Başlık | Yazı |
---|---|
Vedîa |
Güvenilen kimseye saklamak için verilen mal. Emânet. Vedîa, sâ... |
Vedî |
İdrârdan sonra çıkan, yapışkan, beyaz ve bulanık koyu sıvı. |
Vedat |
Sevgi ve dostluk gösteren. |
Vedâ Hutbesi |
Peygamber efendimiz sallallahü aleyhi ve sellem hicretin onuncu senesinde yaptığı Vedâ haccı sırasında îrâd buyurduğu (okuduğu) hutbe. Peygamber efendimiz sallallahü aleyhi ve sellem hicretin onuncu senesi Zilhicce ayının dokuzuncu (Arefe) günü Arafat vâdisinin ortasında... |
Vedâ Hutbesi |
Hamd, Allahü teâlâya mahsustur. Ona hamd eder, Ondan bağışlanmak diler ve Ona tevbe ederiz. Nefslerimizin şerlerinden ve amellerimizin günahlarından Allahü teâlâya sığınırız. Allahü teâlânın doğru yola ilettiğini saptıracak, saptırdığ... |
Vedâ Haccı |
Hicretin onuncu senesinde Peygamber efendimizin sallallahü aleyhi ve sellem yüz bin kişiden fazla sahâbinin katılmasıyla yaptığı son haccı. |
Vedâ Haccı |
Hicretin onuncu senesinde Sevgili Peygamberimiz hac için hazırlanıp, Medîne’deki Müslümanların da hazırlanmalarını emir buyurdu. Medîne dışında bulunan Müslümanlara da haber gönderdi. Bu haber üzerine binlerce Müslüman Medîne’de toplandı. Hazırlıklar tamamlan... |
Vecit |
Vecde gelen, ilâhi cezbe ile bayılan. |
Vecîhüddîn Ömer Efendi |
Evliyânın büyüklerinden. Ebû Bekr'in (radıyallahü anh) neslindendir. Muhammed Dîneverî amcasıydı. Babası Ebû Muhammed'dir. İlk zamanlarında memleketin ileri gelen âlimlerinden olup, fetvâlar kendisine sorulurdu. Bu sırada tasavvufa meyledip, kemâ... |
Vecihi |
Bir kavmin büyüğü. |
Vecdi |
İlahi aşka dalan. vecde gelen. kendinden geçen. |
Vecd |
Tasavvuf yolunda bulunan bir kimsenin çok zikretmesi (Allahü teâlâyı anması) veya bir başka sebeb netîcesinde hâsıl olan mânevî lezzetleri tadarak rûhunun coşması, kalbinin gayr-i ihtiyârî (elinde olmadan) kendinden geçmesi, taşması h... |
Vecahet |
Güzel yüzlü, itibarlı, şerefli. |
Veba |
Eskiden milyonlarca insanın ölümüne sebep olan bulaşıcı bir hastalık. Kara ölüm, kıran, peste veya plague da denen vebânın etkeni Pasteurella Pestis’dir. Mikrop ilk defâ 1884’te Hong Kong’da tespit edilmiştir. |
Ve küllen vaadallahü Hüsna âyeti |
Fitne ve fesat çıkararak bölücülük yapan ehli bid’at ve ehli dalalet, Eshab-ı kirama dört koldan saldırıyorlar. İbni Sebeciler, rafiziler, vehhabiler, mezhepsizler, özellikle üç halifeye insafsızca saldırıyorlar. (Hakkı bildiği halde susanlara lanet olsun) hadis-i... |
Vdrl Testi |
Frengiye karşı antikorların saptanması yarayan kan testi. |
Vazospazm |
Damar kasılması, büzülmesi. |
Vazokonstrüktör |
Damarları büzen etkiye sahip ilaç, madde. |
Vazokonstrüksiyon |
Damarların büzülmesi, kasılması. |
Vazodilatatör |
Damar genişletici etkiye sahip ilaç madde. |
Vazektomi |
Testislerde üretilen spermatozoonların torbacık bezine taşınmasını sağlayan duktus defens’in kesilmesine dayanan cerrahi girişim Vazodilatasyon damar genişlemesi. |
Vaty Etmek |
Erkeğin hanımına yaklaşması; cimâ etmek. |
Vatan-ı Süknâ |
Hanefî mezhebinde on beş günden az kalmak için niyet edilen yâhut yarın çıkarım diyerek senelerce oturulan yer. |
Vatan-ı İkâmet |
Geçici olarak ikâmet edilen yer. Hanefî mezhebinde on beş gün veya daha çok kalıp sonra çıkmaya niyet edilen yer. |
Vatan-ı Aslî |
İnsanın doğduğu veya evlendiği veya ayrılmamak niyeti ile yerleştiği yer. |
Vatan |
İnsanın yerleştiği, oturduğu yer, memleket. |
Vasl-ı Uryânî |
Tasavvuf yolculuğunun sonunda Allahü teâlâya kavuşma hâli. Nihâyete erme. |
Vasl |
1. Kavuşma. Allahü teâlâya kavuşma; velî olma. Vasl olanlar reisidir, o hocasının pîridir. Mektûbât ki eseridir, câna can katar efendim. (Muhammed Sıddîk bin Saîd) 2.Birleştirme. İlm ile, irfân ile, sâhib olan Sıla'ya İki temel bilgiyi vasl eden... |
Vaskulit |
Damar iltihabı. |
Vasiyyet (Vasiyet) |
Bir kimsenin vefâtından sonra yapılmasını istediği şey veya sonraya bağlı olmak üzere bir malı veya menfeatini (faydayı) bir şahsa veya bir hayır işine teberrû' (bağış) yoluyla temlik etmek (sâhib ve mâlik kılmak). Vasiyet edene mûsî, vasiyet edilen şeye mûsâbih, kendisine... |
Vasiyetnâme |
Vasiyet yazılan kâğıt. |
Vasıtalarda namaz |
Sual: Vasıtalarda namaz kılınır mı? |
Vâsıl |
Kulu Rabbine ulaştıran. |
Vâsi (El-Vâsi') |
Allahü teâlânın Esmâ-i hüsnâsından (güzel isimlerinden). Rahmeti, ilmi, kudreti, ihsânı ve nîmetleri her şeyi kuşatan ve her şeye kâfi olan, kudretinin ve ilminin nihâyeti olmayan. Kur'ân-ı kerîmde meâlen buyruldu ki:... |
Vasî |
Bir kimsenin, mallarında veya çocuklarının işlerinde tasarruf etmek üzere tâyin ettiği kimse. |
Varmayınca |
Boşa gezip tozarsın, |