A (1114) | B (527) | C (326) | D (413) | E (571) | F (239) | G (275) | H (942) | İ (454) | J (19) | K (840) | L (165) | M (1275) | N (492) | O (286) | P (298) | R (355) | Ş (870) | T (498) | Ü (161) | V (201) | Y (198) | Z (205)
Başlıksıralama simgesi Yazı
Hoşgörülü olmak

Hoşgörülü rumuzlu biri, hoşgörüsüz dediklerini şöyle sorguya çekiyor:

Hoşgörülü: Hoşgörüye karşı çıkmakla ittihad-ı İslam gerçekleşmez ve (Müminler kardeştir) âyetine uyulmaz. Hıristiyanlarla hoşgörü içinde yaşamam...

Hoşkadem

Güzel ayaklı, uğurlu.

Hoşneva

Güzel sesli.

Hoşnigar

Tatlı, güzel bakışlı.

Hoyratlar

Git işine, işine!
Herkes baksın işine!
Fasıkların içinde,
Salihlerin işi ne?

Yanasın da yanasın!
Söyle kimden yanasın?
Dine öyle bağlan ki,
Hak aşkıyla yanasın?

Sürmeli bak sürmeli!
Göz kudretten sürmeli,
Sürmeliyi üzeni,
Uzak yere sürmeli!...

HPV

Makat ve vajen etrafında siğiller şeklinde kendini gösterir. Tedavi lokal ya da siğillerin cerrahi girişimiyle alınması ile mümkündür.

Huban

Güzeller. Güzel olan.

Hubb-ı Dünyâ

Dünyâ sevgisi. Ölümden sonra işe yaramayacak olan şeylere düşkün olmak. Dünyâ; haramlar, mekruhlar ve Allahü teâlâyı unutturan her şeydir. (Bkz. Dünyâ)
Hubb-ı dünyâ arttıkça, âhirete olan zarar da artar....

Hubb-i fillah ve buğd-i fillah

Sual: Hubb-i fillah buğd-i fillah ne demektir?
CEVAP
Sevdiklerini sırf Allah rızası için sevmek, düşmanlık ettiklerine de sırf Allah rızası için düşmanlık etmek demektir. Hadis-i şeriflerde buyuruldu ki:

(İbadetlerin en k...

Hubb-ı Fillâh ve Buğd-ı Fillâh

Allahü teâlâ için sevmek ve Allahü teâlâ için düşmanlık etmek.
Allahü teâlâya Cebrâil aleyhisselâm gibi ibâdet etseniz; hubb-ı fillâh ve buğd-ı fillâh yapmadıkça, hiçbirisi kabûl...

Hubb-ı Riyâset

Makam ve mevki sevgisi.
Hubb-ı riyâsetin insana yapacağı zarar, iki aç kurdun, bir koyun sürüsüne girdiği zaman, yaptıkları zarardan daha çoktur. (Hadîs-i şerîf-Berîka)

Hubb-ı Sivâ

Allahü teâlâdan başka şeylerin sevgisi. ( Bkz. Mâsivâ) Olup nâdim elim çektim hevâdan, Pâk ettim kalbimi hubb-ı sivâdan. Yüzüm dergâhına döndüm ilâhî, Kapundan etme red, bu pür günâhı.
(...

Hubeyb Bin Adiy

Darağacında ilk namaz kılan sahâbî.

Uhud savaşında bazı yakınları ölen müşrikler, Müslümanlardan bunların intikamını almak istediler. Alçakca bir plân hazırladılar. Hemen de planı tatbike koydular. Bu maksatla bir heyet Medine'ye giderek Resulullahın huzuruna çıkıp:
- Yâ Resûlallah. Bizim...

Hübeyret-ül-Basrî

Çeştiyye yolunun büyüklerinden. Zâhirî ve bâtınî ilimler sâhibi bir velî idi. Huzeyfetü'l-Mer'âşî hazretlerinin halîfelerinin ileri gelenlerindendir. Künyesi Emîrüddîn olup, hakkındaki...

Huccet

1. Senet, vesîka, delîl, burhân. (Bkz. Delîl)
Temizliğini tam yapıp, vakitlerine uyarak beş vakit namaza devâm eden kimseye o namaz kıyâmet gününde nûr, huccet ve delîl olur. Kim namazı zâyi ederse, Fir'avn ve Hâmân ile haşrolur. (Hadîs-...

Hüccet

Senet, vesika, delil.

