Başlık | Yazı |
---|---|
Megakolon |
Kalınbağırsağın tümünü ya da bir bölümünün anormal olarak gelişmesiyle ortaya çıkan patolojik durum. |
Meftune |
Gönül vermiş, tutkun, vurgun. |
Meftun |
Gönül vermiş, tutkun, vurgun. |
Mefkure |
Ulaşılmak istenen en yüce amaç. |
Mefhûm-ı Muvâfık |
Lafızda (sözde) zikredilmeyen mânânın bizzat zikredilen mânâya hükümde uygunluğu. |
Mefhûm-ı Muhâlif |
Lafızda zikredilmeyen mânânın, bizzat zikredilen mânâya, hükümde zıt olan mânâ. Mefhûm-ı muhâlif; Şâfiîlere göre, hüküm için sahîh, mûteber bir delîl olduğu hâlde, Hanefîlere göre b... |
Mefharet |
İftihar eden. |
Mefhar-i Mevcûdât |
Mahlûkâtın (yaratılmışların) övündüğü Muhammed aleyhisselâm. |
Medyûn |
Borçlu, borçlanmış kimse. |
Medrese |
İslâm medeniyetinde üniversite seviyesindeki eğitim ve öğretim müesseseleri. |
Medlûl |
Delîlin (alâmet ve işâretin) delâlet ettiği, gösterdiği şey. |
Medîne-i Münevvere |
Peygamber efendimizin sallallahü aleyhi ve sellem Mekke-i mükerremeden hicret ettikten sonra, yerleştiği, ilk İslâm devletini kurduğu ve kabr-i şerîfinin bulunduğu şehir. Hicretten önceki adı Yesrib olup, hicretten sonra Medînet-ür-Resûl (Peygamber ş ehri) veya Med... |
Medine ve Kabr-i saadeti ziyaret |
Medine’ye girerken ihrama girilmez. Mekke’de ihramlı iken olan yasaklar, Medine’de yasak değildir. Medine şehri uzaktan görülünce salât ve selam getirilir. Sonra, (Allahümme hâzâ haremü Nebiyyike ve mehbitü vahyike femnin aleyye biddühuli fihi vec’alhü vikâyeten li minennâr ve emânen minel azâb vec’alni... |
Medîne devri |
Muhammed aleyhisselâmın ve Eshâb-ı kirâmın Medîne’ye hicretiyle Müslümanlar için yeni bir devir başlamış oldu. Resûlullah efendimizin Mekke’den Medîne’ye hicret etmekte olduğu işitilince, hâdise Medîne’de büyük bir sevinçle karşılandı. Müslümanlar onu karşı... |
Mediha |
Övülmeye değer. |
Medih |
Övülmeye değer. |
Medh |
Övme, iyi taraflarını anlatma; bir kimse hakkında iyi şeyler söyleme. |
Medet |
Ey canımın cananı, |
Medeniyyet |
Memleketleri îmâr edip, insanları râhat ve huzûra kavuşturmak. |
Medeniyetin beşiği neresi |
Sual: Medeniyetin beşiğinin Avrupa olduğu doğru mudur? |
Medeni |
Güzel ahlak sahibi olan ve zamanının fen bilgilerinde yükselmiş olan müslümana medeni denir. Fende ilerlemiş, fakat ahlakı bozuk olana zalim, yobaz, eşkıya ve diktatör denir. Fen ve sanatta geri ve ahlakı bozuk olana vahşi denir. Medeniyet, şehirler yapmak ve insanlara... |
Medenî |
1. Topluluk hâlinde yardımlaşarak yaşayan, kibâr, nâzik, terbiyeli, görgülü kimse. |
Medenî |
Şehirli, bilgili ve görgülü. |
Med |
Uzatmak, çekmek, Kur'ânı kerîmde uzatan harflerden (elif, vav, yâ) biriyle kendilerinden önceki harfleri çekmek. |
Meczûb |
1. Allahü teâlânın sevgisi ile kendinden geçmiş olan. |
Mecusilik |
İran ve Hindistan halkından bir kısmının mensup olduğu bozuk inanışlardan biridir. Bu inancı kabul edenlere “Mecusi”, rahiplerine de “Muz” denir. Hindistan ve civarında yaygın bulunan Brahmanların bir şubesi olan Mecusiler, ateşe, ineğe, timsaha... |
Mecûsi |
Ateşe tapan. |
Mecnun Dede |
Gerçek ismi tespit edilemeyen Mecnun Dede, Selçuklu Türklerinin Anadolu'da İslâmiyeti yaymak için cihad ettikleri yıllarda şehid verdikleri gâzi dervişlerdendir. Türbesi Denizli'nin Babadağ İlçesine bağlı Hisar Köyündedir. Mecnun Dedenin savaşırken... |
Mecnûn |
Deli. (Bkz. Cünûn ve Deli) |
Mecnun |
Deli, divane, delice seven. |
Mecide |
Şan ve şeref sahibi, azametli. |
Mecîd (El-Mecîd) |
Allahü teâlânın Esmâ-i hüsnâsından (güzel isimlerinden). Büyüklüğü, yüceliği ve işlerinin güzelliği ile tanınan, övülen. |
Mecid |
Şan ve şeref sahibi, azametli. |
Mecelle |
Tanzîmât'ın îlânından sonra, Ahmed Cevded Paşa'nın başkanlığında bir komisyon tarafından hazırlanan; İslâm hukûkunun muâmelâta (alışveriş, şirketler, hibe v.b.) âit hükümlerinin Hanefî mezhebine göre maddeler hâlinde tertibinden... |
Mecdüddîn Îsâ |
Anadolu'da yetişen evliyânın meşhurlarından. Saruhan Beyin Akhisar'ı fethinden sonra oraya yerleşen Taşgunoğulları namıyla bilinen bir Türk âliesine mensubdur. Babası İlyas, annesi İnci Hâtundur. Şeyh Îsâ veŞeyh Mecdüddîn Îsâ isimleriyle tanınmıştır.... |
Mecdeddin |
Dinin büyüğü. |