Başlık | Yazı |
---|---|
Variyolit |
Çiçek hastalığının özel biçimi. |
Vâris |
1. Mîrasçı, akrabâlık veya başka yolla, vefât eden kimsenin bıraktığı mîrâs denen maldan almaya hak kazanan. |
Varis |
Kirli kan taşıyan damarların, fonksiyonel bozuklukları sonucu ya da kan akımının önündeki bir engel nedeniyle genişleyerek kıvrımlı bir hal almasıdır. Yüzeysel olduğu gibi derin venlerde de varis gelişebilir. |
Varis |
Orta ve büyük yüzey venlerin (kirli kan damarları) uzaması, kıvrılması ve kanla dolarak genişlemesi (Bkz. Toplardamar). Bu terim aynı zamanda atardamar ve lenfatik damarlardaki benzer anormallikler için de kullanılır. Variköz venler sıklıkla bacaklarda olmakla berâber,... |
Variolasyon |
Çiçek hastalığına karşı yapılan bağışıklama. |
Varikosel |
Erkeklerde spermatik kordon venlerinin genişlemesi sonucu torbalar içerisinde varis oluşumu. |
Varikosel |
Yumurtalık (haya veya testis)ların kanını götüren toplardamarlar şebekesinin genişlemesi. Damarlar uzamış ve kıvrıntılı hale gelmiştir. Genellikle 15-35 yaşları arasında ve % 98 sol taraftadır. Sağda ise karın veya böbrek kanseri açısından hasta değerlendirilmelidir. Damar duvarları... |
Vâridât-ı İlâhiyye |
Allahü teâlâdan gelen feyzler ve ilhamlar. |
Vânî Mehmed Efendi |
Hünkâr şeyhi denmekle meşhur velî. İsmi Mehmed'dir. Peygamber efendimizin soyundan olup seyyiddir. Aslen Van'ın Hoşab (Güzelsu) kasabasındandır. Babası Vânî Bistâm Efendidir. Van'da doğmuş olup, doğum târihi bilinmemektedir. Babasından dolayı Vânîz... |
Vânî Ahmed Efendi |
Vânî Tekkesi şeyhlerindendir. La'lizâde Şeyh Vânî Seyyid Ahmed Efendi diye tanınır. Arabacı Bâyezid Câmiinde kürsü şeyhliği yapmıştır. Lâlezâr diye de bilinen Vânî Tekkesini inşâ ettirmiştir. 1801 de vefât edip tekkesinin... |
Vallâhî |
Allahü teâlâya yemin ederim mânâsına, bir sözün, niyyetin, bir işi yapmak veya yapmamak arzûsunun kuvvetli olduğunu gösteren, söylendiği şeye aykırı hareket edildiğinde, yemin keffâreti lâzım gelen sözlerden birisi. |
Valkülektomi |
Kalpte yıkıma uğramış bir ya da fazla kapakçığı çıkarmak için yapılan cerrahi girişim. |
Vâlî (El-Vâlî) |
Allahü teâlânın Esmâ-i hüsnâsından (güzel isimlerinden). Her şeyin mâliki (sâhibi), yaratıcısı, bütün işler tasarrufunda olan, her şey O'nun irâdesi, hükmü ile olan. |
Vâlâ |
Yüksek, yüce. |
Vakur |
Ağırbaşlı, temkinli. |
Vaktine yetişip de kılamadığım |
Sual: Bazen vaktine yetişip de kılamadığım ilk…namazının farzını kılmaya, bazen de son… deniyor. İlk veya son denilse değişen ne olur? Bir de, ne diye vaktine yetişip de kılamadığım …. namazının farzı deniyor?... |
Vaktin sonu beklenmez |
Sual: Hanefi mezhebinde henüz özür sahibi olmayan, akıntısı kesilmezse
o vaktin sonuna kadar bekler mi? Vücudunun herhangi bir yerinde akıntılı yara
meydana gelse, bu yara kısa veya çok uzun sürse Maliki’yi taklit ederken guslünü
de Maliki’ye göre mi alması gerekir? |
Vaktin girip çıkmasında şüphe etmek |
Sual: Namaz vaktinin girdiğinde şüphe edilerek kılınsa, sonra, vakit
girdikten sonra kılındığı anlaşılsa, namaz kılınmış olur mu? |
Vakt (Vakit) |
1. Namazın dışındaki farzlardan birisi. |
Vakkas |
Savaşçı, okçu. |
Vakit nakittir |
Sual: Vakit nakittir ne demektir? |
Vâkıf |
1. Mülkü olan belli ve kıymetli malının menfaatini bir şarta bağlamadan müslüman veya zımmî (gayr-i müslim vatandaş) bütün veya belli fakîrlere Allah rızâsı için terkeden kimse. (Bkz. Vakf) |
Vakıf |
Duran, ayakta duran. |
Vâkıa Sûresi |
Kur'ân-ı kerîmin elli altıncı sûresi. |
Vâkı'ât Haberleri |
Hanefî mezhebinde, üç imâmdan (İmâm-ı a'zam, İmâm-ı Yûsuf ve İmâm-ı Muhammed'den) bildirilmiş olmayıp, bunların talebelerinin ve talebesi talebelerinin ictihâd ettikleri, bildirdikleri hükümler. Hanefî mezhebinde vâkı'ât... |
Vâki olanda hayır vardır |
Sual: İnsanın başına, büyük küçük bir sıkıntı, bir bela gelince veya işi ters gidip beklediği neticeye kavuşamayınca, (Hakkımızda hayırlısı böyleymiş. Vâki olanda hayır vardır) deniyor. Bunun hayırlı olduğu... |
Vakfe |
Durma; haccın farzlarından olup, Arefe günü Arafat'ta öğle ve ikindi namazından sonra bir miktar durmak. |
Vakf (Vakıf) |
1. Mükellef (akıllı, müslüman ve ergenlik çağına erişmiş)kimsenin kendi mülkü olan mütekavvim (belli, kıymetli ve dayanıklı)malının menfaatini (faydasını) hiçbir şarta bağlamadan, müslüman veya zımmî (gayr-i müslim vatandaş), bütün... |
Vajinit |
Dölyolu iltihabı. |
Vajınalit |
Erbezini bir kılıf gibi saran seröz zarın iltihabıdır. |
Vajen |
Kadın cinsel organı. |
Vaiz olarak ölüm kâfidir |
Hazret-i Ömer’in yüzüğünde Kefa bil-mevt vaızan ya Ömer yazılı idi.
Manası, Ya Ömer, vaiz olarak ölüm kâfidir demektir. Ya Ömer kısmı
hariç, hadis-i şeriftir. (Taberani) |
Vâiz |
Nasihat eden. |
Vahy-i Metlûv |
Cebrâil aleyhisselâmın, Allahü teâlâdan aldığı haberleri getirerek peygamberlere okuması. |
Vahy-i Gayri Metlûv |
Allahü teâlâ tarafından peygamberlerin kalblerine bildirilen vahyi, peygamberlerin kendilerine âit kelimelerle yanındakilere bildirmesi. Hadîs-i kudsî. (Bkz. Hadîs) |
Vahy Kâtibi |
Peygamber efendimize gelen vahyi, O'nun emri ile yazan sahâbîlere verilen isim. |