Başlık | Yazı |
---|---|
Talmûd |
Yahûdîlerin Tevrât'tan sonra mukaddes kabûl ettikleri, sözlü emirlerin toplandığı Mişnâ ve Gamâra olmak üzere iki kısımdan meydana gelen kitap. |
Tallâhi |
Allahü teâlânın ism-i şerîfinin başına "te" harfi getirilerek yapılan yemin sözü. (Bkz. Yemîn) |
Talidomid |
Eskiden kullanılmış olan ve zararlı etkileriyle târihe geçen bir uyku ilâcı. Barbitürik asit türevi (barbiturat) olmayan bu ilâç, birçok memlekette, zararlı tesirleri öğrenilinceye kadar geniş bir şekilde kullanılmıştır. 1960’lı yıllarda Avrupa... |
Tâlib |
Taleb eden, isteyen. |
Talhâ Bin Ubeydullah |
İlk Müslüman olanlardan. |
Talha |
Bir zamk ağacı. |
Talep edene hizmetçi ol |
Gece yarısından sonra, Hazret-i Mevlana’nın dergahının kapısı çalınır. Talebeleri açar. Sarhoş bir genç, (Ben Üstad Mevlana’yı görüp, elini öpüp duasını alacağım) der. Talebeler kovsalar da, o gitmez, (Duasını almadan asla gitmem) diye... |
Talebenin edebi |
Sual: Eski talebeler hocalarına yani mürşid-i kâmile karşı edebe nasıl
riayet ederlerdi? |
Taleb |
İstemek, aramak. |
Talat |
Yüz, çehre, dindar. |
Talasemi |
Kalıtsal bir kan hastalığıdır. Akdeniz kıyılarında yaşayanlarda daha sık görülür. |
Talamus |
Orta beyindeki bir çekirdek grubuna verilen addır. |
Talalji |
Topuk ağrısı. |
Talâk-ı Selâse |
Bir sözü üç kere veya daha fazla sayı söyleyerek, erkeğin zevcesini (hanımını) boşaması. Bu durum bir anda olduğu gibi, ayrı ayrı zamanda da olabilir. Talâk-ı selâse ile boşanan kadın, bir başkası ile evlenip boşanmadıkça, eski kocası bununla evlenemez. (... |
Talâk-ı Ric'î |
Geri dönülebilen talâk. Zevceye yaklaştıktan sonra, sarîh (açık) veya işâretle, üç adedine veya bir ivaza (bedele, karşılığa) bağlı olmaksızın ve beynûnete yâni ayrılığa delâlet eden (gösteren) bir sıfatla sıfatlanmamış ve bir şeye teşb... |
Talâk-ı Bâin |
Boşanmada kullanılan sözleri söyler söylemez evliliği sona erdiren boşama. |
Talâk Sûresi |
Kur'ân-ı kerîmin altmış beşinci sûresi. |
Talâk |
Nikâh bağını çözmek; nikâh akdini (sözleşmesini), belli sözlerle derhal veya geleceğe bağlı olarak sona erdirmek. Şer'î (dînî) nikâhta, boşama hakkı olanın, nikâhlı olduğu kişiyi boşaması. Allahü teâlâ âyet-i ker... |
Takvimlerde farklılık |
Sual: Takvimlerdeki namaz vakitleri ile imsakiyeler neden farklıdır,
niye hepsi aynı değil? |
Takvîm |
Zamânı; sene, ay, hafta, gün ve saat gibi sâbit bölümlere ayıran, dînî-millî gün ve bayramları gösteren cetveller. |
Takva, Vera ve Zühd |
Sual: Takvanın dindeki önemi nedir? |
Takva ve fetva |
Sual: Takva ve fetva denince ne anlaşılır? |
Takvâ Ehli |
Takvâ sâhibi. Allahü teâlâdan korkarak haramlardan sakınanlar. |
Takvâ |
Allahü teâlâdan korkarak, haramlardan (yasaklardan, günâhlardan) sakınmak. Harama düşmemek için, şüphelilerden (haram veya helâl olduğu belli olmayan şeylerden) sakınmaya ise verâ denir. Bu bakımdan, haramlardan daha çok sakınma derecesi olan verâ da takv... |
Taktîr |
Nafakada (yeme-içme, giyme ve meskende) ihtiyaçlarından kısıp, çok mal ve para biriktirmek. |
Taksit |
Bir borcun belli zamanlarda ödenmesi. |
Taksîrât |
Günâhlar, kabahatlar, kusûrlar. |
Takrîrî Sünnet |
Peygamber efendimizin, görüp de mâni olmadığı şeyler. (Bkz. Sünnet) |
Takrîr |
Anlatma, anlatım, bir âlimin kitâbdan okuyarak îzâh ve açıklamalarda bulunması. |
Taklitte niyet |
Sual: Maliki’yi taklit eden, abdest alırken, Maliki’ye uydum demezse
abdesti olmuyor mu? Hanefi olan abdest alırken “Hanefi’yi taklit ediyorum”
demediğine göre, Hanefi’nin abdesti sahih olmuyor mu? |
Taklitçilik nedir, ne değildir |
Sual: Taklitçilik kötü değil mi? Mezhep âlimlerini taklit etmek,
onların yolundan gitmek yanlış değil mi? |
Taklîdî Îmân |
İnanılacak şeylerde düşünmeden anlamadan, yalnız başkasından işiterek inanma, îmân etme. (Bkz. Îmân) |
Taklîd |
1. İnanılacak şeylerde düşünmeden, anlamadan, yalnız başkasından işiterek, görerek inanma, îmân etme. |
Takıyye |
Sual: Kimi yalan söylüyor. Günah değil, çünkü takıyye yaptım diyor.
Takıyye nedir? |
Takıyye |
İdâre, korunmak, sakınmak; iki yüzlülük; sevmediği kimse ile dost geçinmek. Bir kimsenin hakîkatte sâhib olduğu görüş ve inancını saklaması. Bozuk fırkaların, özellikle şiîlerin bozuk inanışlarını gizleyerek, kendilerinin Ehl-i sünnet (... |
Takipne |
Çok hızlı solunum. |