Huccet-ül-İslâm

1. Üç yüz bin hadîs-i şerîfi, senetleri (rivâyet edenleri) ile birlikte ezberden bilen büyük İslâm âlimi.
Hüccet-ül-İslâm İmâm-ı Gazâlî buyurdu ki:

Hücre

 

Hücre-i Seâdet

Medîne-i münevverede Mescid-i Nebevî içinde Peygamber efendimizin mübârek kabirlerinin bulunduğu oda. Peygamber efendimizin sağlığında burası, hanımlarından hazret-i Âişe vâlidemizin odasıydı. Peygamberimiz burada vefât etti. "Peygamberler vefât ettikleri yere...

Hucurât Sûresi

Kur'ân-ı kerîmin kırk dokuzuncu sûresi.
Hucurât sûresi Medîne'de nâzil oldu (indi). On sekiz âyet-i kerîmedir. Dördüncü âyet-i kerîmede geçen Hucurât kelimesinden dolayı sûreye bu isim verilmiştir. Sûrede, bir...

Hucvîrî

Büyük velîlerden. İsmi Ali olup, babasınınki ise Osman'dır. El-Cullâbî, El-Hucvîrî, El-Gaznevî nisbeleri vardır. Künyesi Ebü'l-Hasan'dır. Seyyid olup hazret-i Ali'nin onuncu batından torunudur. Dafâ Genc-i Bahş diye de anılır....

Hud

Büyük, çok hürmet eden.

Hud Aleyhisselam

Yemen’de bulunan Âd kavmine gönderilen peygamber. Nûh aleyhisselamın oğlu Sâm’ın neslindendir. Bir ismi de Âbir olup, lakabı Nebiyyullahtır. Kur’ân-ı kerîmde ismi bildirilen peygamberlerdendir.

Yemen’de Aden ile Umman arasında bulunan Ahkâf diyârında doğup yetişti...

Hûd Aleyhisselâm

Kur'ân-ı kerîmde ismi geçen peygamberlerden.
Allahü teâlâ Kur'ân-ı kerîmde meâlen buyurdu ki:
Âd kavmine kardeşleri Hûd'u (peygamber olarak) gönderdik. Hûd (aleyhisselâm) onlara; "Ey kavmim! Allahü teâlâya...

Hûd Sûresi

Kur'ân-ı kerîmin on birinci sûresi. Mekke-i mükerremede indi. Yüz yirmi üç âyet-i kerîmedir.
Hûd sûresi on beşinci ve on altıncı âyet-i kerîmelerinde meâlen buyruldu ki:

Hudâ

Varlığı kendinden olup, başkasına muhtâc olmayan Allahü teâlâ. Niçin küfrân eder insan, Hudâ nîmet verir iken, Utanmayıp eder isyân, kâmûyu ol görür iken, Beher an hamd ü şükretmez, dahi insanı fikretmez, Her gün hakkı zikretmez,...

Hudâ Rabbim

Hudâ Rabbim, nebim hakkâ Muhammeddir Resulullah
Hem İslam dinidir dinim, kitabımdır kelamullah
Akaidde, ehl-i sünnet oldu mezhebim, hamdolsun, amelde
Ebu Hanife mezhebi, mezhebim vallah

Dahi zürriyyetiyim Âdem aleyhisselamın hem
Halilin milletiyim, dahi kıblem Kâbe, Beytullah...

Hüdâvendigâr

Hükümdâr, sultan, âmir, hâkim.

Hüdayi

Hüdânın kulu.

Hudû

Boyun eğmek, alçak gönüllülük. Kalbde devamlı olan Allah korkusu. Allahü teâlâya itâat etmek.

Hudûd

Miktârı, dinde kesin ve açıkça bildirilmiş cezâlar. (Bkz. Had)

Hudûr

Allahü teâlâdan başka hiçbir şeyin kalbde bulunmaması. Allahü teâlâ ile berâber olmak, O'nu unutmamak. (Bkz. Huzûr)

Hukemâ

Din bilgilerini, fen bilgileri ile isbat eden mü'minler. (Bkz. Hakîm)

Hükm (Hüküm)

Bir dâvâ, bir mes'ele, bir kişi hakkında verilen karar, emir.
Allahü teâlânın mü'minler hakkındaki hükmüne hayret ettim. Ona genişlik taktîr eder ve kulu buna râzı olursa, kulun hakkında hayırlı olur. Şâyet darlık ile hükmeder de yine...

Hükm-i Küllî

Allahü teâlâya âit hüküm, emir.
Allahü teâlâ bir kul için bir şeye hüküm verdi mi, artık hükm-i küllîyi hiç kimse önleyemez. (Hadîs-i şerîf-Râmûz-ul-Ehâdîs)

Hükm-i Müleffak

Helâl ve haram, emir ve yasak, ibâdet ve tâatte, belli bir mezhebin hükümlerine uymayıp, birkaç mezhebin hükümlerini karıştırarak kolayına geleni seçtiği hüküm. (Bkz. Telfîk)
Dört mezheb âlimleri, hükm-i müleffak bâtıldır ge...