Başlık | Yazı |
---|---|
Mahdûmzâde Ebü'l-Kâsım |
Hindistan'da yetişen büyük velîlerden. İmâm-ı Rabbânî hazretlerinin torunu olan Kayyûm-i zamân Muhammed Sibgatullah hazretlerinin ilk oğlu, Urvet-ül-vüskâ Muhammed Ma'sûm-i Fârûkî'nin de torunudur. 1645 (H.1055) senesinde... |
Mahdum |
Hizmet edilen, evlat. |
Mahcûr |
Çocukluk, sefîhlik, delilik, kölelik, bunaklık vs. gibi çeşitli sebebler yüzünden malını tasarruf hakkından, kullanmaktan men edilen kimse. (Bkz. Hicr) |
Mahbûbiyyet |
Sevgili olmak. |
Mahbube |
Sevilen, sevgili. |
Mahbûb-i Hudâ |
Allahü teâlânın habîbi, sevgilisi Muhammed aleyhisselâm. |
Mahbûb |
Muhabbet edilen. Sevilen, sevgili. |
Mahbub |
Sevilen, sevgili. |
Mağrûr |
Gururlu. (Bkz. Gurûr) Ey oğlum! Sende olmayan fazîletler ile insanlar seni medh ederlerse, sakın... |
Magnit |
Mıknatıs. |
Magnezyum |
Vücudun temel bileşenlerinden biri. |
Mağfiret |
Örtme; Allahü teâlânın, kullarının günâhlarını bağışlaması. |
Madımak toplamak |
Sual: Bir kimsenin etrafı çevrili yerine girip, kendiliğinden yetişen
yemlik, madımak ve benzeri otları toplamakta mahzur var mıdır? |
Maddiyyûn |
Maddenin hep var olduğuna, sonradan yaratılmadığına ve yok olmayacağına inananlar, maddeciler. |
Maddî Temizlik |
Bedenin, elbisenin ve oturulan yerin temizliği. |
Maddeli hadis-i şerifler | |
Madde |
Ağırlığı olan ve boşlukta yer kaplıyan varlık. |
Mâcin |
Sapık îtikâdını başkasına bulaştırmak çabasında olan. |
Macide |
Şan ve şerefi büyük, yüce. |
Mâcid el-Kürdî |
Irak'ta yetişen büyük velîlerden. Künyesi Ebû Muhammed'dir. Bağdat civârında yaşadı. Doğum târihi bilinmemektedir. Evliyânın baş tâcı olan Seyyid Abdülkâdir-i Geylânî hazretleri bu zâtı överdi. Mâcid el-Kürd... |
Macid |
Şan ve şerefi büyük, yüce. |
Maç tahmini mekruh mudur? |
Sual: TV’de bazı sporcular maç tahmini yapıyorlar. Bazı kimseler bunların tahminine göre kumar oynuyorlar. Bunların tahmini kumara sebep oluyor. (Harama sebep olan haram işlemiş olur) kaidesine göre bu tahminler haram olmaz mı? Bir tarihçi, mekruh olur demiş. Do... |
Maâz-Allah |
"Allahü teâlâya sığınırım" mânâsına, tehlikeli, zararlı ve istenmeyen durumlardan korunmak için söylenen bir söz. |
Mâ-i Mutlak |
Yaratıldıkları hâl üzere olan yâni ismi yanında başka kelime söylenmeyen, yalnız su denilen sular. |
Mâ-i Müsta'mel |
Kullanılmış su. Abdest ve guslde (boy abdestinde) yâhut kurbet olarak kullanılan su. Temiz fakat temizleyici değildir. |
Mâ-i Mukayyed |
Çiçek, üzüm, kavun-karpuz suyu gibi cinsi ve sıfatı birlikte söylenen sular. |
Mâ-i Meşkûk |
Şüpheli su; ehlî merkebin ve ondan doğan katırın artığı olan su. |
Mâ-i Cârî |
Akar su. Devamlı akmakta olan ve üzerinde herhangi bir pisliğin durması mümkün olmayan çay, dere, ırmak, nehir veya yer altından çıkarılan artezyen suları. Bir saman çöpünü götüren su, akar su sayılır. |
Mâ'ûn Sûresi |
Kur'ân-ı kerîmin yüz yedinci sûresi. |
Ma'sûm |
Suçsuz, günahsız. Günâh işlemekten korunmuş kimse. (Bkz. İsmet) |
Ma'siyyet (Mâsiyet) |
İtâatsizlik, isyân. Günâh olan işler, Allahü teâlânın beğenmediği şeyler; Allahü teâlânın emrettiği şeyi yapmamak veya yasak ettiğini yapmak, haramlar. Allahü teâlânın yasak ettiği şeyler, günahlar. |
Ma'rûf-ı Kerhî |
Büyük velîlerden. Adı Ma'rûf bin Fîrûz, künyesi Ebû Mahfûz'dur. Doğum târihi bilinmemektedir. 815 (H.200) senesinde Bağdat'ta vefât etti. KabriBağdât'tadır. Kabri başında yapılan duâ makbul ve müstecabdır. Bağdât'ın Kerh... |
Ma'rûf (Mârûf) |
Dînin ve aklın beğendiği şey. |
Ma'rifetullah |
Allahü teâlâyı tanıma, bilme. (Bkz. Ma'rifet) |
Ma'rifet (Mârifet) |
Bilme, tanıma, gönülle bilme. Allahü teâlânın sıfatlarını ve isimlerini hakkıyla bilme, tanıma. Ma'rifetullah. |
Ma'nevî Temizlik |
İnsanın iç temizliği, kalb temizliği; kalbini her türlü bozuk inanış ve düşüncelerden fenâ huylardan arındırmak. |