm-ı Gazâlî buyurdu ki:

Hüccet

Senet, vesika, delil.

Huccet

1. Senet, vesîka, delîl, burhân. (Bkz. Delîl)
Temizliğini tam yapıp, vakitlerine uyarak beş vakit namaza devâm eden kimseye o namaz kıyâmet gününde nûr, huccet ve delîl olur. Kim namazı zâyi ederse, Fir'avn ve Hâmân ile haşrolur. (Hadîs-...

Hübeyret-ül-Basrî

Çeştiyye yolunun büyüklerinden. Zâhirî ve bâtınî ilimler sâhibi bir velî idi. Huzeyfetü'l-Mer'âşî hazretlerinin halîfelerinin ileri gelenlerindendir. Künyesi Emîrüddîn olup, hakkındaki...

Hubeyb Bin Adiy

Darağacında ilk namaz kılan sahâbî.

Uhud savaşında bazı yakınları ölen müşrikler, Müslümanlardan bunların intikamını almak istediler. Alçakca bir plân hazırladılar. Hemen de planı tatbike koydular. Bu maksatla bir heyet Medine'ye giderek Resulullahın huzuruna çıkıp:
- Yâ Resûlallah. Bizim...

Hubb-ı Sivâ

Allahü teâlâdan başka şeylerin sevgisi. ( Bkz. Mâsivâ) Olup nâdim elim çektim hevâdan, Pâk ettim kalbimi hubb-ı sivâdan. Yüzüm dergâhına döndüm ilâhî, Kapundan etme red, bu pür günâhı.
(...

Hubb-ı Riyâset

Makam ve mevki sevgisi.
Hubb-ı riyâsetin insana yapacağı zarar, iki aç kurdun, bir koyun sürüsüne girdiği zaman, yaptıkları zarardan daha çoktur. (Hadîs-i şerîf-Berîka)

Hubb-ı Fillâh ve Buğd-ı Fillâh

Allahü teâlâ için sevmek ve Allahü teâlâ için düşmanlık etmek.
Allahü teâlâya Cebrâil aleyhisselâm gibi ibâdet etseniz; hubb-ı fillâh ve buğd-ı fillâh yapmadıkça, hiçbirisi kabûl...

Hubb-i fillah ve buğd-i fillah

Sual: Hubb-i fillah buğd-i fillah ne demektir?
CEVAP
Sevdiklerini sırf Allah rızası için sevmek, düşmanlık ettiklerine de sırf Allah rızası için düşmanlık etmek demektir. Hadis-i şeriflerde buyuruldu ki:

(İbadetlerin en k...

Hubb-ı Dünyâ

Dünyâ sevgisi. Ölümden sonra işe yaramayacak olan şeylere düşkün olmak. Dünyâ; haramlar, mekruhlar ve Allahü teâlâyı unutturan her şeydir. (Bkz. Dünyâ)
Hubb-ı dünyâ arttıkça, âhirete olan zarar da artar....

Huban

Güzeller. Güzel olan.