Başlık | Yazı |
---|---|
Taki |
Günahtan kaçınan, dinine bağlı. |
Takdîr-i İlâhî |
Allahü teâlânın, olacak hâdiseleri ezelde ilm-i ezelîsi ile bilip tâyin etmesi. (Bkz. Takdîr) |
Takdir etme sanatı |
Biz, başkasına nasıl davranırsak, başkaları da bize öyle davranır. Bir kimse, karşılaştığı bir arkadaşına selam verirken elini cebinden çıkartsa, onun bu halini gören arkadaşı da elini cebinden çıkartarak selamını al... |
Takdîr |
Ölçme, değer biçme, değer verme, tâyin etme. Allahü teâlânın, olacak hâdiseleri ezelde (başlangıcı olmayan öncelerde) ilm-i ezelîsi (başlangıcı olmayan ilmi) ile bilip tâyin etmesi. (Bkz. Kazâ ve Kader) Allahü teâl... |
Takdîm ve Te'hîr |
İkindi namazını öğle namazı ile veya öğleyi ikindi ile ve yatsı namazını akşam namazı ile veya akşamı yatsı ile birleştirerek kılmak. |
Tâib |
Tövbe eden, günahlarına pişmân olan. |
Tahtıma oturabilir miyim? |
Kanuni Sultan Süleyman’ın süt kardeşi Yahya efendi, bir gün atıyla giderken
iki tane papaz yolunu keser. Atın yularlarını tutup, Papazlar der ki: |
Tahtadan Kutu |
Tahtadan yapılmış bir uzun kutu |
Tahsin |
Kale gibi sağlamlaştırma. |
Tahsîl-i İrfan |
1.Tasavvuf bilgilerini elde etme, öğrenme. Edeler dâimâ tahsîl-i irfân Olalar her biri, bir kâmil insan. |
Tahrîmen Mekrûh |
Kur'ân-ı kerîmdeki ve hadîs-i şerîfteki delîlinden zan ile anlaşılan yasak. Harama yakın olan fiil, iş. (Bkz. Mekrûh) |
Tahrîme Tekbîri |
Namaza Allahü ekber diyerek başlama; iftitâh tekbîri. (Bkz. İftitâh Tekbîri) |
Tahrîm Sûresi |
Kur'ân-ı kerîmin altmış altıncı sûresi. |
Tahrîf |
Bozma, değiştirme. |
Tahrîc |
Çıkarma, meydana koyma; hadîs-i şerîflerin kaynağını, nasıl geldiklerini, kimlerin naklettiklerini, sahih ve zayıflık gibi derecelerini bulup gösterme, bildirme işi. Hadîs âlimlerinden Irâkî, İmâm-ı Gazâlî hazretlerinin İhyâu ul... |
Tahmîd |
"Elhamdülillah" demek. "Hamd, şükür Allahü teâlâya mahsûstur" mânâsına "Elhamdülillah" sözü ve benzerleri. |
Tahliye |
1. Süslemek. |
Tahlîl Etmek |
Abdest alırken el ve ayak parmakları arasına sol, sakalın sarkan kısmının içine ise sağ elin yaş parmaklarını tarak gibi sokarak karıştırmak. (Bkz. Hilâllemek) Resûlullah (sallallahü aleyhi ve sellem) abdest aldıklarında, bir avuç su ile çeneleri altından... |
Tahlîf |
Yemin vermek. Mahkemede iki hasımdan birine yemîn ettirmek. (Bkz. Half, Yemîn) |
Tahkîr Etmek |
Hor görmek, kötülemek, aşağılamak, birine veya bir şeye söz ve hareketle hakâret etmek, saygı ve hürmet gösterilmesi, üstün tutulması lâzım olan şeyleri aşağı tutmak, saygısızlık etmek. İnsanın îmânının gitmesine, dinden çıkmasına sebeb olan... |
Tâhir-i Bedahşî |
Hindistan'da yaşayan evliyânın büyüklerinden. İmâm-ı Rabbânî hazretlerinin talebelerinin önde gelenlerindendir. Önce subay idi. Resûlullah efendimizin rüyâda verdiği emirle, askerliği bırakarak tasavvuf yoluna girdi. Doğum ve vef... |
Tâhir |
Temiz. |
Tâhir |
Çok temiz. |
Tahâret-i Kâmile |
Tam temizlik. Abdest veya boy abdesti alınarak yapılan temizlik. |
Tahâret |
Necâset denilen yâni maddeten pis olan şeylerden ve hades denilen hükmî ve mânevî pisliklerden (abdestsizlik, cünüplük, kadınlar için hayz ve nifas hâllerinden) su ile abdest alarak, su yoksa, toprak ve toprak cinsinden şeylerle teyemmün... |
Tâhâ-i Hakkârî |
Anadolu'da yaşayan büyük velîlerden. Silsile-i aliyye adı verilen, insanlara İslâmiyetin emir ve yasaklarını anlatarak onların dünyâda ve âhirette seâdete, mutluluğa kavuşmalarına vesile olan büyük âlim ve velîlerin otuz... |
Tâhâ |
Kur'an-ı kerimdeki rümuz ismi. |
Tâğût |
Allahü teâlânın emir ve yasaklarına karşı gelen ve ibâdetten alıkoyan şeytânî varlık ve güçler. |
Tağrîr |
Yalan söyleyerek aldatma. |
Tafsîlî Îmân |
Îmân edilecek hususlara genişçe, delîlerini bilerek ve ayrı ayrı inanmak. (Bkz. Îmân) |
Taflâtî |
Hadîs ve Hanefî mezhebi fıkıh âlimi. İsmi Muhammed bin Muhammed bin Tayyib Taflâtî'dir. Fas taraflarında doğdu. Doğum târihi belli değildir. 1777 (H.1191) senesi Zilka'de ayında Kudüs'de vefât etti. |
Tafdîliyye |
Şîanın kollarından biri. Hazret-i Ali'yi sevdiklerini söyleyip, diğer Eshâb-ı kirâmı kötüleyen bozuk fırka. |
Tadil-i erkana riayet etmek |
Sual: Tadil-i erkan nedir? Tadil-i erkana uyulmazsa ne olur? |
Tadbib kelimesinin manası |
Sual: (Lisan-ül Arap lugat) kitabında tadbib kelimesi kaplamak
demektir diyor. Tadbib kelimesi sadece altın diş veya tel edinmeyi değil tamamen
kaplamayı içine almaktadır. |
Tâcüddîn Zâhid-i Geylânî |
İslâm âlimlerinden ve evliyânın büyüklerinden. İsmi İbrâhim, babasınınki Rûşen Emir'dir. Künyesi Ebü's-Safvet, lakabı Tâcüddîn'dir. Doğum târihi bilinmeyen İbrâhim Zâhid-i Geylânî, Âzerbaycan'da bulunan Geyl... |
Tâcüddîn Velî |
Horasan'dan Malatya civârına gelip İslâmiyeti yayan gâzi dervişlerden. Hangi devirde yaşadığı bilinmiyor. Kabri Malatya'nın Dârende ilçesinin Karadiğin köyünde olup ziyâret edilmektedir. |