Başlık | Yazı |
---|---|
Halîmî Çelebi |
Bâyezîd-i Velî ve Yavuz Sultan Selîm devri Osmanlı âlimlerinden ve velî. İsmi, Abdülhalîm bin Ali'dir. Kastamonulu olup, doğum târihi bilinmemektedir. 1516 (H.922) senesinde, Yavuz Sultan Selîm Han ile birlikte gittiği Mısır Seferi... |
Halime Hatun |
Peygamberimizin sütannesi. |
Halime |
Yumuşak huylu, ince tavırlı. |
Halîm (El-Halîm) |
1. Allahü teâlânın Esmâ-i hüsnâsından (güzel isimlerinden). Hep hilm sâhibi olan; günâh işleyenlerin, günâh işlemelerini ve emirlerine muhâlefetlerini, karşı geldiklerini gördüğü hâlde gazablanmaya ve onları cezâlandırmaya g... |
Halim |
Yumuşak huylu, ince tavırlı. |
Halîlulah |
Allahü teâlânın dostu mânâsına İbrâhim aleyhisselâmın lakabı. Halîlürrahmân da denir. |
Halîl |
Dost. |
Halil |
Dost, sevgili, samimi dost, içten arkadaş. |
Hâlık bilmez mi hiç? |
Derdimi bilen yok deme, |
Hâlık (El-Hâlık) |
Allahü teâlânın Esmâ-i hüsnâsından (güzel isimlerinden). Her şeyi taktîr ve tâyin eden, yaratan. |
Halîfe-i Râşide |
İnsanlara, İslâm dînini anlatma vazîfesini Peygamber efendimiz gibi yapan ve âyet-i kerîmelerde veya hadîs-i şerîflerde halîfe olacağı işâret olunan halîfe. Buna, Halîfe-i âdile de denir. (Bkz. Hulefâ-i Râşidîn) |
Halîfe-i Kızılayak |
Son devir Türkistan velîlerinden. İsmi Âbid Nazar olup oturduğu yerin isminden dolayı "Halîfe-i Kızılayak" diye şöhret bulmuştur. |
Halîfe-i Câbire |
Halîfeliği kuvvet zoru ile ele geçiren. |
Halîfe-i Âdile |
Halîfe olacağı, âyet-i kerîme ve hadîs-i şerîfin işâreti ile anlaşılan halîfe. Hazret-i Ebû Bekr'in halîfeliği böyledir. |
Halîfe Mustafa Efendi |
Seyyid Abdülhakîm Arvâsî hazretlerinin babası ve ilk hocası. Tâhâ-i Hakkârî hazretlerinin oğlu Seyyid Ubeydullah'ın halîfesidir. Kerâmetler sâhibi olupÊdin ve fen ilimlerinde deryâ gibiydi. Bir kimsenin hangi namazı... |
Halîfe |
Birinin yerine geçen. |
Halife |
Birinin yerine geçen. |
Hâlidiyye |
Evliyânın büyüklerinden Mevlânâ Hâlid-i Bağdâdî hazretlerinin tasavvuftaki yolu. Nakşibendiyye yolunun bir kolu olan Hâlidiyye yolu daha çok Anadolu, Irak ve Sûriye taraflarında yayılmıştır. |
Hâlid Mûsâ (Şeyh Mûsâ) |
On dordüncü yüzyılda yaşamış olup 1390'da vefât etmiştir. Hâlid bin Velid Hazretlerinin soyundan geldiği söylenen Şeyh Mûsâ'nın kabri Siirt-Halep yolu üzerindedir. Halk arasında kerâmetleri yaygın olup özellikle Perşembe ve Pazar... |
Hâlid Bin Velid |
Allahın kılıcı lâkabı ile tanınan kumandan Sahâbî. |
Hâlid Bin Sinân Abesî Aleyhisselâm |
Îsâ aleyhisselâmdan sonra gönderilen peygamberlerden. Îsâ aleyhisselâm ile son peygamber Muhammed aleyhisselâm arasında geçen fetret devrinde, Aden beldesinde bulunan bir kavme gönderilmiştir. |
Hâlid Bin Sa'id Bin Âs |
İlk Müslüman olan sâhabilerden. |
Half Etmek |
Yemin etmek. (Bkz. Yemin) |
Hâlet-i Nez |
Ölürken rûhun çıkacağı an. |
Halenur |
Işıklı, aydınlık daire, hale. |
Halef-i Sâdıkîn |
Selef-i sâlihînden yâni Eshâb-ı kirâm, Tâbiîn ve Tebe-i tâbiînden sonra gelen Ehl-i sünnet âlimleri. |
Halef-i Müttekîn |
(Bkz. Halef-i Sâdıkîn) |
Hale |
Ayın çevresinde görülen ışık halkası. |
Haldun |
Devamlı yaşlanıp ihtiyarlamayan. |
Halâl Lokma |
Haram olmayan, dinde yenilmesi yasak edilmeyen yiyecek. |
Halâl (Helâl) |
Yasak edilmiş olmayan, yâhut yasak edilmiş ise de, İslâmiyet'in özr, mâni ve mecbûriyet saydığı sebeblerden birisi ile yasaklığı kaldırılmış olan şeyler. |
Hâl Ehli |
Hâli tavrı güzel olan gönül sâhibi kişi. Velî zat. (Bkz. Evliyâ) |
Hâl |
Durum, vaziyet, tavır. Tasavvuf yolunda bulunan kimsenin kalbine gelen sevinç, hüzün, darlık, genişlik, arzu ve korku gibi mânâlar. Bunlar kulun gayreti ve çalışması olmadan kalbe gelir. Bu yönden makam ile arasında fark vardır. Makam, tasavvuf yolun da bulunan kimsenin ç... |
Hakkın kudreti |
Hudâ’nın ismiyle başlarız söze |
Hakkımızda belki bu hayırlıdır |
Çölde, yaşayan bir bedevinin bir horozu, bir köpeği ve bir de merkebi vardı. Horoz, sabahları öter, onları namaza uyandırırdı. Bir gün tilki horozu alıp götürdü. Çoluk çocuğu üzüldü. Bedevi, hakkımızda belki bu hayırlıdır diyerek onları teselli etti. Bir kurt, yüklerini taşıyan merkebini parçaladı. Bedevi, üzülen... |
Hakkı ve sabrı tavsiye |
Sual: Asr suresinde, (Asra yemin olsun, insan muhakkak zarardadır.
Ancak, iman edip salih amel işleyenler, bir de hakkı ve sabrı tavsiye
edenler, zararda değildir) deniyor. Buradaki hak ve sabırdan kasıt nedir? |