Başlık | Yazı |
---|---|
İhtilafta rahmet olur mu? |
Sual: (Ümmetimin ihtilafı rahmettir) hadisi sahih olamaz, sahih
olursa, o zaman ittifak, birlik gazab-ı ilahiye sebep olmaz mı? |
İhtilâf |
Farklılık, ayrılık. Aynı gâyeye ayrı ayrı yollardan gitme. Müctehid denilen âlimlerin amelî (işle ilgili) mes'elelerdeki ictihad ayrılıkları. |
İhtikâr |
İnsan ve hayvan için lüzumlu gıdâ maddelerini şehre girmeden yâhut girince halka satılmadan toplayıp, stok edip, pahalandığı zaman satmak. |
İhtikân |
Lavman yapmak. |
İhtidâ |
Doğru yola girme, müslüman olma, din olarak İslâmiyet'i seçme; hidâyete erme. (Bkz. Hidâyet) |
İhsan edicidir |
Kim gelmişse bu dünyaya, |
İhsan eden ihsan görür |
Kıyamet günü bir müslümanın hesabı görülüyor, günah sevap tarafı tam denk
geliyor. Melekler her şeyi bilen Allahü teâlâya arz ediyorlar, (Ya Rabbi ne
yapalım diyorlar, günahı sevabı tam denk geldi.) Allahü teâlâ (Gitsin
akrabalarından bir sevap alsın) buyuruyor. |
İhsân |
1. İyilik etmek. |
İhsan |
Hakkından fazlasını veren. |
İhram ve hükümleri |
İhram, iki parçalı bez olup, iple bağlanmaz, düğümlenmez ve kancalı iğne ile tutturulmaz. Hac, umre, ticaret veya herhangi bir şey için uzaktan gelenlerin, mikât denilen yerleri, ihramsız geçerek, Mekke-i Mükerreme Haremi’ne girmeleri haramdır. Geçenin, geri mikâta gelip ihrama... |
İhrâm |
Mîkât denilen mahalde (yerde) hacca veya umreye niyet ederek, peştemal gibi dikişsiz iki parça örtüyü giymek ve telbiye getirmek sûretiyle, daha önce mubah (serbest) olan bâzı şeyleri kendine haram kılmak yâni bunları yapmaktan sakınmak. İhrâmlı kims eye muhrim... |
İhlas suresinin fazileti |
Sual: İhlâs suresini okumanın fazileti nedir? |
İhlâs Sûresi |
Kur'ân-ı kerîmin yüz on ikinci sûresi. Tevhîd, Tefrîd, Tecrîd, Necâd, Vilâyet ve Mârifet sûresi de denilmiştir. |
İhlâs |
Hâlis, temiz etmek, niyyeti düzeltmek, temizlemek, dünyâ menfaatini düşünmeden bütün işlerini, ibâdetlerini yalnız Allah için yapmak. İbâdetlerinizi ihlâs ile yapınız! Allahü teâlâ, ihlâs ile yapılan işleri kabûl eder. (... |
İhfâ |
Örtmek, gizlemek; tecvidde bir terim. On beş ihfâ harflerinden önce gelen tenvin veya sâkin nunu, izhâr (birbirinden ayırmak) ile idgâm (birbirine katmak) arasında, şeddeden uzak olarak gunne ile genizden çıkarmak. |
İhâta |
Kuşatma, çevirme. |
İhânet |
1. Hâinlik etmek, güveni kötüye kullanmak, sadâkat göstermemek. |
İğtisâl |
Gusl (boy) abdesti almak. Ağız ve burun dâhil bütün vücûdu hiç kuru yer kalmayacak şekilde baştan ayağa yıkamak. (Bkz. Gusl) |
İğneci Baba |
Asıl ismi İğnecizâde Şeyh Safiyüddîn Mahmûd Halvetî olup, Zekeriyyâ Halvetî hazretlerinin halîfesidir. Aslının yanması üzerine sonradan yenilenen türbesi Amasya'nın Kocacık Mahallesinde çarşı içindedir. Hakkında bilgi yoktur... |
İğfâl |
Aldatma, doğru yoldan saptırma. Hakkı unutturma. |
Ige |
İmmünglobülin E
|
İftitah tekbirini ayakta almak şarttır |
Sual: İmama rükuda yetişmek için acele tekbir getirip eğildim. Tekbiri
rükuya gidince bitirmiş oldum. İmamla rükuda bir an beraber durduk. O rekata
yetişmiş oldum mu? |
İftitâh Tekbîri |
Başlama tekbîri. Namazın evvelinde "Allahü ekber" demek. Buna Tahrîme tekbîri de denir. |
İftira etmek |
Sual: Yalan ve iftiranın dindeki yeri nedir? |
İftirâ |
Yapmadığı hâlde kötü bir işi birisine yükleme, yalan yere birisine suç isnat etme gösterme. Birine suç atma, bühtân. |
İftikâr |
Fakîr olmak, muhtâc olmak. |
İftarı geciktirmek caiz mi? |
Sual: Bir iş sebebiyle iftarı ne kadar geciktirmek caiz olur? |
İftar vermenin fazileti |
Sual: İftar vermenin fazileti nedir? |
İftâr |
1. Oruçlunun, akşam namazı vakti girdikten, yâni güneşin battığı iyice anlaşıldıktan sonra, yiyerek veya içerek orucunu açması. |
İftâ |
Fetvâ vermek, dînî bir mes'elenin hükmünü sözlü veya yazılı olarak bildirmek. (Bkz. Fetvâ) |
İfsâd |
Bozmak, fitne, karışıklık çıkarmak, bozgunculuk yapmak. |
İfrît |
Cinlerin azgın, en zararlı, şerli, korkunç ve kuvvetli cinsi. |
İfrât |
Bir işte, sözde veya davranışta haddi aşma, pek ileri gitme, aşırı olma. |
İfrad haccı nasıl yapılır |
Mikâttan önce: |
İffet ve hayanın önemi |
Sual: İffet ve hayanın önemi nedir? |
İffet |
İnsan rûhundaki yapıcı kuvvetin, yâni şehvetin iyiye kullanılmasından ortaya çıkan huy. Nefsi kötü isteklerinden men etmek. Âr, nâmus, hayâ duygusu. |